KİTABIN ADI : Yeşil Peri Gecesi
KİTABIN YAZARI : Ayfer Tunç
KİTABIN ÇEVİRMENİ -
KİTABIN YAYINEVİ : Can Yayınları
KİTABIN BASKI YILI : 2010
KİTABIN BASKI SAYISI : 1. Baskı
KİTABIN SAYFA SAYISI : 463 sayfa
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ : 10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ : 10/10
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ : 9/10
YORUM: Ayfer Tunç, son dönem Türk Edebiyatında çok önemsediğim yazarlardan biridir. Elden geldiği kadar roman ve hikayelerini yakından takip etmeye çalışırım. Giderek birikimini yansıtmakta başarılı ve çok verimli buluyorum.
“Yeşil Peri Gecesi”ni de severek aldım ve kısa zamanda bitirdim. Fakat roman bende karmaşık duygular uyandırdı.
Ayfer Tunç romanlarında, zamanda gidip gelmeyi çok yapan bir yazar. Dozunda kullanıldığında gayet yerinde oluyor. Fakat bu romanda zaman gel gitleri o kadar sık ki, roman bir hayli ilerleyince dahi roman kişilerini tam yerlerine oturtamıyorsunuz. Bu kitapla aynı zamanda İsabel Allende’nin “Denizin Altındaki Ada”sını okuyordum. Zaman gel-gitinin dozunda kullanılmasının mükemmelliğini ister istemez fark ediyorsunuz.
Romanın başlangıç bölümlerinde “aşkımızın ipini çektiğim gece” tamlaması o kadar çok kullanılmış ki bir süre sonra rutin bir tekrarmış gibi göz önüne çıkmaya başlıyor, anlamını yitiriyor. Sonradan ortada “aşk” olmadığını da öğrenince sarsılıyorsunuz.
Yine romanda biraz olumsuz bulduğum bir konu: Okuduğum romanlarda çok alışık olmadığım belki de rastlamadığım bir cümle kurma biçimi de cümledeki bir fiili ya da sıfatı üç kez tekrar ederek oluşturulan cümleler.
Örneğin, (romandan almıyorum) “Aşkımız, çok-çok-çok güzeldi.” Ya da “Buna canım sıkıldı-sıkıldı-sıkıldı.” gibi. Belki bir yada iki kullanma roman içerisinde hoşluk yaratabilir ama başlangıçta dikkati çekecek kadar çok kullanılınca biraz garipsedim.
Uzman bir kritikçi değilim. Ama sayın Ayfer Tunç, romanın ilk 50 sayfasında aşırı zorlanmış gibi geldi. Bu kısmı önce mi yoksa sonra mı yazdı bilemiyorum, ama bir sıkıntı sezdim. Oysa çok akıcı bir anlatımı var. Değişik bir ruh halinin yansıması olabilir.
Sayın Tunç aslında iyi bir konu yakalamış, yer yer çok güzel ve çoşkuyla anlatılmış bölümler var. Ama galiba sonunu da tam istediği gibi bitirememiş, sıkılmış ya da başka bir şey her nasılsa… Öyle yorumlamış olabilirim.
Yaşadığım hayal kırıklığının ve romandan istediğim tadı alamamamın sebebi Ayfer Tunç’tan çok daha başarılı eserler beklediğimden olabilir. Zaman içerisinde kitabın değeri daha iyi anlaşılacak.
(Blog arkadaşlarımdan Ceren’in “www.neoyle-neboyle.blogspot.com” sitesinde 22 Kasımda yayınlanan yorumu da okumaya ne dersiniz?)
Ayfer Tunç (d. 1964, Adapazarı), Türk yazar.
Erenköy Kız Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. Üniversite yıllarında çeşitli edebiyat ve kültür dergilerine yazılar yazmaya başladı. Edebiyat üzerine ilk yazılarını 1983 yılından itibaren çeşitli dergilerde yayımladı. 1989 yılında gazeteciliğe başladı. Sokak dergisinde, Güneş ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde çalıştı. 1989 yılında Cumhuriyet Gazetesi'nin düzenlediği Yunus Nadi Öykü Armağanı'na katıldı, Saklı adlı öyküsüyle birincilik ödülü aldı. 1999-2004 yılları arasında Yapı Kredi Yayınları'nda yayın yönetmeni olarak görev yaptı. 2001 yılında yayımlanan Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek-70'li Yıllarda Hayatımız adlı yapıtı, 2003 yılında altı Balkan ülkesinin katılımıyla düzenlenen Balkanika Ödülü'nü kazandı ve altı Balkan diline çevrilmesine karar verildi. 2003 yılında Sait Faik'in öykülerinden hareketle yazdığı Havada Bulut adlı senaryosu filme çekildi ve TRT'de gösterildi. Çeşitli gazete ve dergilerde yazmayı sürdürmekte ve kitapları Can Yayınları'nca yayımlanmaktadır.
