20 Ocak 2012 Cuma

ÖLÜM KALIM SAVAŞI (SAKARYA)

9 Eylül 1921 günü saat 15’e doğru Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa üstü açık bir otomobille Zafertepe’ye geldi. Fevzi Paşa ve Albay Kazım ile biraz görüştükten sonra, M. Kemal Paşa batarya dürbününün başına geçti. Yunan mevzilerini ve gerilerini uzun uzun incelemeye koyuldu.
Zafertepe’nin üstü kalabalıklaşmıştı. Otomobil ve atlar açıkta duruyor, düşmanın kolayca görebileceği bir topluluk oluşmuş bulunuyordu. Ev sahibi durumunda bulunan Albay Kazım, soğuk terler dökmeye başlamıştı. Yunan topçusu ve uçakları için güzel bir canlı hedef olmuştu tepenin üstü. Tam bu sırada bir Yunan uçağının tepeye doğru yaklaştığı görüldü.
Albay Kazım’ın korktuğu başına gelmişti. Tepede uçağa ateş açabilecek tek bir silah, saklanacak tek bir ağaç altı yoktu. Sağa sola koşup hedefi dağıtmak en akıllıca bir davranış olacaktı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa dürbünü bırakmıyordu bir türlü. Başkomutan kılını kıpırdatmadan batarya dürbünü çukurunda otururken, hiçbir subay tek adım atmayı aklından geçirmiyordu. Herkes olduğu yerde başını havaya kaldırmış, tam tepelerine gelen uçağa bakıyor, bırakacağı bombaları bekliyordu…

Yunan uçağı tepenin üstünde bir tur attıktan sonra, uzaklaştı. Yanında bomba olmadığı ve gözetlemeyle yetindiği anlaşılmıştı. Albay Kazım, boncuk boncuk terleyen alnını kolunun tersiyle silerek rahat bir soluk aldı.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa incelemelerini bitirdikten sonra, biraz geride bekleyen komutanlarının yanına gitti. Görüşlerini özetledi: Düşmanın batı kanadına saldırarak Sakarya’ya doğru sıkıştırılması ve Sakarya üstündeki köprübaşlarının ele geçirilmesi planı yarın uygulanacaktı.
Saldırıyı Mürettep Kolordu Komutanı Albay Kazım yapacaktı. Kolordusunun 1. ve 17. Tümenleri ile 1. Süvari Tümeninden başka, öteki yerlerden kaydırılan 15. ve 23. Tümenler de emrine veriliyordu. Yapılan gözetlemelerin raporları ve alınan en son bilgiler değerlendirildikten sonra ortaya bir harita açıldı. Harita, çok önceleri Almanlar tarafından yapılan ve Kiepert adıyla anılan Anadolu’nun tek büyük haritasının o bölgeyi gösteren paftalarıydı.
Mustafa Kemal Paşa saldırının nasıl yapılacağını ve geliştirileceğini haritada ayrıntılı bir biçimde açıkladı. Sonra arazi üstünde uzun uzun anlattı. Başkomutanın askerlik sanatında tartışma kabul etmez üstünlüğünün yeni bir yapıtıydı açıklanan plan. Anadolu’nun ve Türk halkının kara yazgısı bu saldırının başarıya ulaşmasıyla ağaracaktı… Cephane azdı. Süngüye güveniliyordu. Cephane azlığının saldırıda doğuracağı sayısız sakıncalar vardı. Bu sakıncalar, Anadolu çocuklarının bilek gücüyle ve tüfeklerin ucuna takılı keskin süngülerle giderilecekti…
…Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Duatepe’ye beş tümenle yapılan saldırıyı Mürettep Kolordu Komutanı Albay Kazım’ın Zafertepe’deki gözetleme yerinden izlemişlerdi. Uzun süren kanlı savaşmanın heyecanıyla kimsenin aklına bir şeyler yemek gelmemiş, kimse dün akşamdan bu yana tam yirmi dört saattir ağzına bir tek lokma koymamıştı.

