17 Ocak 2012 Salı

SAİNT PETERSBURG

16 Mayıs 1703 tarihinde Rusya’nın Avrupa’ya açılan kapısı olarak düşünerek, Çar Büyük Petro tarafından kurulan şehir halen Rusya’nın en büyük ve güzel şehirlerinden birisi.
Tam 42 ada üzerine kurulan şehir kuzey’in Venedik’i sayılır. Sayısız kanal ve köprüyle bezenen şehir aslında görkemini, şehri bir dantel gibi süsleyen binalarından almakta. Gördüğüm en güzel şehirlerin başında gelen Saint Petersburg’un gerçekte Rusça’da bir anlamı yokmuş. Rusçada “Sankt Peterburg” olarak söyleniyor.( Санкт-Петербург)

Yaklaşık 200 sene Rus Çarlığı’nın başkentliği yapan şehir, 1914-1924 arasında “Petrograd” ve 1924-1991 arasında “Leningrad” olarak anıldı. Sovyetler Birliği’nin sona ermesinden sonra eski isme dönüldü. (Ancak küçük bir hatırlatma= Havayolu kısaltmasında, ABD’deki Saint Petersburg şehri sebebiyle halan Uçak kargolarında, “Led” olarak bavul etiketleri yapışıyor, unutmayın.)

Şehri 3,5 günlük kısa ziyaretimiz sırasında elden geldiğince gezmeye çalıştık. Ancak bir şehri tanımak için elbette bu kadarlık kısa zaman yeterli değil. Şehirde kalıp, şehirde kaybolup, şehrin bir sakini gibi uzunca bir süre kalıp dokusuna nüfuz edebilmek önemli. Bu nedenle tekrar gidilecek şehirler listemin içinde yer alacak.

Şehri elbette bir bakışta kısaca anlatabilmek kolay değil. Bu nedenle oldukça uzun ve değişik bölümler halinde anlatmayı yeğleyeceğim. Şimdilik aklıma gelen başlıca konu başlıkları, “Yeniden Diriliş Katedrali”, “Kanallar”, “Kazan Katedrali”, “Kışlık Saray – Hermitaj Müzesi”, “Peter ve Paul Kalesi”, “Aurora Zırhlısı” “Finlandiya Garı-Lenin Treni ve Lenin Anıtı”, “Yazlık Saray – Peterhof” şimdilik ilk aklıma gelenler. Belki eklemelerde olacak.


Gitme şansı bulduğunuzda farkına varabileceğiniz küçük bir sırrı da ekleyeyim. Kadınların bu kadar güzel ve bu kadar rahat ve özgür olduğu bir kent daha görmedim…

8 yorum:

  1. Gezip görmeyi, tarihle yaşamayı seviyorsunuz sanırım Mehmet Bey, ne güzel...

    bol gezmeler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Yezdan,
      Seyahat en sevdiğim uğraşlar arasında. Elbette benim için tarihsel yanları ön planda. Tanıtımlarımda devam edecek. Sevgiler, saygılar.

      Sil
  2. Merhaba Mehmet Bey, St. Petersburg... Görmedim ama, zihnimde canlandırdığım edebiyat şehri... O sebeple St. Petesburg sanırım bu yönüyle özelliğini koruyan ve bir o kadar da "özel" olduğunu düşündüğüm doğayla barışık, sanatın tarihle buluştuğu bir yer olsa gerek. Ne bileyim belki ben bu şekilde görmek istiyor da olabilirim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. St. Petersburg yurtdışında gezdiğim şehirler içinde en güzellerinden birisi. Dostoyevski'nin de büyük rolü var elbette. Şehre verilen güzellikler ve uğruna yapılan olağanüstü korumacılık ta insanı etkiliyor. (2. Dünya Savaşı sırasında faşist sürülerin zararlarından korumak için heykellerin suya gömülmesi, tabloların metrolara saklanması vs vs) Ve tüm yapılanlar bu güzel şehri bu gün bütün güzelliyle ve ihtişamıyla var olmasını sağlamış. Umarım (ve mutlaka olmasını dilerim) yolunuz düşer.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
  3. Görmek istediğim yerlerden birtanesi.... bakalım ne zaman kısmet olacak....Beyaz geceleri çok merak ediyorum... Ellerinize, gözlerinize sağlık... selamlar, saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gezmeyi sevdiğiniz için mutlaka denk getireceğinize eminim. Objektifinizden buraları sizden izlemek müthiş olur kanımca.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  4. muazzam görünüyor , gezilesi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gezmekten en keyif aldığım şehirlerden birisidir.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil