15 Şubat 2017 Çarşamba

“DÜNYEVİ ZEVKLER BAHÇESİ” – HİERONYMUS BOSCH

Dünyevi Zevkler Bahçesi (Hollandaca: Tuin der Lusten; İngilizce The Garden of Earthly Delights) Hollandalı ressam Hieronymus Bosch'un (1450-1516) 1503 ve 1504 yılları arasında yaptığı bir tablodur. Bir triptik olan eser 1939'dan beri Madrid'deki Prado Müzesi'nde bulunmaktadır. Aşağıdaki ayrıntılara geçmeden kısaca özetlemek gerekirse, Sanatçı bu eserinde bütün kuralları yıkarcasına resmettiği çıplak insanların keyifli anlarını, fantastik bir öykü içinde verir. Tabloda, bir yanda dünya nimetlerinden zevk alan insanlar, diğer yanda günahları yüzünden cezalandırılanlar dikkat çeker. Tablo aynı zamanda Orta Çağ insanında hakim olan karabasan ve ölüm düşüncesine de vurgu yapmaktadır.
Triptik olarak adlandırdığımız, yani üç panelden oluşan ve birbiri üzerine kapanan tabloda dış paneller kapatıldığında ise rölyef (kabartma) üzerinde tanrının dünyayı yaratışı konulu eser görülmektedir. Dünya kristal bir küre olarak resmedilmiştir.. Dış kapaklarda görünen dünya şekli içeride yer alan görünümlerden çok öncesini, dünyanın yaratılış esnasındaki halini yansıtmaktadır. Kristal bir küre şeklinde betimlenmiş olan dünya halen oluşmakta ve yeşillikler dünyanın üzerinde yer almaya başlamaktadır. Resmin sol üst  köşesinde figür dünyayı yaratmakta olan Tanrı’dır. Üst kısımdaki yazıda İncil’den bir alıntı olan “O konuştu ve oldu; o emretti ve durdu” yazmaktadır. Bu dış kapak görüntüsü ve yazılar ile Bosch eserine dini bir içerik katmaktadır. 
Bosch bu eserde resmin yapıldığı tablo yüzeyini oldukça pürüzlü seçmiştir. Bu durum o dönemin Flaman ressamları arasında yaygın olan ve resmin pürüzsüz bir yüzey üzerine uygulanarak esere insan eli değmiş hissini hafifletmek için kullanılan geleneksel resim tekniği ile tam bir karşıtlık oluşturur.
Yan paneller açıldığında ise karşımıza; cennet, cehennem ve yaşadığımız dünyanın fantastik bir tasviri çıkar.

Buna göre tablonun solunda cennet, ortada dünyamız ve sağda da cehennem bulunmaktadır. Bütüne baktığınızda tablo detayları ile insanı adeta büyüler. İç kısım genel bir bakışla incelendiğinde ise birbirini kronolojik olarak takip ettiğine inanılan 3 ayrı sahne yer almaktadır. Soldaki sahne  Cennet, ortadaki Dünya ve sağdaki Cehennem olarak yorumlanır. Bütüne baktığınızda tablo detayları ile insanı adeta büyüler. Sanat tarihçileri ve eleştirmenler, genel olarak eserin “Hayatın Cazibeleri”nin tehlikeli yönlerini gösterip onlara karşı koymak adına yaratılmış bir didaktik eser olduğuna inanmışlardır

Bu ünlü tablonun sol panelinde, Adem ile Havva ve harikulâde hayvanlar eşliğinde cennet tasvir edilir. Sol panel tablonun ilk aşamasıdır. Tanrı, Adem ve Havva'nın varlığı ışığında 'Cennet Bahçesi' betimlenir.

Cennet panelinde, ortada duran Tanrı, bir elinden tuttuğu Havva‘yı, diğer tarafta uykusundan yeni uyanmış olan Adem‘e takdim etmekte; bir eliyle de birlikteliklerini kutsadığını işaret etmektedir. Tanrı genel betimlere göre oldukça genç, daha çok İsa gibi görünmektedir. Adem bir yandan uzanırken, aynı zamanda da Tanrı’nın ayağına, ayakları ile dokunmaktadır.  Bu bir anlamda ilişkinin kutsandığı anlamını taşımaktadır. Hemen arka plandaki ejderha ağacı da sonsuzluğu simgeler.

Bu şekilde TanrıAdem ve Havva figürleri kapalı bir devre oluşturmakta ve ilahi güç, figürler arasında birbirine akmaktadır. Cennet panelinde, uzanmakta olan Adem'in Havva ile tanıştırılması kompozisyonu ön plana çıkar.

Gözleri yere dönük, erdemli bir şekilde kendisini Adem‘e sunan Havva‘nın masum duruşu ile, Adem‘in son derece şaşkın ve ilginç bir bakışa sahip olduğu görülür. Bunun, hem uyandığında Tanrı‘yı görmesi, hem de kendi bedeninden yaratılmış olan Havva ile ilk kez birlikte olmak için duyduğu ilkel dürtüden kaynaklandığı düşünülebilir.
Havva’nın hemen arkasında duran tavşan doğurganlığı, Adem‘in arkasındaki ejderha ağacı (dracaena) ise sonsuz yaşamı, sonsuzluğu temsil etmektedir. Cennet planının geri kalanını kulübe gibi görünen çeşitli taş ve organik malzemeden yapılmış bir manzara doldurur. Geri plan, dönem Avrupalılarına oldukça yabancı görünecek çeşitli egzotik hayvanlar (bir zürafa, bir fil ve avını öldürmüş bir aslan) ile doludur.

Ön plandaki çukurdan kuşlar ve çeşitli başka hayal ürünü hayvanlar çıkmaktadır. Kuş kanatlarına sahip balık ve insan ellerine sahip kitap okuyan ördek ilginç yaratıklardan bazılarıdır. Bu hayal ürünü yaratıklarla birlikte fil ve zürafa gibi gerçekçi egzotik hayvanların görüntüleri de Bosch‘un karşılaştığı çeşitli gezi kitaplarındaki el çizimlerinden gelmektedir.Bazı eleştirmenlere göre eserdeki Cennet Bahçesi ilk günahın işlenmesi ve kovuluştan (bknz : http://sanatabasla.blogspot.com.tr/2012/05/ilk-gunah-ve-cennetten-kovulus-fall-of.html) önceki masum görünmesi gereken Cennet‘den uzaktır. Adem‘in bakışları şaşkınlıktan öte bir beklenti içinde ve hatta şehvetlidir. Bu da insanların ta yaratılışın başından itibaren ilk günahı işlemek için lanetlenmiş olduğuna dair inanışı destekler. 

Bazı ortaçağ inanışlarına göre Adem ve Havva aslında ilk günahı işlemeden de cinsel birliktelik yaşıyorlardı; fakat ilk günah yasak meyvenin yenmesinden sonra üreme amacının dışında cinselliği tatmaları sonucun işlenmişti. Bu ilk günaha dair göndermelerden biri olan ağaca dolanmış yılan da resmin sağında görünmektedir.

Orta panelde yer alan yoğun sembolizm, bir çok uzmanı aslında orta panelin bir uyarı niteliğinden çok “Kaybedilmiş Cennet”in bir görünümü olarak da yorumlanmasına sevk etmiştir. Dış kapaklar ve iç kısımdaki öteki dünya‘ya dair göndermeler sebebi ile bir kilise sunak panosu olarak düşünülebilecek olan eser, özellikle orta ve sağ panellerdeki sıra dışı absürtlükte görünümler sebebiyle aslında bir özel müşteri tarafından da sipariş edilmiş olabileceği kanısını da destekler.