Mürettep Kolordu Kurmay Başkanı Yarbay Hayrullah (Fişek) Duatepe’nin alınmasının onuruna, konuklarına bir akşam yemeği ziyafeti hazırlamıştı. Batarya dürbününün çukurunun hemen yanındaki düzlüğe, yere hemen bir masa örtüsü serdirmiş, ortasına bir bakır tepsi koydurmuştu. Tepside kızarmış bir cılız tavuk ile dört beş dilim siyah ekmekten başkaca bir şey yoktu.
Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Batı Cephesi Kurmay Başkanı Albay Asım (Gündüz) ve Albay Kazım yer sofrasına bağdaş kurup oturdular. Duatepe’nin alınmasının yarattığı sevinç hepsinin yüzlerinden okunuyordu. On sekiz gündür Sakarya boylarında sürekli savunmada kalan ordu, ilk kez bir planlı saldırı girişiminde bulunmuş ve başarmıştı. Bu bir dönüm noktasıydı. Bundan böyle saldırı sırası Türk Ordusuna gelmişti. Üst Komutanların on sekiz gündür gerilen yüz hatları, ilk kez sevinçle gevşemiş, rahatlamıştı. Sofradakiler Başkomutanın ilk lokmayı ağzına atmasını bekliyorlardı yemeğe başlamak için.
Mustafa Kemal Paşa ekmeğe uzanırken, Albay Kazım’a sordu:
— Erlere yiyecek ne verdiniz?
Albay Kazım şaşırdı, duraladı, biraz ötede ayakta duran kurmay başkanına seslendi:
— Hayrullah Bey erlere ne verebildik?
—Efendim, dün sabah bulduğumuz buğdayı kavurmaları için birliklere dağıtmıştık.
Mustafa Kemal Paşa bir an duraladı. Sonra ayağa kalktı, düşünceli, dalgın adımlarla yürüdü. Ötekiler de tavuğa ve ekmeklere el sürmeden sofradan kalktılar, Mustafa Kemal Paşa’nın ardından yürüdüler.
Mehmetçikler, kavrulmuş buğdayla midelerini bastırıp, yarı aç yarı tok saldırarak Duatepe’yi geri alırlarken; Başkomutanları cılız bir tavuğu silah arkadaşlarıyla paylaşmayı içine sindirememişti[i]

Atatürk devrimi – Fethi KARADUMAN
TWİTTER : fethikaraduman2



[i] A. Müderrisoğlu, Sakarya Günlüğü, s.529-530, 539-540


11 yorum:

  1. Anadolu kadınının elinde avucunda olmadığı halde bir parça yiyeceği tüm cephelere yetiştirme öyküleri de hep çok güzeldir...

    YanıtlaSil
  2. Tarihimizi öğrenmekte yarar var; Özellikle günümüzde.
    Yararlı paylaşımlarınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. O günler hem gurur veriyor, hem de acı... Gururumuz daim olsun.. ama Allah, o acıları bir daha yaşatmasın bizlere... Tülay GÜRDAL

    YanıtlaSil
  4. Sevgili Ceren,
    Öyle hikayelerimde var. Pek yakında...

    YanıtlaSil
  5. Sayın Gencal,
    Tarihimizle gurur duymalıyız. Böyle Ata'la sahip olmak kadar onlara layık olmak zorundayız da...
    Sevgi ve saygıyla

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Tülay,
    Çok çok doğru. Gururlu, alnı açık, tehlikeye karşı tetikte ve kutsal emanetlerimizin farkında olmalıyız.
    Saygı ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  7. Kolay kazanmadık ki, kolay...

    YanıtlaSil
  8. Bastığımız her karış toprakta atalarımızın hakkı ve emeği var.

    YanıtlaSil
  9. Sevgili Aysema,
    Bazan o kadar kolay unutuyoruz ki, sanki sokaktan bulduk gibi...

    YanıtlaSil
  10. Sevgili Kardeşim,
    Birde unutmasak...

    YanıtlaSil
  11. canakkale harbinde 250 bin sehidimiz var. istiklal harbinde kac sehidimiz var? hic bir yerde rastlamadim bu rakama.

    YanıtlaSil