Âdem'in Yaratılışı, Michelangelo
Buonarroti (1475-1564 ) tarafından 1511
dolaylarında Sistine Şapeli’nin tavanına yapılmış muhteşem fresktir. Fresk, Hıristiyanlık'ta Kitab-ı Mukaddes'in Yaratılış bölümünde, Tanrı Baba'nın ilk insan Âdem'e hayat üflemesi konusunu betimler. Bu betim bugün dünyanın en
ünlü betimlemelerinden birisidir ve modern kültüre farklı biçimlerde
yansımıştır. Freskte yer alan Tanrı ve Âdem'in ellerini içeren detay da freskin
en ünlü kısımlarındandır.
Rönesansın ve maniyerizmin (özenticilik) büyük sanatçısı, ressam, mimar ve heykeltıraş Michelangelo, Ghirlandaio Kardeşler’den dersler aldı. Çok geçmeden önemli bir yetenek olduğu fark edilen sanatçı, 1490’da Floransa’nın hükümdarı Lorenzo De Medici için heykeller yapmaya başladı. Rüştünü kanıtladığı ünlü eseri ‘Davut’ heykelini yaptığında 26 yaşındaydı. İnsan formunu her açıdan yeniden yaratmak için, kadavralar üzerinde çalıştığı bilinir. İdealleşmiş insan boyutuna ulaşma arzusu, onu insan tasvir ettiği resimlerde benzersiz kıldı. Klasik dönemden izler taşımasına rağmen, Rönesans’a büyük bir katkı sağlayan ressam, derinlikte perspektif olgusunu, kendi tarzını katarak özel bir yere oturtmuştur. Kendini heykeltıraş olarak tanımlayan Michelangelo’nun en önemli eserlerinden ‘Adem’in Yaratılışı’, yaratılış efsanesindeki büyük ayrılmayı ve birbirine ancak parmak ucu kadar yakın ama bir o kadar ayrı düşmüş Tanrı ve Adem’in hikâyesini konu alır. Hıristiyanlıkta Tanrı’nın Adem’e hayat üflemesinin betimlendiği sahnede, bir birine değen işaret parmakları, Tanrı’nın Adem’i kendi suretinden yarattığına gönderme yapar.
Tanrının yüzü olarak, Michelangelo'nun kendi yüzünü
çizdiği düşünülmektedir. Bir diğer görüşe göre reform ve rönesanstan sonra
insanın tanrıya yabancılaşması resmedilmiştir.
Rönesansın ve maniyerizmin (özenticilik) büyük sanatçısı, ressam, mimar ve heykeltıraş Michelangelo, Ghirlandaio Kardeşler’den dersler aldı. Çok geçmeden önemli bir yetenek olduğu fark edilen sanatçı, 1490’da Floransa’nın hükümdarı Lorenzo De Medici için heykeller yapmaya başladı. Rüştünü kanıtladığı ünlü eseri ‘Davut’ heykelini yaptığında 26 yaşındaydı. İnsan formunu her açıdan yeniden yaratmak için, kadavralar üzerinde çalıştığı bilinir. İdealleşmiş insan boyutuna ulaşma arzusu, onu insan tasvir ettiği resimlerde benzersiz kıldı. Klasik dönemden izler taşımasına rağmen, Rönesans’a büyük bir katkı sağlayan ressam, derinlikte perspektif olgusunu, kendi tarzını katarak özel bir yere oturtmuştur. Kendini heykeltıraş olarak tanımlayan Michelangelo’nun en önemli eserlerinden ‘Adem’in Yaratılışı’, yaratılış efsanesindeki büyük ayrılmayı ve birbirine ancak parmak ucu kadar yakın ama bir o kadar ayrı düşmüş Tanrı ve Adem’in hikâyesini konu alır. Hıristiyanlıkta Tanrı’nın Adem’e hayat üflemesinin betimlendiği sahnede, bir birine değen işaret parmakları, Tanrı’nın Adem’i kendi suretinden yarattığına gönderme yapar.
Papa II. Julius’un bilhassa çağırdığı Michelangelo,
St. Pietro Bazilikası duvar ve tavanlarını sanatıyla donattı. Bu iş 4 senede
tamamlayan Michelangelo, İncil’de geçenleri kronolojik olarak resmetti. Bu
eserlerinden ön mühimi, “Adem’in Yaratılışı“dır.
1512’de tamamlanan bu fresk, o meşhur hikayeyi Rönesans’ın usta
ismi Michelangelo’nun dehasından
gösteriyor.
İncil’e göre Tanrı, Adem’i
kendi suretinden yarattı. Onun kaslı, kuvvetli bedenine can
üfleyen Tanrı, daha sonra yanına Havva’yı gönderdi. Ancak Havva’dan
bahsetmeyeceğim. Tanrı’nın bir parçası olan Adem, rahme düşmeyen ilk çekirdek;
yani bir kadın tarafından dünyaya getirilmeyen ilk ve tek insandır. Michelangelo‘nun
tasviri de bunu bize Adem’i çamurdan bir tepeye yerleştirerek gösteriyor.
Solda,
bir çamur yükseltisinde sağ kolundan destek alarak duran Adem, sol elini
Tanrı’nın ona doğru uzanan eline uzatıyor. Bu bir el ele veriş, tokalaşma
değil, bunun için uğraşılmıyor. Burada, en kaba tabirle bir boşluk görüyoruz. Her milimi ölçülüp üzerine
sayısız teori üretilen bu boşluk, 16. Yüzyıl’dan itibaren
aklınıza getireceğiniz her türlü sanatın ‘zaman’a, ‘zamanlama’ya ve
‘zamansızlık’ı olmuştur. (En azından İtalya’da).
Sağ
tarafta sakallı ve kaslı bir Tanrı görüyorsunuz. Bu, insanlara verilen ilk Tanrı görüntüsüdür.
Michelangelo, 16. Yüzyıl’da
sanattan başka inanç sisteminde de bir değişim yarattı. Yaptığı Tanrı figürü,
büyük bir cesaret işiydi. Mekan Vatikan olduğu için Michelangelo’ya duyulacak
övgü yalnız sanatı değil, cesur sanatından ileri geldiğini için de olmalıdır.
Tanrı’nın taşıyıcıları ise baş melekleri. Adem’in muhtaç
bakışlarına karşın çok yorgun görünen Tanrı’nın şefkatli gözleri. Pek çok sanat
tarihçisi, bu yüzün Michelangelo’nun kendisi olduğunu söylüyor. Bunun ucu
açıktır. Ek olarak, Tanrı’nın duruşunu resmederken usta, Augustus‘un (
‘Jül Sezar’) zamanında paraya bastırdığı Oğlak üstündeki pozundan
etkilenmiş.
Sağdaki
Tanrı figürünün sol koluyla kavradığı kadının zarif yüzünde bir telaş
görünüyor. Araştırmacılar, bu dişinin Adem’e eş olacak Havva
olduğuna inanıyorlar. Henüz sağda, Tanrı’nın cennetinde yer
alan Havva, sol tarafa, yani yeryüzündeki cennete telaşla bakıyor.
İncil’deki
kronolojik sıralamaya göre 4. hikaye olan “Adem’in
Yaratılışı“, insanoğlunun başlangıç noktası; Milat olarak kabul edilir. İncil’e göre
Tanrı, Adem’i kendi suretinden yarattı. Usta sanatçı bu freskinde bunun tam
aksini yapmış. Yani, Michelangelo, Tanrı’yı Adem’in suretinden yarattı.
Bunun yanı sıra yıllarca insan anatomisi üzerinde çalışan Michelangelo‘nun
dehasına hayranlık duyacağınız bir başka nokta ya gelelim.
Bu tabloda “the god” beyin kesiti çizilen
yerde duruyor. bu resimde michelengelo mid-saggital section of brain çizmiş.
beynin medial (iç,vücudun ortasına yakın) sagittal kesitini çizmiş.
Orjinal resimde pituitary
gland(hipofiz bezi), optic chiasm, basilar artery, çok net şekillerde çizilmiş.
Michelengelo neler yapmış hayran kalmamak elde değil açıkçası.
Bu tablo –aslında- der ki
tanrı insana zeka (idrak kabiliyeti) verdi ve böylece insanoğlu bu zekayı
kullanabilme ve en iyisini planlama yeteneği kazandı.
Bu yorumlar
çoğaltılabilir. Ama hipofiz bezinin özellikle bir ayak uzantısıyla da olsa
çizilmesi ve tanrı’nın hipotalamusa yakın konumu da insanı düşündürüyor.
hipotalamus vücutta homeostasisi düzenleyen, hormonal kontrolü sağlayan yapı. 5
Asır önce yaşamış bir adamın beyni bu
kadar güzel resmedebilmesi hayranlık uyandırıcı.
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:
Detaylı anlatım için çok teşekkürler. Michelangelo harika bir sanatçıydı. Bunu yapmış olduğu tüm eserlerde görebilmek mümkün. Davut heykelini yakından görebilme şansını yakalamıştım zamanında. Bu tablosunda yer alan beyin kesiti beni çok etkiliyor nedense.
YanıtlaSilKısa da olsa bu çok değerli eseri tanıtmak önemliydi. İlginize çok teşekkürler. Sevgi ve en derin saygılarımla.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilSemavi dinlerin kutsal kitaplarında insanın (Adem'in) yaratılışı farklı farklı anlatılmaktadır. Ancak, Michelangelo Buonarroti'nin Adem'in yaratılışı ile ilgili blog sayfanızda paylaştığınız bu freski, aynı zamanda sanatsal açıdan da gerçekten çok değerli.
İnsan beyninin gerçeğine yakın böyle resmedilmesi de çok muhteşem bir çalışma. Bu güzel, bilgilendirici ve yararlı paylaşımınız için teşekkür eder, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
Selam ve dualarımla.
İnsanlığın yüzakı bu değerleri bilemek önemli. İlginize ve desteğinize çok teşekkürler.
SilSevgi ve en derin Saygılarımla.