28 Haziran 2012 Perşembe

HAYATININ SINAVI

Ewan 22 yaşına o sene basmıştı, kendinden emin çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanın asaletini taşıyordu.

10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak üzere İngiltere'den ayrılacaktı, hiçbir şeyden korkmuyordu ama duygusallığı nedeniyle, ülkesinden ayrılma fikri zor geliyordu ona.
Ağır adımlarla büyük kütüphaneden içeriye girdi, bir kitap alıp oturdu ve okumaya koyuldu. Gerçekten de çok güzel temalara değinmiş etkileyici bir kitaptı elindeki, ama daha da güzel olanı kitabı daha önce başkasının da okumuş ve bazı yerlere notlar almış olmasıydı.
Okuyanın notlar aldığı bölümler Ewan'i da derinden etkiliyor, notları okudukça sarsılıyordu.
Kim olabilirdi bu ?
Hemen kütüphane memuresine gitti ve daha önce kitabı okuyan kişinin kim olduğunu öğrendi.
Holly adında bir kadındı, adresini aldı ve eve varır varmaz bir mektup yazdı:
"Büyük Kütüphanede bir kitap okudum. Eklediğiniz notlar karşısında hayranlık duyduğumu belirtmeliyim. 10 gün sonra Kore'ye gidiyorum, sizi tanımak ve sizinle mektuplaşmak istiyorum. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum
Holly'den olumlu cevap geldi yüz yüze görüşme imkanları olamadı ama..Km. lerce uzakta mektuplar ardı arkasına yazılmaya başlandı.
Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha açıyorlardı.

Tam 4 sene bu şekilde geçip gitti. Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmış, her mektuptan ayrı tatlar almışlardı. Ewan'ın ülkeye geri dönme zamanı gelmişti, son mektubunda Holly'i görmek istediğini yazdı. "Ancak seni tanıyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen" diye ekledi.

Holly buluşmayı kabul etti .Fakat resmi göndermedi.
"Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren kalplerimiz değil mi..? Yakama kırmızı bir çiçek takacağım." dedi.
Günler birbirini kovaladı ve Ewan ülkeye döndü. Garda buluşacaklardı ..
Trenden indiği ilk anda gözleri Holly'i aradı. Bir müddet bakındı, sonra kalabalığın arasından şimdiye dek gördüğü en güzel kadın belirdi. Uzun boylu, çok güzel, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle tek kelimeyle muhteşem bir kadındı. Kendisine doğru yürüyordu..
Kadına doğru bir adım attı, ama yakasında hiç bir şey yoktu.
Kadın Ewan'ın gözlerine baktı ve
"Merhaba denizci, benimle gelmek ister misin?" diye sordu.
Tam o sırada güzel kadının omuzunun üzerinden, yakasında kırmızı çiçek olan kadını gördü.. Kısa boylu, şişman sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardösüsü ve kalın bilekleriyle , elinde kitap öylece duruyordu. Ewan şaşkındı, az önce hayatında gördüğü en güzel kadından bir teklif almıştı..
Ancak biraz ileridede yüreğine aşık olduğu kadın duruyordu. Kendini toparladı ve yüzüne bakan dünyalar güzeli kadına aldırmadan yanından geçerek ilerledi. Elinde Holly'le birbirlerini tanımalarını sağlayan kitapta vardı. Elini uzattı,
"Merhaba Holly" dedi gözlerinin içi gülerek.
"Pardon" dedi kadın.
"Ben Holly değilim. Az önce buradan geçen sarı saçlı, mavi elbiseli bayan ricada bulundu yakama bu çiçeği taktı, kitabı hediye etti. Ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi. Sizi garın çıkışındaki cafe'de bekliyormuş..."







4 yorum:

  1. Gözlerim doldu okuyunca çok güzelmiş.....İskender Pala'nın kitaplarını okumayı çok seviyorum bir sözü geldi aklıma "Gönüller anlaşınca surette kıymet mi olur?"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Şeniz,
      sıcak ve güzel bir hikaye, teşekkürler.

      Sil
  2. Çok duygusal bir hikaye..
    Paylaşım için teşekkürler..

    YanıtlaSil