11 Şubat 2014 Salı

KÜÇÜK KIRMIZI TAVUK

Zamanın birinde bir çiftlikte kırmızı ibikli küçük bir tavuk yaşarmış.
Tavuk kendi yiyeceğini kendi bulur ve bu güzel çiftlikte çok mutlu bir
hayat yaşarmış. Bir gün buğday taneleri bulmuş ve bunları ekerek daha
çok yiyecek elde edeceğini düşünmüş. Ancak nasıl ekeceğini bilmediği
için arkadaşlarından yardım istemiş:
- Bu buğday tanelerini ekmek için kim bana yardım edecek ?
Ördek cevaplamış:
- Ben yardım edemem, ancak istersen sana kahve tohumu satabilirim.
Buğday yerine kahve ekersen, çok para kazanır ve istediğin kadar
buğday alırsın.

Domuz oradan seslenmiş:
- Ben de yardım edemem, ancak kahve ekersen ürünlerini ben satın alırım.
Fare hemen atlamış:
- Ben buğday ekiminden anlamam ancak kahve ekmek için gereken parayı
sana borç verebilirim, sonra ödersin.

Ticaretten ve tarımdan anlamayan kırmızı ibikli şirin tavuk, bu sözler
sonrasında kahve ekmeye karar vermiş ve buğdaydan vazgeçmiş. Ancak
kahve nasıl ekilir bilmediğinden yine yardım istemiş:
- Kahve ekmek için kim bana yardım edecek ?
Ördek:
- Ben yardım edemem, ancak kahvenin çabuk büyümesi için gereken
gübreyi sana satabilirim demiş
.
Domuz:

- Ben kahve yetiştirmekten anlamam ancak kahveleri zararlı böceklerden
korumak için ilaca ihtiyacın var, istersen sana satarım demiş.

Fare de:
- Gübre ve ilaç için gereken parayı istersen sana borç olarak veririm
demiş. Sonunda kırmızı ibikli tavuk çalışmaya başlamış, çalışmış
çalışmış. Kahve yetiştirmek buğday yetiştirmekten daha zormuş ve daha
çok gübre ve ilaç gerekiyormuş. Ama tavuğumuz sonunda çok zengin
olacağını hayal ederek sabretmiş. Ve sonunda hasat zamanı gelmiş ve
gerçekten de tavuk çok miktarda ürün elde etmiş, kendisine yol
gösteren arkadaşlarına seslenmiş:
- Kahveleri satmama kim ardım edecek?
Ördek:
- Ben yardım edemem, ancak kahveleri işlemek ve paketlemek için benim
fabrikama getirmelisin.

Domuz:
- Ben de yardım edemem, zaten her önüne gelen kahve ektiği için kahve
fiyatları çok düştü, senin kahven beş para etmez.

Fare:
- Ben bu işlerden anlamam, ayrıca artık sana verdiğim borçları ödemen
lazım.
 
Sonunda kırmızı ibikli küçük tavuk gerçeğin farkına varmış ve
buğday yerine kahve ekmenin büyük bir hata olduğunu anlamış, çünkü
borç içinde imiş ve yiyecek tek bir lokması yokmuş. Açlıktan ölmemek
için yine yardım istemiş:
- Yiyecek bir kaç lokma bulmama kim yardım edecek ?
Ördek:
- Ben yardım edemem, senin hiç paran yok.
Domuz:
- Ben de yardım edemem, zaten herkes kahve ektiği için buğday eken
kalmadı, yiyecek yok.

Fare:
- Ben yiyecek bulamam. Ancak bana borçlarını ödemediğin için para
yerine senin tarlanı almak zorundayım, iyi bir tavuk olursan, belki
senin o tarlada boğaz tokluğuna çalışıp, benim için buğday
yetiştirmene izin verebilirim.

Şimdilerde bizim kırmızı ibikli küçük tavuğumuz, artık farenin olan
eski tarlasında buğday yetiştiriyor ve karnını doyurmaya çalışıyor.
------------------------------------------------------------
Kaynak : İngiltere de ilkokullarda okuma kitabı olarak okutulan 'The
Little Red Hen' kitabından alınmıştır. Acı bir hikaye, kısa, basit...
Adamların dünyanın en sömürgecisi olmasına şaşmamak lazım, ilkokuldan
başlıyorlar ...


6 yorum:

  1. Merhaba Mehmet Bey... Bu hikayeyi madem ki İngilizler ilkokulda okutuyorlar, ben de aynı şekilde "uyanık" olmamız açısından çocuklarıma yazdırıyor ve detaylı bir şekilde hikayenin inceliklerini bir bir işliyorum... Çocuklarım da çok net olayı algılayacak kadar zeki ve çalışkanlar.. :) Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım faydalı olur Tülay hanım, bizim küçüklerde de bir beyin fırtınası estirip önemli noktaların altını çizmek gerçekten çok önemli olabilir. Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
  2. Gerçekten çok acı bir hikaye. Basit bir buğday tanesinin yol açtığı olay. Bu bir çocuk hikayesi ama bence Dünya'nın, ülkemizin bir özeti. Maalesef...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten bunlar dünyamızın acı gerçekleri. toplumcu devlet, derken kastettiğimiz insanlarımızın hedefsiz ve yalnız bırakılmaması. aksi takdirde kapitalizmin ezici çarkları işlemeye başlıyor.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
  3. bir bizim okulların kitaplarına bakıyorum da okullarda okutulması yasaklanan kitaplar varken böylesine inceden inceden çocukları nasıl yetiştiriyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız UYU ALİ UYU'dan ileriye gidemedik. 1938 sonrası tüm eğitimimiz ne yazık ki ABD-AB sarmalına alınan eğitim sistemimizle, adamlar bize düşünmemeyi sadece verilen talimatlara uymayı öğretiyorlar. Mustafa Kemal'in özgür düşünceli gençleri artık yok.
      Sistemlerini kendi nesillerine daha ilkokulda aşılayıp genlerine kadar işliyorlar.
      UYAN ARTIK TÜRKİYE, ÖĞREN, SORGULA GERÇEĞE ULAŞ!
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil