29 Kasım 2013 Cuma

TARİFA - TANGER

Hotel Meson De Sancho’ya ulaştığımızda gece 21.00 civarıydı. Otelin restoranında akşam yemeğini yerken, gezimizin 4. Günü olan pazartesi günü Fas’a geçmeyi planlamıştık. Tarifa’dan kalkan feribotlar yaklaşık 1 saat içerisinde Tanger’e ulaşıyor. Araba ile sorun yaşamamak için aracı Tarifa limanında bırakmayı düşünüyorduk.

Ancak internette bilet fiyatlarını 45 Euro gibi çok yüksek bir fiyatta görünce otel reception’undan yardım istedik. Verdikleri bilgiye göre, bizi sabah alan bir servis aracı ile Tarifa limanına götüren ve gidiş geliş feribot bileti, öğle yemeği ve rehberlik hizmetleri ile dönüş sonrası servis dahil kişi başı 55 Euro üzerinden günlük turlar bulunduğu istenirse bilet kesebileceklerini söyleyince bize çok makul geldi. Hem aracımızı otelde bırakıp aynı şekilde geriye dönebilecek ve hem de bilmediğimiz bir şehirde araca ve yemeğe harcayacağımız rakamlar ile bütçeyi aşma sorunu yaşayabileceğimizden günlük turu almayı seçtik. Seçtiğimiz tur aslında en basit tur. Verilen broşüre göre, günlük temalı turlar ya da bir gece konaklamalı seçenekleri olan başka turlarda varmış.
Biz, gezimizin pazartesi gününü özellikle Tanger’e ayırmıştık. Birinci sebep, herkesin bildiği gibi Avrupa’da pazartesi günleri tüm müze ve ziyaret yerleri kapalı. Pazartesi günü İspanya’da kalırsak gezi günümüzün çoğu boş geçecekti. İkincisi de pazartesi günü kurban Bayramı arifesiydi. Daha sonraki 4 gün bayram tatili olduğu için Tangerde açık bir yer bulmak mümkün olmayacaktı. Reception’a bedelin bir kısmını komisyon olarak ödeyerek geçici biletlerimizi aldık. Bedelin kalanını limanda feribot biletlerini alırken ödeyecektik.

Sabah belirtilen saatte otelimizin hemen önünde bulunan Tarifa yoluna çıktık. Otelin hemen çaprazında tur şirketinin bir küçük satış ofisi vardı. Ama kapalıydı. Tam servisin geleceği bildirilen saati 10 dakika geçince biraz meraklanıp otele sormaya giderken küçük bir servis bekleyen bizleri almak için bir şehirlerarası otobüs geldi. Meğer Tarifa’dan gidecek yolcular için Algeciras’tan kalkan otobüs bizi yol üstünden alıp bırakıyormuş.
Binişimizden 10 dakika sonra Tarifa limanına ulaştık. Bilet gişesine geçici biletimizi ve pasaportlarımızı verip feribot biletlerimizi aldık. Bu sırada tur görevlisi İspanyol rehberimiz bizi buldu ve tur hakkında kısa bir bilgi verdi. Tüm arap ülkelerine giriş ve çıkışta kullanılan kartları doldurup rehberimize verdik. Sınır polisi İspanyol Schengen vizesi olanlara çıkış damgası bile basmıyor. Sadece başka vizelere giriş çıkış basıyor.

Feribot tam saatinde kalktı. Fas ile İspanya arasında 1 saatlik fark uygulaması var. Giderken örneğin sabah 08.00’de binip 1 saat yolculuktan sonra Fas’a yine saat 08.00’de iniyorsunuz ama akşam 18.00’de bindiğinizde Tarifa’ya 20.00’de ulaşmış oluyorsunuz.




Tarifa-Tanger arasındaki deniz Atlas Okyanusu. Tarifa ili, Cebelitarık’ın daha batısına düştüğü için feribotumuz bizi resmen Atlas Okyanus’undan geçirmiş oluyor. Gidişimiz sırasında feribotun yaklaşık 1 mil kadar açığından bir balina çok kısa süreyle çıkıp biraz su püskürtüp tekrar denize daldı. Ancak hepsi 5-10 saniye sürdüğü için fotoğraf makinelerimize davranamadık. Sonradan araştırdığımızda Tarifa’da sadece balina gözlemleyen günlük feribot turları var imiş.




Tanger, yaklaşık 700.000 nüfuslu ve Türkiye’de daha çok Tanca olarak bilinen Fas vilayetinin merkezi. Ama gördüğüm kadar ile Suriye Lübnan gibi ülkelerden dahi oldukça geri ve Türkiye’nin belki 50 yıl gerisindeler.

Limanda girişimizi yaptıktan sonra tura kayıtlı olanlar seçtikleri tur çeşidine göre gruplara ayrıldı. Her grup için bir Faslı rehber geldi. Bizim grubumuz 6 kişi bizim dışımızda bir Fransız anne kız ile bir Alman karıkocadan oluştu. Rehberimiz tüm Faslılar gibi Fransızca konuştuğu gibi biz Türklere ve Almanlara da İngilizce anlatımda bulundu.

Gezi anlatımına 2. Bölümde devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder