28 Şubat 2013 Perşembe

ARALIK AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 3


KİTABIN ADI
Böyle Buyurdu Zerdüşt
KİTABIN YAZARI
Friedrich Nietzsche
KİTABIN ÇEVİRMENİ
Filiz Bel
KİTABIN YAYINEVİ
Tutku Yayınevi
KİTABIN BASKI YILI
2011
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI
306 sayfa
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10  
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
10/10 

Felsefenin üstadı Nietzsche’nin adı çok tanınan kitabını sonunda okudum. Doğrusu kurguda yer yer beni aşan çok durum olduğunu gördüm. Elbette felsefi bir kitabı roman gibi okuyamazsınız. Betimlemeler döneminin özelliklerini yansıttığından genç okura çok sıkıcı da gelebilir. Kitabı felsefe meraklıları dışında kime önerebileceğimi bilmiyorum. Ama merak edenler, kendini felsefe konusunda denemek isteyenlere önerebilirim.
Kitabın tanıtımından;

Saygılı, dayanıklı ve kuvvetli bir ruhun ağır yükleri vardır. Onun kuvveti, daima ağırı ve en ağırı ister. "Ağır nedir?" Dayanıklı ruh böyle sorar. Deve gibi diz çöker ve iyi yüklenmek ister. Yiğitler, 
"En ağır şey nedir ki omzuma alayım ve kuvvetime sevineyim?" der. Her türlü cefayı çekebilen ruh böyle sorar. Kibirini zedelemek için alçalmak mı? Hikmetiyle alay için deliliğini belli etmek midir? Yoksa, zaferini kutlayan bir davadan ayrılmak mı? 

Gerçeğin aşkıyla ruhta açlık çekmek midir? Hasta olmak ve teselliye geleni geri çevirmek ve senin istediğini hiçbir zaman duyamayan sağırlarla dostluk yapmak mıdır? Bizi hor görenleri sevmek ve bizi korkutmak isteyen hayalete el uzatmak mıdır? İçinde gerçek var, diye kirli sulara dalmak ve soğuk kurbağaları, sıcak yengeçleri itememek midir? Bütün bu en güç şeyleri dayanıklı bir ruh yüklenir. Yükünü almış ve çöl yolunu tutan bir deve gibi o da kendi çölüne doğru yürür. 

Alışılagelmiş söylemlerin dışına çıkıp, düşünerek hayatın önemini anlatan, insanın hayatını daha da anlamlandıran bir başucu kitabı elinizde tutuyorsunuz. Akıcı, doyurucu ve zengin dili ile tüm dünyada onlarca yıldır okunan eşsiz bir eser. 
Nietzsche'nin düşüncelerinin en yüksek düzeye eriştiği olgunluk dönemi, 'Böyle Buyurdu Zerdüşt' adlı bu eseri ile başlar. Bu eser, Nietzsche Felsefesi'nin de ana kitabıdır”.
Friedrich Wilhelm Nietzsche (d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900), "Güç İstenci", "Üstinsan", "Bengidönüş" gibi özgün fikirlerle tanınan varoluşçu Alman filozof.
Nietzsche'nin felsefe öğretisi, kendi çağına tümden bir karşı çıkış olarak görülmektedir. Kendisinin bütün derdi, insanı akılcılığın kıskacından kurtarıp kendisi üzerinden düşünmesinisağlamaktır. Ona göre Tanrı ölmüştür ve insanlar Dünya'da yapayalnız kalmışlardır. Bu yüzden insanlar Tanrı'dan bekledikleri umut ve istekleri bir kenara bırakıp kendilerini Dünya'ya adamalılar. Böylelikle düşünce ile yaşam arasında bağ kurulması daha kolay olur.
Nietzsche, insanlara yeni değerler getirmeye çalışarak güçlü insanların egemenliğinde, çoğunluktan ibaret olan ve sürü olarak nitelendirdiği insanlıkta ilerlemenin mümkün olduğunu ileri sürmüştür. Sürü kendini feda ederek üst insanı belirleyecektir. Üst insan benim diyebilen, kendi gözleriyle gördüğü gerçekliği belirleyen insan olarak görülmektedir. Bütün varlığın temelinde daha güçlü olmaya yönelik irade vardır. Nietzsche'ye göre, insanoğlu sadece kendini korumak ve yaşamak istemez aksine asıl isteği daha da güçlü olmaktır.
Din, ahlak, çağdaş kültür, felsefe ve bilim gibi konularda eleştiriler yazmıştır. Nietzsche'nin etkileri felsefede, egzistansiyalizm ve postmodernizm üzerinde olmuştur. Değerlerin göreceliğini savunmuş, "iyi" ve "kötü" kavramlarını sorgulamış, eleştirmiştir.
Kendisini "Filozoflar içinde ilk psikolog" olarak tanımlayan Nietzsche, Psikanaliz'de kullanılan "BilinçAltı" (id) kavramından ilk kez bahseden kişi olmuş ve bu yönüyle Sigmund Freud ve Psikanaliz'i etkilemiştir.
Kıta felsefesinde ve analitik felsefede alternatif yollar göstermiştir. Yaşamı olumlama, bengi dönüş, anti platonizm onun felsefesinin temel taşlarıdır.
Nietzsche, erken ölümü ve hastalığı nedeniyle, "ne ahlaksal idealini, ne de trajik şiirini gerçekleştirebilmiştir.



27 Şubat 2013 Çarşamba

21.YÜZYILA ÇİN-JAPONYA-KORE ÜÇLÜSÜ KOŞAR ADIMLARLA GİRDİLER..

Değerli arkadaşlar,  Fen derslerini seçmeli, din derslerini zorunlu kılan bir eğitim sistemiyle,  21. yüzyılın  gittikçe çetinleşen problemlerinin üstesinden gelecek aydın bir nesil yetiştirilemeyeceğini söyleyip duruyorum. 