Bu orta kısım tablonun özünü temsil etmektedir. Zaten tablonun‘Dünyevi Zevkler Bahçesi’ adı da bu kısımdan gelir. Bu panel üçlü resme ismini de veren geniş bahçe manzarasını gözler önüne serer. Sol kanat ile aynı ufuk çizgisini ve benzer şekilde konumlanmış iki merkezi havuz görüntüsü sol panel ile zaman ve mekan bazından bağlantı sağlar. Buradaki manzara soldaki Cennet görünümü değildir, fakat tam olarak maddesel bir “dünya” görünümü sunduğu da söylenemez. Bahçe çok sayıda kadın ve erkek figürleri ile birlikte çeşitli büyüklüklerde hayvan türleri ve meyveler ile doludur. Gerçek ve hayal ürünü bu yaratıkların arasında insanlar çifter ve gruplar halinde çeşitli ilginç ve hatta şehvetli hareketleri hiç çekinmeden -sanki bir ergenin cinsel meraklılığını yansıtır gibi- sergilemektedirler. Orta paneldeki çok sayıdaki insan figürü yer yer cinsel hazlar aldıkları, kendi kendilerine eğlendikleri, hayvanlarla oynadıkları ve doğayla bütünleştikleri türlü aktivitelerde aslında masumane ve bencilce eğlenmektedir. Geri planın ortasındaki büyük mavi kürenin içinde görünen bir adam partnerinin cinsel organını okşarken hemen yanlarında bir çıplak kalça görünür. Kürenin bulunduğu nehirde kocaman bir kırık yumurtaya girmeye çalışan çok sayıda figür görünürken, farklı renkte (beyaz ve zenci görünümlü) aşıklar, deniz kızı görünümlü yaratıklar, bir çileğin etrafında toplanmış oturan bir grup gibi inceledikçe seyirciyi daha da hayrete bırakın çok sayıda şaşırtıcı figür gözlemlenebilir.

Panelin bir çok kısmında gruplar halinde beyaz ve siyah derili insanlar ile vücutları kahverengi tüylerle kaplı insanlar bir arada yer alırlar. Bu ilginç betimlemenin sembolik anlamının ilkel insanlığa mı işaret ettiği, yoksa modern uygarlığa bir alternatifi mi gösterdiği kesinleştirilememiştir.
Sağ alt köşede resimdeki tek giysili figür olan adam görünür. Diğer figürlerden farklı olarak boğazına kadar kapalı giyinmiş olan bu adam figürü, diğer figürler gibi açık renkli saçlı değil, koyu kahverengi saçlıdır ve idealize olarak çizilmiş bir yüzü yoktur. Hemen önünde yere dirseğini koymuş, elinde bir elma tutan yeni tüylerle kaplı bir kadını işaret etmektedir. Ağzı kapatılmış bu kadın figürü  sanki bir sır söyleyecekmiş de susturulmuş gibi görünürken bu iki figürün yine Adem ve Havva olması olasılığı üzerine yorumlar yapılmıştır. Panelin geri ve ön planlarındaki havuzlarında çiftler karmaşık halinde yer alırken ortadaki yuvarlak havuzda kadınlar ve onların çevresinde hayvan grupları üzerine oturmuş dönen erkekler görünmektedir. Bu dönen erkek grubunun içinde sol üstte kahverengi atının üzerinde takla atan adam havuzdaki kadınların dikkatini çekmek ister gibidir. Bu şekildeerkekler ve kadınlar arasındaki doğal etkileşim ve çekim gücü de vurgulanmaktadır.

Öte yandan çocuklar ve yaşlılardan arındırılmış bu insanlar topluluğu sonu ve amacı olmayan bir yaşama dair de bir yansıma sunar. Adem ve Havva‘nın Cennet‘den kovulduktan sonra Dünya üzerinde çocukları olduğu düşünülürse, bu orta panelin Adem ve Havva’nın (dolayısı ile insanlığın) Cennet’te kovulmadan devam ettikleri bir yaşama gönderme yaptığı da düşünülebilir.

Sanat tarihçilerine göre; orta panel, cennetin dünya üzerinde bir devamı gibi de düşünülmekte. Panelin geri ve ön planlarındaki havuzlarında çiftler karmaşık halinde yer alırken ortadaki yuvarlak havuzda kadınlar ve onların çevresinde hayvan grupları üzerine oturmuş dönen erkekler görünmektedir. Bu dönen erkek grubunun içinde sol üstte kahverengi atının üzerinde takla atan adam havuzdaki kadınların dikkatini çekmek ister gibidir. Bu şekilde erkekler ve kadınlar arasındaki doğal etkileşim ve çekim gücü de vurgulanmaktadır. Bazı sanat tarihçilerine göre ise, bu orta panel  yıkım ve çöküşten önceki geçici ve eğlendirici yozlaşmayı gösteren bir alegoridir. Bu tuhaf eğlenceler ve cinsellik içinde kaybolmuş figürler aslında kendilerini bekleyen cehennem azabından habersiz şekilde yozlaşmakta ve günah işlemektedirler.