Kitapları
• Saklı (Öykü, 1989, Cem Yayınları)
• Kapak Kızı (Roman, 1992, Simavi Yayınları - 2004, Can Yayınları)
• İkiyüzlü Cinsellik (Oya Ayman'la birlikte araştırma, 1995, Altın Kitaplar)
• Mağara Arkadaşları (Öykü, 1996, YKY - 2005, Can Yayınları)
• Aziz Bey Hadisesi (Öykü, 2000, YKY; 2006 - 2005, Can Yayınları)
• Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek (Anı, 2001, YKY - 2005, Can Yayınları)
• Taş Kağıt Makas (öykü 2003 YKY - 2005, Can Yayınları)
• Belki Varmış Belki Yokmuş (2003, YKY)
• Evvelotel (öykü 2006, Can Yayınları)
• Ömür Diyorlar Buna (yaşantı 2007, Can Yayınları)
• Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi (Roman, 2009, Can Yayınları)
• Yeşil Peri Gecesi (Roman, 2010, Can Yayınları)
hoşbuldum :)
YanıtlaSilteşekkür ederim:)
YanıtlaSil"aşkımızın ipini çektiğim gece”, sonradan ortada “aşk” olmadığını da öğrenince sarsılıyorsunuz." evet bende de aynı duyguyu uyandırmıştı. ama o tekrarlamalar nedense bana çok hoş geldi zaten karakterde çok baskın duygulara sahip olduğu için garipsemedim sanırım.
şimdi de "bir deliler evinin.." kitabını okumaya başlıyorum.
Sevgili Arsızkedi,
YanıtlaSilHer zaman bekliyorum. Özellikle kitap okumanız hoşuma gitti. Kitaplara yorumlarınızı bekliyorum. Sevgiyle kalın.
Sevgili Ceren,
YanıtlaSilyorumuna çok teşekkür ederim. Ortak duygularımız olacağı gibi farklı düşüncelerimizde olacak. Okumaya başlayacağın kitabı çok sevmiştim. Eskiden okuduğum için blogda yorum yapma şansım yok. Ancak senin yorumlarını aldıktan sonra birkaç satır eklerim. Sevgi ve saygılar.
O an ki ruh halim ,okuduğum kitaba ,anlatılanların dışında farklı anlamlar yüklememe sebep oluyor.Med-cezirlerim kitabın gel gitlerinin önünde olabiliyor kimi zaman.Soruyorum kendime şimdi med mi cezir mi diye..Kimi zaman kesişiyor,kimi zaman çarpşıyor..Tanıtım için çok teşekkürler..Ceren'e gidiyorum şimdi..sevgiler..
YanıtlaSilSevgili Larenta,
YanıtlaSilKitabı çok eleştirdiğime bakmayın. İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş. Okumanızı öneririm. Sevgi ve saygılar.
Merhaba Mehmet Bey!
YanıtlaSilBlogumda yorumunuzu görünce ben de sizin,kitap hakkındaki düşüncelerinizi merak ettim.Çok güzel yazmışsınız,elinize sağlık.
Kitapta yer alan zaman gelgitleri beni o kadar rahatsız etmedi.Normalde ben de aslında pek sevmem ama nedense buradakilere takılmadım hiç.Ama "aşkımızın ipini çektiğim gece"sözü gerçekten de sonradan hayal kırıklığı yarattı,ortada çok da aşk olmadığını görünce.
Evet siz de okumuşsunuz. Geçmiş zaman ve şimdiki zaman arasında gelip giden bir roman değil mi? Ama bana çok rahatsızlık vermedi ve rahatça oturdu romandaki kişi ve olaylar yerine. Ama bahsettiğiniz "aşkımızın ipini çektiğim gece" (bu tanımlama çok hoşuna gitmiş olmalı) çok sık kullanıldığı için çok rahatsız etmişti beni de. Ama bloğuma yazmamışım, sizi okuyunca farkettim. Bir not defteri bulundurmalıyım yanımda belki de.Okurken o anda hissettiklerimi, bir yada iki cümleden oluşan fikirlerimi yazıp, bloğa aktarırken kullanmalıyım. Bol kitaplı günler dilerim.
YanıtlaSilYorumlarımı okuduğunuz için çok teiekkür ediyorum. aynı kitapta farklı düşünceleri duymak açıkçası hoşuma gidiyor. Farklı noktalara yönelmek çok ilgi çekici.
SilSevgiler ve saygılar.