1732-1806 arasında yaşamış Fransız ressam Jean-Honore
Fragonard, Eserlerinde güncel temaları işlemiş olup örtülü erotizm,
toplumsal düzende çarpıklıklar ve anın atmosferini yansıtmıştır. Resimlerinde döneminin
temel özelliklerini ve tarihsel
sahnelerden çok insanın doğal tarihini resmetmiştir.
En ünlü tablosu "The Swing"
olurken Türkçe'de "Salıncak" adıyla bilinmektedir.
35 yaşında iken, Rokoko akımına (Barok akımından sonra çıkmış,aristokrat bir akım; asimetrik tasarımlı, hafif ve eğlenceli konular, neşeli üslubuyla Barok'tan farklılık gösterir) bu büyük eseri verdi. Orijinal ismi “Les Hasards Heureux de l'Escarpolette” olan 81 x 64.2 cm'lik eser, Londra'daki Wallace Koleksiyonu'nda sergileniyor.
35 yaşında iken, Rokoko akımına (Barok akımından sonra çıkmış,aristokrat bir akım; asimetrik tasarımlı, hafif ve eğlenceli konular, neşeli üslubuyla Barok'tan farklılık gösterir) bu büyük eseri verdi. Orijinal ismi “Les Hasards Heureux de l'Escarpolette” olan 81 x 64.2 cm'lik eser, Londra'daki Wallace Koleksiyonu'nda sergileniyor.
1806
senesinde, 74'ünde son nefesini veren Jean-Honore Fragonard'ın dehasını
ispat ettiği işi olan “The Swing”, bir
aşk üçgeninin başrol oyuncusu tarafından, sevgilisi için sipariş edildi. (Hikayesini
yazının sonunda anlatacağız)
"Salıncak" ya da "The Swing", neşe içinde salıncakta savrulan bir kadını ana obje olarak yansıtmaktadır. Rokoko tarzının köpük krem, pembe ve turuncu tonlarındaki elbisesi ve Bergere şapkasıyla bu kadın figürü, salıncakta havalanırken sol ayağındaki süslü ayakkabısı ayağından çıkıyor. Fragonard, ayakkabının kadının ayağından çıktığı, havada kaldığı anı resmetmiş. Kadının yüzündeki kasıntı ve şaşkınlık ifadesi de bu durumu destekliyor.
Bu resim, ilk bakışta
‘salıncakta sallanan bir kadın görüntüsü imiş gibi zannedilse de cinselliğin de
bizzat içinde bulunduğu yasak bir aşkı gözler önüne seriyor. Kadın
figürünün dışında iki önemli figür daha
bulunurken birisi kadının arkasında eşini sallayan yani kadının kocası olan kişidir. Diğeri ise kadının ön tarafında
çalılar arasında gizlenmiş olan kadının aşığıdır. Kadın neşeli şekilde aşığıyla bakışırken, ayakkabısını
savurmuş görünürken aşığının da gizli/sinsi dikizlemesine -bacaklarının
arasına- izin vermektedir (bir efsane de; o dönemde kadınların kabarık
eteğin altına çamaşır giymeyerek erkekleri kendilerine bağladıkları yönündedir).
Ayakkabının
fırladığı tarafa baktığımızda bir taş heykel göze çarpıyor. O dönem bazı
ormanlık alanlarda bu türden heykellere sık rastlanırdı.
Tabloda masumluğu ve saflığı
simgeleyen melek heykelleri, kadının arkasında/ eşinin yanında kalmıştır. Bunun yanı sıra
Roma mitolojisindeki Cupid (Latince Cupido: aşk-arzu tanrısı, Eros'tur Yunan mitolojisinde), genellikle
neşeli ve hınzır resmedilse de Fragonard ona
düşünceli bir ifade yüklemiş. Erkek çocuk
formundaki Cupid, "sus"
işareti yaparak bu gizli ilişkiye atıfta bulunmaktadır. Bu yasak
aşkın baş rolündeki genç kadın, umarsız bir edayla ayakkabısını Cupid'e
fırlatmış, dalga geçer gibi duruyor. Cupid
heykeli yaklaşan ilişkinin habercisi gibi, kızın fırlayan ayakkabısı bekaretin
kaybedilmesi ve/veya bir cinsel ilişki sembolü aynı zamanda.