Sağ panelde ise günahkârların değişik biçimlerde cezalandırılışının gösterildiği cehennem resmedilmiştir. Karanlık bir atmosferin hakimiyetinde oldukça absürd bir mekan betimlemesi, hemen göze çarpıyor.

Korku, tiksinme, umutsuzluk gibi duyguların, işkence ve şiddet manzaralarıyla kusursuz bir şekilde resmedildiğini görürüz.

Bosch‘un hayal gücünün doruğa çıktığı bu panel, karanlık bir geri planla birlikte kurak topraklar, karanlık sular ve yer yer görünen alevler ile seyirciye bir Cehennem panaroması çizer. Bu panelde Bosch, dünyanın cezbediciliklerine kanan ve sonsuz lanete maruz kalacak olan günahkarların dünyasını resmeder. Diğer iki paneldeki doğal güzelliklerden eksik kalmış olan bu panelde bir gece görünümü betimlenir ve yanan şehirler, işkence odaları, savaş, cehennem zebanileri, mutasyonu uğramış insan yiyen yaratıklar gibi çeşitli nahoş görüntülerle doldurulmuştur. Diğer panellerde çıplaklıklarını özgürce sergileyen insanlar bu panelde artık çıplaklığın erotizmini yitirmiş ve göğüslerini ve cinsel bölgelerini kapatmaya ve utanmaya girişmişlerdir.
Geri plandaki yanan ve patlayan dağ görünümleri ile birlikte büyük bir savaş görünümü yansıtılmıştır. Kalabalık ordular gibi görünen işkenceciler bir köprüyü geçmekte ve çeşitli yerlere ve insanlara saldırıp yakıp yıkmaktadırlar. Alevlerin etkisi ile geri plandaki nehir kan rengine bürünmüştür. Orta kısımlarda alev çukuruna itilen ve yanan bir fenerin içine tıkıştırılan insanlar görülebilir.

Ön planda daha ilginç görünümlü figürler çeşitli işkencelere ön ayak olmaktadır. “Müzisyenlerin Cehennemi” olarak adlandırılabilecek bir kısımda lavta ve arpa çarmıha gerilmiş gibi asılmış figürler , bir insanın kalçasına yazılmış notalara bakarak şarkı söyleyen bir koro grubu, müzik ve eğlencenin günahkarlığını vurgular niteliktedir. Hemen ön plandaki kalabalık arasında seçilen tavla, zar ve iskambil kağıtları gibi nesneler kumar ve çeşitli oyunlara dair günahların cezalarının verilişini yansıtır. Eserin odak noktası, kırılmış bir yumurta kabuğunu andıran gövdesini, yaşlı ağaçlardan oluşan bacaklar üzerinde taşıyan “Ağaç Adam“dır. Adamın kafasının üzerinde taşıdığı disk üzerinde iç organları çağrıştıran bir  tulum görünümlü yaratık görünür. Celat görünümlü bir gri figürün merdiven dayayarak çıktığı gövdesinde ise bir taverna içinde oturan eğlenen insanlar yer almaktadır. Ağaç-adamın yüzü efkar ve pişmanlık ile dolu gibi görünmektedir.Bosch’un kendi portresi de olabileceği düşünülen bu yüz belki de ressamın kendi sıra dışı hayal dünyasına attığı imzasıdır.

Ön planda sağda görünen kuş kafalı yaratık bir yandan insanlarla beslenirken oturduğu tahtın alt kısmında da onları şeffaf baloncuklar içinde de aşağıdaki çukura boşaltmaktadır. Kafasındaki ters dönmüş kazanı bir taç gibi taşıyan bu figür “Cehennemin Prensi” olarak da adlandırılır.
 Eserde çeşitli ölümcül günahlar ayrı ayrı cezalandırmaktadır. Gurur, prensin tahtı altında uzanan kadının bir zebaninin kalçasındaki aynada kendi aksini görmesi ile; öfke, ağaç-adamın hemen sağında kurtlar tarafından yenen şövalye ile; tembellik, prensin sağında yatağında yatarken şeytanlar tarafından ziyaret edilen adamla;  sahtekarlık ise ön plandaki tavşan tarafından yönlendirilen işkenceci grupla gösterilmiştir. Ortaçağ’da günahın özü ve erdemin kaybedilişinin yegane sahibi sayılan şehvet ve cinsellik, eserin genelinde günaha teşvik edici ve sonunda cezalandırmaya sebep yaratıcı olarak sunulmaktadır.

Döneminin çok ötesinde bir tarz ve üslup içeren bu yapıtı incelerken bugüne kadar gözden üzerinde durulmamış bir detayla karşılaşıyoruz : 

“Bir günahkarın, üzerine notalar yazılmış poposu” .

Bu eşsiz detayı fark eden kişi ise Oklahoma Hristiyan Üniversitesi'nde müzik ve bilgi teknolojileri bölümlerinde okuyan Amelia isimli bir öğrenci. Tuhaf şeylere dair bir blog un sahibi olan Amelia, arkadaşı Luki ile birlikte  “Dünyevi Zevkler Bahçesi”ni  (The Garden of Earthly Delights) incelerken, bu sürreal triptik tabloda, karakterlerden birinin parmağıyla da gösterdiği gibi bir kişinin poposuna yazılmış notaları keşfeder. 

Gregoryen ilahilere dair bildiklerinden yola çıkan Amelia notaları gerçeğe dökünce  de ortaya böyle bir cehennem melodisi çıkar : https://www.izlesene.com/video/500-yillik-popo-sarkisi/7221550
FAYDALANILAN KAYNAKLAR: 



6 yorum:

  1. Bosch'un hayal gücü müthiş. Ne mutlu ki birkaç tablosunu görebildim.
    Favorim "Çocuk Oyunları" :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önünde saygı ile önünüzü ilikleyeceğiniz bir deha. Umarım başka tablolarına da sıra gelir.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  2. Merhaba Mehmet Bey,

    Yazınızı dolayısıyla tablo incelemenizi büyük bir ilgi ve heyecanla okudum. Zira bu tabloyu resmeden ressam, aslında satır arasında değindiğiniz gibi, "Dönemin çok ötesinde bir tarz ve üslup içeren" olguyu ifşa ediyor. Cennet-cehennem üzerinden (ki her dönem bu kavramlarla insanlar zapturapt altına alınmıştır.) insanların her türlü duygularını eylemsel olarak açığa çıkaran; ve de sonuçları itibariyle bu sefilliğin ne denli korkunç oluşunu cehennemle eşitleyerek resmedilmesi bana, insanın eğitimden ve vicdandan yoksun olduğu takdirde neler yapabileceğini hatırlatıyor. Ve yine soldaki resmin bendeki etkisi belki bir aile kavramını sembolize ediyor hissi uyandırdı. Öte yandan sizin anlatımınızla dikkatimi çeken bir başka nokta ise, belgesellerde izlediğim bir olayı hatırlattı. Zira erkek hayvanlar dişilerine güzel görünmek için çeşitli davranışlarda bulunuyorlar... Burada da "kahverengi atının üzerinde takla atan adam havuzdaki kadınların dikkatini çekmek ister gibi" davranışı bana doğal hayattaki hayvanların yaşam şeklini hatırlattı. Dolayısıyla akılla taçlanan insanı bu yönnü yok sayarsak yok aslında hayvandan farkımız... Ve son olarak da cehennemin tasviri, işte ressamın bence anlatmak istediği insanların "öfke, kin, ihtiras, gurur, tembellik, sahtekarlık" gibi duygularının neticesinde ortaya çıkan tabloyu çok güzel özetleyerek "CEHENNEM" algısıyla ifşa etmiş. Bugün, özellikle bölgemiz ve dünyamız aynı bu duyguların altıda cehennemi yaşamıyor mu?! Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yazımız anlatmakla bitmeyecek kadar uzun da olabilirdi. zira tartışıp yorumlayabilecek daha çok noktası vardı. Ama okuyucuyu da fazla sıkmamak gerekiyor. Umarım pek çok kişi sizin gibi keyif almıştır.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  3. Neler sığdırmamış ki tablonun içine Bosch!.
    Çağın ötesinde bir anlayışla, olağanüstü düşünsel, düşsel zenginlik içinde..
    Renkler ise alabildiğine canlı..İlgi ile takip ediyorum bu seriyi..teşekkürler Mehmet Bilgehan Bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu büyük yaratıcılık gerçekten saygıyı hakediyor. Bu tablonun araştırmalarını elimden geldiğince özetlemeye çalıştım ama o denli çok detaya sahip ki yine de eksik kalmış olabilir.
      İlginize çok teşekkürler. Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil