KİTABIN ADI | Ortaçağda Felsefe Patristik Başlangıçtan XIV. Yüzyılın Sonlarına Kadar (La Philosophie au Moyen Age Des Origines Patristiques a la fin XIV. Siecle) |
KİTABIN YAZARI | Etienne Gilson |
KİTABIN ÇEVİRMENİ | Ayşe Meral |
KİTABIN YAYINEVİ | Kabalcı Yayınevi |
KİTABIN BASKI YILI | 2007 |
KİTABIN BASKI SAYISI | 1. Baskı |
KİTABIN SAYFA SAYISI | 737 sayfa |
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ | 10/10 |
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ | 10/10 |
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ | 10/10 |
YORUM: Açıkçası, bugüne kadar Batı Uygarlığının kökenlerine ilişkin okuduğum en yetkin kitap. Genellikle, içi boş bir şekilde günlük konuşmalarda sarfettiğimiz “Çağdaş Batı Uygarlığı” sözcüğünün, antik kökenlerine inen, batının, mitsel bir İsa hikayesini nasıl yüzyıllar içerisinde bir tek tanrılı din haline getirmesinin öyküsü bu kitapta yer alıyor. 14. Yüzyılda laik bilim insanlarının din olayını ele alması ve toplumu dönüştürdüğü kalıptan çıkarıp modern bir toplum haline getirmesinin ön hikayesi tüm detayları ile bu kitapta. 2. yüzyılda kilise babaları ile başlayan, Hıristiyanlığı bir din haline getirme, felsefesini oluşturma tarihi tek tek din tarihinde ismen yer alan kişilerin günümüze kalan kitaplarının detayları yorumları kitabın konusu. Ne yazık ki herkes alsın okusun diyemeyeceğim ağırlıkta bir kitap. Felsefe meraklıları ile konuya hakim olanların büyük bir zevkle okuyabileceği bir kitap. Onun ötesi sadece kendine güvenenlere… Cesaret edenlere kolay gelsin. “Her türlü Batı düşüncesi için ortaçağı inkâr etmek kendini inkâr etmektir. XIII. yüzyılın yanı başımızda olduğunu söylemek bile yetmez: O bizim içimizdedir, nasıl ki bir insan geçmişini unutarak yaşadıklarından kopamazsa, biz de tarihimizi inkâr ederek ondan kurtulamayız. Batı düşüncesine yeni bir biçim kazandıran ortaçağ, pek çoğumuzun sandığı gibi gerçekten de karanlık ve "geri" bir dönem değildir. Aksine, Platon ve Aristoteles ile doruk noktasına ulaşan antikçağ felsefesini, çağdaşı İslam medeniyetini ve Yahudi düşüncesini felsefesine katmayı başlıca hedefi haline getirecek kadar "aydın"dı.Ortaçağ felsefesi tarihini, içinden çıktığı teolojik köklerden soyutlayarak ele almak belki de tarihsel gerçekliğe ihanet etmektir. Bu döneme nüfuz etmek, her şeyden önce teologların kaleme aldıkları metinlere yani bugün ortaçağ felsefesi olarak adlandırdığımız büyük felsefenin yeşerdiği satırların içinde kaybolmakla mümkün olacaktır. Sorbonne'da Ortaçağ felsefesi dersleri vermiş, Académie Française üyesi Étienne Gilson (1884-1978) akıl ile imanı, felsefe ile teolojiyi uzlaştırmaya çalıştı. Altı yüzden fazla yayımlanmış eseri bulunan Gilson, bu son derece kapsamlı çalışmasıyla Batı düşüncesinin beslendiği damarları, ayrıntılı bir düşünürler, eserler ve inançlar külliyatı oluşturacak biçimde bizlere sunuyor. Eser bu anlamda söz konusu iki disiplini kusursuz biçimde bir araya getirerek modern insan için tüm çağların en gizemlisine ışık tutuyor.” (Alıntı) |
Étienne Gilson (13 Haziran 1884, Paris ( 7. arrondissement ) - 19 Eylül 1978, Auxerre ) , Fransız Thomistic filozof ve felsefe tarihçisi
Yayınlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder