1 Mart 2017 Çarşamba

“MERYEM’İN ÖLÜMÜ” – MİCHELANGELO MERİSİ Dİ CARAVAGGİO

Soyadını doğduğu köyden alan Caravaggio, ışık ve gölge kullanımıyla barok akımın en özgün sanatçılarındandır. Önceleri kendi portreleri başta olmak üzere, ölü doğa, meyve resimleri yaptı. Doğalcılığının yanı sıra ışık ve renklerinde neredeyse realizm akımının etkileri görülür. Son dönem eserlerinde dinsel sahneler resmetti.
The Death Of Virgin (Meryem’in Ölümü), 1604 – 1606, (Louvre Müzesi, Paris)
Tam bir ustalık eseri olan bu tablosu, Caravaggio’nun ışık ve gölge konusunda dahiyane olduğunun, resimsel düzlemi dramatik bir şekilde ele alışının göstergesidir. Bu tablosunda çağdaşlarından farklı olarak gölgelere önem vermesi, dramatik anı teatral sahne gibi algılaması tabloyu önemli kılar.
CARAVAGGİO’NUN YAŞAMI
1571 yılında Milano’da doğan Caravaggio henüz yirmisine gelmeden anne ve babasını kaybetmesinin ardından yalnız kalır. Milano’da aldığı resim eğitiminin ardından, dönemin sanatçılar açısından gözde şehri Roma’ya gitmeye karar verir. Roma’ya gitmesi de zorakidir esasında. Bir memuru yaralama suçunun ardından Roma’ya kaçtığı söylenir. Dönemin Roma’sı, sanatçıların gözdesi, hayalleridir. Avrupa’nın birçok yerinden, birçok sanatçı adayı birleşir Roma’da. Yine aynı Roma’nın sokakları suçlularla, acımasız insanlarla, sokak kadınlarıyla doluyken, fakirliğin kol gezdiği han odalarında, bu sanatçı adayları sızana kadar içer ve beraber konaklar. Bu koşulların Caravaggio’nun resmi üzerinde etkisi olduğu aşikardır.
Caravaggio dini otoriteler tarafından keşfedilmeden önce, önemli eserlerinden Meyve Sepeti Taşıyan Çocuk, Hasta Genç Bacchus eserlerini tamamlamıştır bile. Bacchus, hasta odasında yatarken yaptığı, bilinen ilk oto portresi olarak kabul edilir. O zamana kadar, coşkunluğun, eğlencenin, sağlığın sembolü olan Bacchus’ü hasta, ölmeye yüz tutan bir halde resmetmesi, dikkatleri çeker.
Contarelli Şapeli için Aziz Matta’yı resmetmesi istenen Caravaggio, kilise jürisi tarafından reddedilen ilk resimlerini, ikinci kez yapmak durumunda kalır. Kendisinin dini otoriteler tarafından geri çevrilişi çok kez başına gelecektir.
UNUTULUŞ YILLARI
Michelangelo Merisi da Caravaggio kendi dönemindeki ününe rağmen 17 yüzyılın sonundan itibaren sanat dünyasından siliniyor ve 1951’de Roberto Longhi Milano’da ilk Caravaggio sergisini açana kadar bir daha bu isim dünyadaki sanatseverler için çok bir şey ifade etmiyor. Kelimenin diğer anlamıyla şu an 80’den az resmi neredeyse hiç piyasaya çıkmayan, çıksa da bir Boeing 777’den daha pahalı olan, tek bir tablosu ile bir müzeyi dünya sanat haritasına koyabilen Caravaggio ile takriben 350 sene kadar bir süre pek kimse ilgilenmiyor.
Caravaggio yeteneğindeki bir sanatçının neden büyük bir hızla gözden düştüğü, unutulduğu çok enteresan konu. Hayatı ile ilgili bildiğimiz çok kısıtlı ve bir o kadar da bölük pörçük bilgilerden çok da sevilesi bir insan olamayacağını tahmin edebiliyoruz. Yaşarken çok düşman kazanması ölümünden sonra hızlı bir şekilde gözden düşmesinin bir sebebi de olabilir. Belki de daha da önemlisi Caravaggio’nun resimlerinde kullandığı ve o zamana kadar Italyan resminde görülmeyen acımasız ama bir o kadar da çarpıcı gerçekçilik.  Kendi dönemindeki eleştirmenlerin, onu sanatın ve güzelliğin özünü anlamamakla, sadece gördüğünü kopyalamakla suçlamasına neden olan gerçekçilik. Bizim için şu an Caravaggio’yu usta yapan bu özellik, belki de ölümünden bir süre sonra sanatın güzelliği gerçekliğe tercih eden dünyasında çatlaklar kayıp gitmesine sebep olmuş olabilir.

Caravaggio Yeni Ahit’ten ve Hristiyan azizlerin hayatından bir çok anı resmetti. Ancak bütün bu hikayeleri bulanık bir hayal ile değil, içinde yaşadığı gerçeklik ile anlatmayı seçti.  Caravaggio resimlerindeki karakterler, kostümler ve mekanlar İsa’nın zamanından değil 17. yy başı Roma’sındandır. Bu durum o tabloları bizim için ve daha da önemli çağdaşları için daha gerçekçi yapar. Caravaggio’nun gerçekçiliğinin bir başka sebebi de hikayeleri  ve kişileri hiç bir şekilde idealize etmemesi, onları bütün kusurları, pislikleri, insani yanları ile resmetmesidir.
MERYEM’İN ÖLÜMÜ
Caravaggio, içindeki saldırganlığı bastırmakta hayli güçlük çekerken, hapse girip çıktığı, suç dosyasının giderek kabardığı bir evre geçirir. Kilise komisyonu, kendisinden Bakire Meryem’in ölümünün resmedilişini talep eder. Beklenti, kendinden önceki döneme çok benzerdir esasen, ancak Caravaggio eseriyle komisyonu çok şaşırtır ve bir kez daha reddedilir. Çünkü o, Bakire Meryem’in ölümünü, sıradan bir ölümlününkine eşdeğer resmetmiştir. Hâlbuki o kutsaldır, ışıklar içerisinde göğe yükselirken resmedilmelidir. O zamanın yargılarıyla, Caravaggio’nun resmi, kabul edilemez bir eserdir.
Meryem daha önceki İtalyan ressamlarının resmettiklerinin aksine hiç de  masum güzelliği ile insanın içine huşu dolduran bir kadın değil. Nispeten sert bakışlı, beyaz tenine rağmen kara saçı ve gözleri bir İtalyan. Başındaki hale olmasa onun kutsallığını bize anlatacak hiç bir şey yok. Kucağında bebeğiyle kapısına gelen dilenci görüntülü insanların karşısında eşikte duran çıplak ayaklı sıradan bir kadın o. Olayın yaşandığı mekan da daha önceden görmeye alıştığımız gibi kusursuz bir arka plandan bir şehrin veya kırın göründüğü süslü pencere önü değil. Gökyüzünde ellerinde kurdelalarla İsa bebeği izleyen melekler yok, hatta bu karanlık ve klostrofobik resimde bırakın ilahi ışığı gökyüzünü bile görmüyoruz. Duvardaki sıva çatlaklarından görülen briketler evin fakirliğini vurguluyor. İsa bebeği görmeye gelmiş hacıların kıyafetleri eski püskü, ve daha da şaşırtıcı olanı artık yürümekten nasır bağlamış tabanları kir içinde. Daha önce bir dini resimde bu kadar kir gördüğümüzü hatırlayan var mıdır? Peki bütün  bu kir pas, bu ideal güzelliktan kaçınan sert gerçeklik ne işe yarıyor? Tablo, daha önceki türevlerinin aksine İsa’nın hikayesini 17. yy başı Romalıların hayat deneyimlerine daha yakın, ve bu sebeple daha inandırıcı bir hale getiriyor.
Daha önceki örneklerinin aksine bu resim Meryem’in huzur içinde göğe yükselişini göstermiyor. Hikayenin çok daha insani, çok daha acılı bir anına odaklanıyor: Meryem’in fiziksel olarak ölümü ve arkada kalanların yürekleri burkan acısı. Resmin ortasında diagonal bir şekilde boylu boyuncca yatan kadın Tanrı’nın annesi değil de herhangi birimizin erken yaşta kaybettiği bir akrabası gibi duruyor. Çevresindekiler onun kurtuluşuna sevinmiyor, yas içinde ağlıyorlar. Burada ölümün ruhani boyutu değil, çok daha fiziksel etkilerini gösteriyor. Meryem’in teni çoktan rengini kaybetmiş, vücudu ise şişmeye başlamış. Hatta çağdaşları sürekli olarak modelden çalışan Caravaggio’nun resimdeki Meryem olarak nehirde boğulmuş bir fahişenin cesedini kullandığını iddia ediyor. Velhasıl resim işi talep eden kilise tarafından reddediliyor. Bu da aslında ruh durumu hiç bir zaman çok da dengeli olmayan Caravaggio için sonun başlangıcı oluyor diyebiliriz.
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:



4 yorum:

  1. Tabloyu inceleyen yazınız gösteriyor ki hangi dönem olursa olsun, gerçekleri olduğu gibi yansıtanlar dönemin hakimleri tarafından aforoz ediliyor, bu bir. Ressam belki yaşadığı hayatın zorluklarıyla gerçeği olduğu gibi aktarmanın bence keyfini tam anlamıyla yaşıyor, bu iki. Öte yandan aklıma STENDHAL geldi. Zira Stendhal'ın "kırmızı ve siyah" romanından benim algılamama göre; kırmızı dürüstlüğü, siyah ise kiliseyi temsil ettiğini düşünmüşümdür. Dolayısıyla Tıpkı burada ressamın "ışık ve gölge" kullanımına önem vermesi gibi.. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Skolastisizmi zorlayan tüm devrimci adımlar hep sancılı olmuştur. Ama hayat hikayesinden anladığımız gibi yaşamı zorluklarla geçmiş bu dev sanatçı çağını zorlamasaydı insanlık ve uygarlık bugünlere belki de gelemeyecekti. Bugün bir tablosunu uçak fiyatına alamayacağınız bir değerin yaşamı ne kadar ibret verici bizler için.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  2. Hayatıyla, eserleriyle çok enteresan bir sanatçı ve hayatı hakkında bilgi çok az ne yazık ki. En sevdiğim ressamlar arasında ilk sıradadır Caravaggio.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tablonun yanısıra yaşamından da kısa bir kesit vermeye çalıştım. Gizemli bir sanatçı.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil