7 Şubat 2014 Cuma

ANTEQUERA

Endülüs gezimizin son şehirlerarası yolculuğu Cordoba ile Malaga arasında oldu. Gezimizin son gününü tekrar Malaga’da geçirme kararı aldığımızdan oldukça geç vakitte Cordoba’dan çıkmamıza rağmen yol üzerinde olan küçük Endülüs kasabası Antequera’yı görmek için kendimize yaklaşık 1 saat kadar bir zaman ayırabildik. Ancak süremiz kısıtlı olduğundan şehir içi gezisini arabamızla yapıp sadece tepede Alcazaba’ya yakın bir yerden şehir manzarasını izlemekle yetindik. Ama daha geniş bir zamanda yapılacak bir seyahatte en azından bir yarım gün ayırmak Endülüs’ü kırsalda tanımak bakımından çok önemli olur.
Kısaca bu küçük kasabadan bahsedeyim. Malaga’ya bağlı bu küçük ilçe “Endülüs’ün kalbi” " (el corazón de Andalucía) olarak tanınıyor. En önemli turistik mekanlarından birisi, görme olanağı bulamadığımız tunç çağından kalma dolmenler.
Nüfusu yaklaşık 50.000 kişi civarında. Malaga’ya 45 kilometre, Cordoba’ya 115 kilometre mesafede. Algeciras limanına tren yolu ile bağlı olması ekonomik önemini artırıyor. Bu sebeple Endülüs’ün lojistik merkezi (Centro Logístico de Andalucía) olma yolunda kabul ediliyor.

Şehir Roma döneminde “Antikira” olarak isimlendirilmiş. Tarih içinde Endülüs milliyetçiliği yönünden önemli bir rol üstlenmiş. 1883’de bir federal anayasa çalışmasına sahne olmuş.
Emeviler 711’de yarımadaya çıktıktan 5 yıl sonra şehri fethetmişler. O dönemde “Antaquira” olarak adlandırılmış. (Tam ismi Medina Antaquira) Arap egemenliği 1212’de olan “Las Nadas de Tolosa” savaşından sonra gevşemeye başlar. Bu dönemde yaklaşık 2.600 olan şehir nüfusuyla Granada Nasrid krallığından kuzey sınır şehri olarak yaşarsa (ki bu dönemde şehrin müdafaası için alcazaba inşa edilir) da Aragonlu 1. Ferdinand tarafından 1410’da fethedilir. Bu fetih Ferdinand’a 1412’de “Aragon kralı” kralı olarak taç giymesine olanak sağlar. (Şehrin ana caddesinin ismi “Calle Infante Don Fernando”).

Şehrin belli başlı görülecek yerleri şu şekilde;

Real Colegieta de Santa Maria la Mayor kilisesi (1514-1550 Gotik stilde. İnşası sırasında Roma dönemi şehri “Singilia Barba” antik şehrinin taşları kullanılmış)

Real Celegiata de San Sebastian kilisesi (1548 Barok stilde)

Convent of Madre de Dios de Monteagudo (1747-1761 Çan kulesi Barok stilde)

Convento de la Encarnacion (1580 Mudejar stilde)

Alcazaba

Palace of Najera (18. Yüzyıl, Yerel müze olarak kullanılıyor)

Arena (1848, 1984’de onarımdan geçmiş

Arco de los Gigantes (1595’de İspanya kralı 2. Philip anısına yaptırılmış)

Roma Banyoları

Estacion Roma villası (MÖ 1. Yüzyıl-MS 4. Yüzyıl)


2 yorum:

  1. Ne güzel korunmuş bir yer.. tertemiz, sade, gösteriş yok, reklam panosu yok.. güzel bir gezinti olmuşş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçek şehirleşmeyi, şehirciliği ve bir şehrin insanlarının nasıl olması gerektiğini buralarda anlıyorsun. Bu yazımızla gezimizin görülecek yerleri sona erdi. Kısmet başka gezilere. Sevgiyle kalın.

      Sil