“Freedom House “ adlı bağımsız düşünce kuruluşunun yayınladığı “Dünyada Özgürlükler 2011” adlı rapora göre; Türkiye Papua Yeni Gine, Filipinler, Madagaskar gibi ülkelerle aynı puanı alarak; içinde Burundi ve Cibuti gibi ülkelerin de bulunduğu “Kısmen Özgür” ülkeler kategorisi içinde yer almış…
TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’na sunulan araştırma raporuna göre, kadınların içler acısı durumda olduğu ve:
Türkiye’de halen, 186 bin kadının kuması olduğu,
5 milyon 439 bin kadının “çocuk yaşta”, 7 milyon kadının “aile kararı “ ile, 2 milyon kadının ise “başlık parası” karşılığında evlendirildiği ortaya çıkmış…
Sadece “dini nikah” ile evlendirilenlerin sayısı 452 bin 139 kadarmış! Sıkı durun, asıl yüz kızartıcı gerçeği okuyorum:
Cumhuriyet Türkiye’sinde:1 milyon 700 bin kadın “birinci derece akrabası” ile evlendirilmiş!?..
“Birinci derece akraba” ne demek? Dilerseniz bu hukuk terimini Türk Medeni Kanunu’ndan bakalım: Türk Medeni Kanununun 17’nci maddesine göre: “Kan hısımlığının derecesi, hısımları birbirine bağlayan doğum sayısıyla belli olur.” Bu kurala göre, bir kimsenin çocukları, annesi ve babası birinci dereceden akrabasıdır. (Kardeşler ikinci derece akraba sayılırlar) kavramın anlamını öğrendiğimize göre, yukarıdaki cümleyi bir daha okuyalım: Türkiye’de 1 milyon 700 bin kadın, babası veya oğlu ile evlidir!..
Duydunuz mu?
Umarım ne dediğimi anladınız!..
Bu “birinci sınıf” evliliklerden doğan çocuk sayısı ne kadardır? Geçmiş yıllardan doğanlar bu sayıya eklenirse, sayı nereye çıkar? Bir de bunların evlilikleri var; o evliliklerden doğan çocukları da hesaba katın! “Sakatlık” durumunu ne kadardır, bir ara bir uzman çıkar onu açıklar. Bu çocuklar ne iş yaparlar? Okuyup bürokraside makam sahibi olanları var mı? Siyasetle ilgilenenler ne kadardır? Sadece oy kullanmaya mı giderler? Aralarından seçilenler olmaz mı? Maçlara da giderler mi? Sokakta gezerken fark edilebilir mi? Araştırmada bu gibi soruların hiç birinin yanıtı verilmiş değil..
Allah aşkına bırakın böyle “saçma sapan” araştırmaları; moralimizi bozmayın durup dururken. Çocukların sanki ne günahı var; onlara anne ve babalarını seçme hakkı mı tanınmıştı?!..(1)
Bunları boş verelim de annesi veya kızı ile “evlilik ilişkisi” içinde olan “erkeklerin”, ne kadar tehlikeli olduğuna bir göz atalım. Kendi kızını veya anasını beceren birinin eline, Allah göstermesin kamu gücünü kullanma yetkisi verilirse veya seçilerek önemli bir makama gelirse, halka neler yapmaz ki! Allah korusun böyle adamlar, memleketin anasını ağlatmaz mı?!.. Bu tehlikeye karşı hiçbir tedbirimiz yok, hepten savunmasız bırakılmışız!..
Bir de bu “babaların” örgütlü olduğunu düşünün!.. O zaman “yandı gülüm keten helva”, yandık ki ne yanmışız!..
Av. Cemil Can
DİPNOT:
(1) http://www.olay53.com/haber/ensest-magduru-bir-kizin-dramatik-oykusu-19900.htm
"Birinci dereceden akraba" sadece yanlış anlamış olmayı diliyorum,yanlış okusam ,keşke siz yanlış yazsanız veya hepten yalan olsa bu bilgi.sinirlerim bozuldu.Aklım almıyor değil ALAMIYOR :( gerçekten çok üzüldüm.ve işte böylece erkekten ve sistemden nefret eden milyonlarca kız çocuğu yetişiyor ve bir o kadar sorunlu erkek evlat sonra diyoruz ki memlekete ne oldu,işte bu oldu :( sizinde dediğiniz gibi bu çocuk ve kadınların günahı ne ?!
YanıtlaSilSevgili Arsızkedi,
YanıtlaSilBöyle ciddi bir araştırma raporunda bu kadar basit bir hata yapılabileceğini sanmıyorum. sayın meslektaşım konunun korkunç boyutunu ele almış. 2. derece olsa ne çıkar buraya da kardeşler giriyor. Dehşeti buradada hissetmeniz mümkün.
Sevgi ve saygılar.
mecazi anlamda hata demek istiyorum, yani keşke koca bir yanlışlık olsa çünkü insanın inanası gelmiyor.işte biz bunu yazıp konuşurken birileri bunu yaşıyor.bambaşka istatistikler yapmamız gerekirken 2000 li yıllardayız diye övünürken birileri durup düşünmeli elini taşın altına koymalıyız hatta hepimiz
YanıtlaSil