Tablo anı anlatırken, kadının
kıvrımlı elbisesinde ve motiflerde rokoko akımı açıkça yansıtılmaktadır.
Tabloda pastel renklerle de desteklenen rokoko, barok tarzının ciddiliğinden
uzak durup ince mizah anlayışıyla izleyiciyi selamlamaktadır.
Sol
alt tarafa geldiğimizde çalılıkların arasına uzanmış bir genç erkek görüyoruz.
Sevgilisini görmek için buraya saklanan bu asilzade beyefendi, kendini
sevgilisinin kocasına göstermemek için bu yöntemi seçmiş. Kadının ayakkabısı
ayağından çıktığı anda heyecanlı ve biraz şaşkın bir ifade veren genç adam,
aynı zamanda yaptığı röntgenle cinselliği çağrıştırıyor. Resimdeki üç
figürden yalnızca ikisi; kadınla sevgilisinin bu sırrı bilmesi ve bizim de buna
şahitlik etmemiz, Fragonard'ın
burjuvazi görüşünü yansıtmakta.
Sağ
tarafa geldiğimizdeyse salıncağın iplerini iki eliyle birden tutarak karısını
sallayan orta yaşlı bir erkek görüyoruz. Adamın yüzünde, diğer iki figürde
olduğu gibi heyecan ve şaşkınlık yok. Yaşça geçkin koca, tüm bu olanlardan
habersiz gayet mutlu görünüyor. Bu esnada resimdeki ışığın vuruşunu da
görüyoruz. En sağda yer alan kalın ağaç gövdesi ve pembe çiçeklere vuran ışık,
ağaçların yaprakları arasından yansıyan güneş ışınlarıdır.
Fragonard'ın bu güçlü
eserini daha da anlamlı kılan mitolojik heykeller, sağdaki koca figürümüzün
yanında da yer alıyor. Burada gördüğünüz iki erkek çocuk formundaki
heykeller, Kerubi melekleridir. Havva'nın
yönlendirişiyle yasak meyveyi koparan Adem'in Havva ile beraber Cennet'ten
kovulduktan sonra Hayat Ağacı'nı
korumakla yükümlü olan bu melekler, Tanrı'ya en yakın meleklerdir. Kerubi meleklerinin
aldatıldığından bihaber eş figürüne yakın duruşu (neredeyse yan yana oturuyorlar), Fragonard'ın bu yasak aşkı
onaylamadığının bir ifadesi olabilir mi?
Sanki
her bir yaprağı dantel oyası gibi detaylı olan yapraklar ve çiçekler, Rokoko'nun
vazgeçilmez öğelerinden.
Drama ve şarkı sözleri yazan Charles Colle önce
Gabriel François Doyen’e gelerek bu resmi yaptırmak isteyen birinden
bahsetmiş , Doyen reddetmiş ve Fragonard’a yönlendirmiş. Resmi yaptırmak
isteyen kişinin ünlü çapkın Baron de Saint-Julien olduğu düşünülmüş. Resmi
yaptırmak isteyen kişi, salıncakta sallanan sevgilisinin bir
piskopos tarafından sallanmasını istemiş, Fragonard bunu daha sonra yaşlı bir
adam olarak değiştirmiş. Bu yaşlı adam kızın kocası da olabilir. Bu durumda
elini dudaklarına götürmüş Cupid ve endişeli Cherubiler daha bir anlam
kazanıyor galiba…
FAYDALANILAN KAYNAKLAR:
Bilmediğimiz ne kadar çok sanatçı var. Katkınızdan
YanıtlaSildolayı çok teşekkür ederiz..
Beğenmenize sevindim. Sevgi ve en derin saygılarımla.
Sil