Bu sefer örnek olarak gençlerimizin Matematik-Fen bilgi derecelerini  başka ülkelerle kıyaslamak amacıyla  yaklaşık 70 ülkenin katıldığı ve her 3 yılda bir yapılan PISA sınavını aldım. Bu sınav OECD tarafından  15 ve daha yukarı yaşlarda öğrencilerin  kendi dilinde okumak, anlamak ve matematik-fen beceri derecelerini ölçen bir sınavdır. 

Madem ki nüfus bakımından ve  ekonomik büyüklük bakımından dünyanın ilk 20 ülkesi arasındayız, bu durumda da çocuklarımızın hiç değilse ilk 20-25 arasında olmasını beklerdik.. Ne yazık ki  çok gerideler.. 
 OECD Ülkeleri 
Kurucu üyeler (1961)
§  Avusturya Avusturya
§  Belçika Belçika
§  Kanada Kanada
§  Danimarka Danimarka
§  Fransa Fransa
§  Almanya Almanya
§  Yunanistan Yunanistan
§  İzlanda İzlanda
§  İrlanda İrlanda
§  İtalya İtalya
§  Lüksemburg Lüksemburg
§  Hollanda Hollanda
§  Norveç Norveç
§  Portekiz Portekiz
§  İspanya İspanya
§  İsveç İsveç
§  İsviçre İsviçre
§  Türkiye Türkiye
§  Birleşik Krallık Birleşik Krallık
§  ABD Amerika Birleşik Devletleri
Sonradan katılanlar:
§  Avustralya Avustralya (1971)
§  Çek Cumhuriyeti Çek Cumhuriyeti (1995)
§  Finlandiya Finlandiya (1969)
§  Macaristan Macaristan (1996)
§  Japonya Japonya (1964)
§  Meksika Meksika (1994)
§  Yeni Zelanda Yeni Zelanda (1973)
§  Polonya Polonya (1996)
§  Slovakya Slovakya (2000)
§  Güney Kore Güney Kore (1996)
§  Şili Şili (2010)
§  Estonya Estonya (2010)
§  Slovenya Slovenya (2010)
§  İsrail İsrail (2010)

Bir çok ülke Eğitim programlarının yeterliliklerini sınamak amacıyla PISA’ya katılmaktadır. Türkiye PISA’ya 2003-2006-2009 yıllarında katılmış genel sıralamada hep sondan ikinci olmuştu. 2003 yılı sınav sonucuna göre İlköğretim programı baştan sona tamamen değiştirilmiş, buna rağmen 2009 da yapılan sınavda da önemli bir değişiklik olmamıştır. Tüm sınavlar ve diğer değerlendirmeler de göz önüne alındığında,  dindar nesil yetiştirmekle meşgul Türkiye, bu sefer de  34 OECD ülkesi arasında sondan ikinci olmaktan kurtulamamıştır..

Matematik Sınav sonucu:

Çin (600), Singapur (562), Hong Kong-Çin (555), Kore (546), Tayvan-Çin (543), Finlandiya (541),  İsviçre (534), Japonya (529), Kanada (527), Hollanda (526), Makao-Çin (525), Yeni Zelanda (519), Belçika (515), Avustralya (514), Almanya (513), Estonya (512), İzlanda (507), Danimarka (503), Slovenya(501), Norveç (498), Fransa (497), Slovakya (497), Avusturya (496), Polonya (495), İsveç (494), Çek Cumhuriyeti (493), Birleşik Krallık (492), Macaristan (490), Lüksemburg (489), ABD (487), İrlanda (487), Portekiz (487), İspanya (483), İtalya (483), Letonya (482), Litvanya (477), Rusya Federasyonu (468), Yunanistan (466), Hırvatistan (460), BAE (453), İsrail (447), Türkiye(445), Sırbistan (442), Azerbaycan (431), Bulgaristan (428), Romanya (427), Uruguay (427), Şili (421), Tayland (419), Meksika (419), Kazakistan (405), Arjantin (388), Brezilya (386), Kolombiya (381), Tunus (371), Endonezya (371), ..

Fen Bilgisi Sınav sonucu :

Çin (575), Finlandiya (554), Hong Kong-Çin (549), Singapur (542), Japonya (539), Kore (538), Yeni Zelanda (532), Kanada (529), Estonya (528), Avustralya (527), Hollanda (522), Tayvan-Çin (520), Almanya (520),  İsviçre (517), Birleşik Krallık (514), Slovenya (512), Polonya (508), İrlanda (508), Belçika(507), Macaristan (503), ABD (502), Çek Cumhuriyeti (500), Norveç (500), Danimarka (499), Fransa(498), İzlanda(496), İsveç (495), Avusturya (494), Letonya (494), Portekiz (493), Litvanya (491), Slovakya (490), İtalya (489), İspanya (488), Hırvatistan (486), Lüksemburg (484), Rusya Federasyonu (478), Yunanistan (470), BAE (466),  İsrail (455), Türkiye(454), Şili (447), Sırbistan (443), Bulgaristan (439), Romanya (428), Uruguay (427), Tayland (425), Meksika (416), Ürdün (415), Brezilya (405), Kolombiya (402),  Arjantin (401), Tunus (401), Kazakistan (400), Endonezya (383), .....

Görüldüğü gibi Süper Ülke Çin açık ara ile tüm OECD  ülkelerine fark atmaktadır.. Ardından Kore ve Japonya geliyor.. Kullandığınız  teknolojik donanıma, evinizdeki elektronik eşyaya bir bakın, nedenini anlarsınız.. 

 æ
D.Ali Ercan <daliercan@gmail.com>