Elhamra Sarayı esasında, geniş bahçeler ve parklar içinde bir köşk, saray ve külliye olarak tasarlanmış. Kale duvarları arasında kalan saha, çeşitli süs bitkileri, hayvanlar ve fıskiyeler , birbiriyle kenetlenmiş sanat âbideleriyle dolu imiş. Gezimizin daha sonraki kısmında tanıtacağım ve İspanyollar zamanında V. Carlos’un yaptırdığı binâlar hâriç diğerleri, Mersinli Avlusu ile Aslanlı Avlu’nun çevresinde toplanmış vaziyette. Aslanlı Avlusunda bulunan Sultan Mezarları kısmı, İspanyollar tarafından tamamen tahrip edilmiş. Mersinli Avlusu etrafında; Mahkeme Divanhanesi, İki Kız Kardeşler Salonu, Beni Sirac Salonu, Elçiler Salonu, Cami ve Hamamlar mevcut imiş.
II.Muhammed döneminde (1273-1302) Alcazaba (El-Kasaba)’nın ve Şarap Kapısı “Puerta del Vino” boyunca inşa edilen mahallenin tamamlanıp Ravza denilen emirler kabristanının ve Beni Serrac Divanhanesi’nin “Sala da los Abencerrajes” eklenmesiyle Elhamra’nın büyük çapta bir saltanat şehri görünümüne kavuştuğu söylenmekte. Elhamra’nın yukarısında bir yazlık saray olan ve şu anda resimlerle beraber gezmekte olduğumuz, Cennetü’l-Arif de (Generalife) bu emirin döneminde yapılmış. Saray mescidi’nin karşısındaki hamamı da aynı emir döneminde yaptırılmış.
Hariikaymış.. bayıldımm..
YanıtlaSilArapçaya vakıf değilim ama adı sanki "bilinebilen cennet" gibi bir manaya geliyor gibi.
Sil