26 Şubat 2013 Salı

ARNAVUTLAR, KARADENİZLİLER-LÂZ’LAR, ÇERKEZ’LER

Hakan Şükür adlı  top kovalayan biri “Ben Türk değilim, Arnavut’um” demiş… Dilin kemiği yok derler, biz de "cehaletin sınırı bazen vatan hainliğinde sona erer" diyeceğiz:
·        Arnavutlar Etrüsk kökenlidirler. Bu gerçeğin ileri sürülmesiyle Batılı başkaldırmış ve “Arnavutlar gibi geri kalmış ilkel bir halkın Etrüsk olması imkânsızdır”  demişlerdir.
Biz Arnavutları ilkel görmek istemiyoruz. Ama, yukarıdaki adı taşıyan kişi “top kovalarken Türk, Türklerin Büyük Millet Meclisine seçildiğinde Arnavut olan kişi en aşağı iki yüzlüdür…Ya da sadece yüzsüzdür."
 Hatırlayalım
·        Ön-Atalar M.Ö.7 binlerde kuraklıktan göç esnasında yollarına çıkan Balkanlar’a yayılmışlar ve yazılarıyla göç ederken de bu kıt’ayı ışıklandırmışlardır. Bir örnek:
·         As Ësiñisim  yazıtı… Arnavutluk’ta Berat kenti yöresinde Balşi köyü manastır harabesi yazıtı (Kâzım Mirşan)
Yalnız dikkat!.. Ön-Türk kültürü ırkçılık ya da kafatasçılık değildir. Söz konusu konu, kültürdür ve kafanın dışıyla değil içiyle meşgûl olur!.. Ama  DNA testi yapılırsa Arnavutlar’ın ayni zamanda Türk oldukları ortaya çıkabilir.
Sevimli Karadenizlilerimiz, Lâzlarımız,  Ön-Türk kültüründendirler:
·        OQ-OZ ULIQ KÖL, Karadeniz’in tarihteki ilk adıdır; “Tanrısal OQ’ları(Oq halkını) ulaştıran deniz” demektir.
Trabzon mağaralarında Ön-Türkçe yazıtlar bulunur
·        ZONGULdak, bir ad değil, Ön-Türkçe bir cümledir
  Aslı OZ-ONG-UL olmalıdır. DAK ekinin anlamı henüz araştırılmamıştır; bunu analiz edecek, K. Mirşan’dır
 OZ = Tanrıyla özdeşleşmiş.. ONG-ËL = Tanrıya erişme başarısını elde etmiş halk…Cümle hâlinde “Tanrıya erişme başarısını kazanarak Tanrıyla özdeşleşmiş halk”… Bu halk, Yunanlıların ticaret için Karadeniz sahillerinde tezgâhlar kurduklarında  zaman içinde Yunanca öğrenmiş ve bu nedenle Pontus adıyla bir Yunan krallığı kurulmuştur ama kökende yazısıyla Ön-Türk kültürü vardır
 ·        Karadeniz’e verilen PONTUS EUXİNUS’ta EUXİNUS(ögzinus) kelimesinde ÖG,İG, “su” demektir. (Z) harfi çoğul ekidir. Fransızca’da (S)ye dönüşmüştür; Ögzin, sular’a ait, US”yüce”demektir
·        Pontus, Lâtince’den alınmadır, “köprü” demektir; yani, Yunan’ı, Karadeniz’e bağlayan köprü demek olabilir
·        Pontus ögzinus,  “Yunanla köprü oluşturan yüce sular” yani, deniz anlamına varabiliriz

·        Sinop Tershane kapısının lento yazısı Ön-Türkçe’dir. Kâzım Mirşan tarafından bulunmuştur.
Lâzlarımız‘a gelelim: Trabzon mağaralarındaki üç yazıttan biri (Kâzım Mirşan)… Yazı Issıq Köl yazısı yâni, Altın Elbiseli Adam’ın mezarındaki  yazı türündendir

·         Kutsal Evren’de Kozmozlaşma
  Yâni,  Tanrıyla Özdeşleme

Dinler tarihiyle ilgili ama gizlenmekte olan bir gerçek:
·        Gök’e 3 filozof (Peygamber) çıkmıştır (KM)
·        Birisi  Mısır’dan, NİL’den
·        İkincisi, Trabzon’dan M.Ö.516’da
·        Üçüncüsü, Kudüs’tendir, yani İsa Peygamber’dir

Lâzlarımız, Horon teperler. Oyunlarının tartısı, 7 zamanlı (2+2+3) ve 5 (2+3) zamanlı aksak tartıdır.
Kısacası, Ön-Türk yazısı içeriği ve aslında tinsel değerde olan HORON..Lâzlarımızı bizden koparamazlar…

Çerkesler:
·        Yıllar önce, Düzce’de bir lokantada nûranî yüzlü yaşlı, saygın bir Çerkez’i tanımış ve kim olduklarını sormuştum. Bana,  “evlâdım” demişti, “bizim esas adımız
·        UB-IK… maalesef gençlerimiz ne olduklarını, adlarını bile bilmemektedirler”.
Yıllar sonra Ön-Türk kültürüne (kafatasına ve ırkına değil) ilgi duyduğumda
·        Prof. A. Erzen’den atalarımızın M.Ö.13binlerden başlayarak Kafkaslar yoluyla Anadolu’ya göç ettiklerini, bu göçlerin devamlı olduğunu öğrendim
·        Demek ki bu göçlerle kendilerine UB-IQ adı veren bir gurup, Kafkaslar’a yerleşmiş ve kimileri de Anadolu’ya, göçlerine devam etmişlerdir.
·        UB sözcüğünün çeşitli anlamlarından biri, “en yüce”dir
·        IQ ise, aidiyeti gösterir. Latince’ye IQ(ique) olarak geçmiştir. Örnek:
·        Histoire, historique

Bu kısa açıklama ile Batı’nın çıkarları için çeşitli bahaneler, saptırmalar, yalanlar ve yakıştırmalar ile Türkleri ve Anadolu’yu parçalamak için 1774’te Küçük Kaynarca antlaşmasından sonra aldıkları karar ile uygulayacakları Etniler politikasının ipliğinin pazara çıktığı meydandadır, Türk halkı artık uyanmaya başlamıştır.

Ey akademisyenlerimiz!..
Bu bilgileri ben, Etnolog kişi değil, sizler vereceksiniz. Bunlar sizlerin derin, geniş  İhtisasınızın çerçevesindedir…
Uyku ilâcı mı aldınız?…Uykusuzluktan yakınıyorum, bana o ilâcın adını verir misiniz?

 Saygılarla
 Halûk Tarcan (CNRS-Paris)

8 yorum:

  1. Sevgili Merki,
    Çok ilginç bir çalışmaya yer vermişsiniz. Özellikle Zonguldak değerlendirmesi dikkatimi çekti. Konumum gereği ilgi alanımda özel bir yeri olan Zonguldak'la ilgili söylenenleri ilk kez duyuyorum.
    Şehrin adıyla ilgili çeşitli değerlendirmeler var. Onlardan bazıları şöyle:

    "Zonguldak isminin verilişi çeşitli rivayetlere dayanmaktadır; sazlık ve kamışlık anlamına gelen zongalıktan, sıtmanın titremesini tarifen zonklamaktan ve bir başka rivayete göre de, sisli bir havada gemisiyle buraya giren kaptanın sis kalktıktan sonra burası zongalıkmış demesinden, semer otuna (kemer otu, kındıra otu) zongura denmesinden, Zonguldak isminin verildiği söylenmektedir.

    Kent adını, "Sandraka / Sandrake" adıyla bilinen yerleşim, adını Sandra Çayından alarak Zonguldaka dönüşmüştür.

    Bir başka görüşe göre; Göldağı nın nirengi noktası alınması sonucu ,Göldağı kesimi ya da bölgesi anlamına gelen Zone Ghuel Dagh ınTürkçe okunuşundan almıştır.

    Necdet Sakaoğlu'nun tespitine göre de; Daha çok şimdiki Zonguldak'ın bulunduğu yerde ocaklar açan Fransız girişimciler yörelerinin çok engebeli ve sıkormanlık oluşu sebebiyle buralara Jungle (Cangıl) adını vermişler, buna yerli halkın orman anlamında kullandıkları dav - dağ kelimesi deeklenince zamanla Zonguldak biçimini alacak olan "Jungle-Dağ" ismi doğmuştur

    Kaynak: http://www.harbiforum.org/memleketim/93085-sehirlerimizin-isimlerinin-anlamlari.html#ixzz2Lzw1Dom9

    Sevgili Merki, Zonguldak 1924 Yılında Cumhuriyetin ilk şehri olmuştur. Halkı madenlerde çalışmak amacıyla her yöreden gelip yerleşen insanlarımızdan oluşuyor. Katkı anlamında söylüyorum.
    Bu arada millete vekil olma cesaretini göstermiş; onların sorunlarını çözme makamına geldikten sonra, dağdaki çobanın bile bildiği konularda "Ben bilmem büyüklerim bilir!" diyerek kendini hiç etmiş bir kişiyi ciddiye almamak gerekir. Tek bildikleri, ne yolla olursa olsun, para kazanmak olan bu aç gözlüler millete hesap vereceklerdir.
    Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Aysema,
      Yazıyı yayınlarken Zonguldak nedeniyle yazının dikkatinizi çekeceğini biliyordum. Sayın Haluk Tarcan'ın, Kazım Mirşan'a dayalı olarak yaptığı araştırmalar sonucu hazırladığı 3 kitap eski ya da Ön Türk tarihi yönünden çok etkileyici bilgilere sahip. Zonguldak ismine ilişkin yaptığı yorum da ilginç ve kabul edilebilir geldi bana.
      Sevgi ve saygılar sunarım.

      Sil
  2. Keşke yüreğimdeki şükran duygularımı aktarabilsem.. Ama buna ne dilimin ne de kalemimin gücü yetmez sevgili MehmetBilgehan..Muhteşem bilgiler aktardığınız ve aktarılmasına öncü olduğunuz için size minnetlerimi ve sevgilerimi bırakıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hanımefendi,
      Bu derece güzel bilgileri paylaşmamam imkansız. Değerli yazarımız Haluk Tarcan'ın bu konudaki 3 muhteşem kitabını edinmenizi öneririm. Atatürk, bu çalışmalara vakıf olsaydı inanın çok duygulanırdı. Sevgili Ata'mın ruhu şadolsun!
      Saygı ve sevgilerimle.

      Sil
  3. Çok güzel bilgiler. Oğluma da okuttum.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sezer hanım,
      Nice güzel insanın muhteşem tarihimizi yeterince öğrenmesi dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

      Sil