Ama, bir süre sonra manastır da onu tatmin etmez olmuş. Kendini dünyevi her türlü temastan uzaklaştırmak için Halep yakınlarında ıssız bir dağda (Sheikh Barakat Dağı), bir mağaraya inzivaya çekilmiş.
Onun bu aşırı dindarlığı bir süre sonra çevrede duyulmaya başlamış. Hazır ayaklarına kadar gelmiş böyle bir fırsatı kaçırmak istemeyen çevre sakinleri de, onun gibi bir hazret tarafından kutsanırız ümidiyle, mağarasını ziyaret eder olmuşlar.
İnsanların, onun münzevi hayatını bozmasından rahatsız olan Simeon da, kendisini onların dokunuşlarından kurtarabilmek için önce 4 m yüksekliğinde bir sütun yaptırıp, onun üzerinde yaşamaya başlamış. Fakat insanların içindeki bastırılamaz "St. Simeon Hazretleri tarafından kutsanmak" hırsına bu yükseklik bana mısın dememiş.
İnsanların, onun münzevi hayatını bozmasından rahatsız olan Simeon da, kendisini onların dokunuşlarından kurtarabilmek için önce 4 m yüksekliğinde bir sütun yaptırıp, onun üzerinde yaşamaya başlamış. Fakat insanların içindeki bastırılamaz "St. Simeon Hazretleri tarafından kutsanmak" hırsına bu yükseklik bana mısın dememiş.
Simeon da, daha yüksek sütunlar (15 metre) yaptırarak bu işi çözmeye çalışmış.
. Her seferinde, hayranları daha yükseğe ulaşmanın yöntemlerini keşfettikçe, o daha da yükseğini yaptırıp onun üzerine sıçramış. Yaklaşık 37 yıl boyunca tünediği bu sütunlardan sonuncusunun 18 m yüksekliğinde olduğu söyleniyor.
Şimdiye ayakta kalamayan en önemli "yapı" o. Sebebi de, yüzyıllar boyunca, buraya hac için gelenler tarafından anı olarak koparılanlardan geriye sadece bir kaya parçası kalmış.
St. Simeon 459 yılında öldüğünde, belki de 5. yüzyılın en meşhur kişisiydi, diyor kitaplar. Naaşı, o zamanın en büyük Hristiyan merkezlerinden birisi olan Antiochea'ya (bugünkü Antakya) götürülmüş ve gömülmüş.
harika bir gezi yazısı olmuş, teşekkürler emeğiniz için..
YanıtlaSilSevgili Nilay,
YanıtlaSilElimden geldiğince gezdiğim yerleri ilginçlikleri ile anlatmaya çalışıyorum. Bu tarihi kalıntıların arkasındaki hikayeler bilindiğinde inanın başka gözle bakılıyor. Sevgiyle kalın.
Çok güzel bir yapıymış..hikayeside öyle..
YanıtlaSilÇok güzel,etkileyici..Orda olup o atmosferi yaşamak isterdim.O mistik ortamda dolaşmak isterdim.Teşekkürler paylaşım için.sevgilerimle..
YanıtlaSilSevgili OKA-Mavi Tutku,
YanıtlaSilGerçekten hikayesini bildiğiniz yerleri gezerken etkileniyorsunuz. yorumunuz için teşekkürler.
Sevgili Ebruli,
Gitmeyi düşündüğüm yörelerin bazen yüzeysel araştırmasını yaparak gezdiğimde, edindiğim bilgiyle daha farklı bakabiliyorum. "Eh bu da taş işte" kavramından kurtulmanın en iyi yolu. Sevgiyle kalın.
st. simon manastırına gitmesem bu fotoların ona ait olduğunu inanacam..lütfen biri bu tarihi yerin neresi olduğunu sölesin...ama yalansız :P
YanıtlaSil