27 Haziran 2012 Çarşamba

DİYARBAKIR ULUCAMİ

Diyarbakır’da ziyaret ettiğimiz önemli mekanlardan birisi de Ulucami olup, Sur semtinde, Zinciriye ve Mesudiye medreseleri arasındadır. Anadolu'nun en eski camisi sayılmaktadır.  639 yılında Diyarbakır'a egemen olan müslüman Araplar tarafından şehrin merkezindeki Martoma Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle oluşturulmuştur. Gittiğimizde onarıma alınmış olduğundan içini gezemedik. Verilen bilgiler rehberimizin anlatımları.
Daha sonra 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah'ın buyruğu ile veziri Ebu Mansur Mehmed'e onartıldı. büyük bir onarım gördüğünü, değişik dönemlerde birçok kez onarım ve eklentilerle bugünkü şeklini aldığını kitabelerinden öğrenmekteyiz. Diyarbakır Ulu Camii, İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Camide sibernetiğin babası olarak kabul edilen ünlü bilgin El Cezeri'nin yaptığı güneş saati bulunmaktadır.
Minaresinin şerefeye kadar olan gövdesi dört köşelidir. Camiin çatışı iki büyük bölümde iki sıra halinde sekizer sütun üzerindedir. Ulu Cami'nin avlu cephelerinde farklı dönemlere ait Mimari bezekler, kabartma ve yazıtlar büyük bir uyum içerisinde yerleştirilmişlerdir.
 Giriş kapısı, mihrap ve minber üzerindeki süslemeler değerli birer sanat eseridir. Caminin avlusunun ortasındaki şadırvan mermer sekiz sütunlu ve sivri kubbelidir. 1849 yılında yapılmıştır Şadırvanın işlemeli Avlusunda Mesudiyet Medresesi/ Şafiî'ler Camii, batı yakınında Zinciriye Medresesi, güney bitişiğinde Hanefî'ler Camii yer almaktadır. Caminin batısındaki bir kapıdan da minareye çıkılmaktadır. Minare kare gövdeli, silindirik külahlıdır. Üzerinde kitabeler bulunmaktadır.

Avludaki hükümdar türbeleri Şah İsmail tara tından 1507 yılında yıktırılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder