Ohri (Makedonca: Охрид; Arnavutça: Ohri veya Ohër; Yunanca: Αχρίδα, Ahrída), 50.000 cvarında
nüfusuyla Ohrid gölü kıyısında Makedonya’nın sayfiye gereksinimini karşılayan
güzel ve küçük bir şehir. Şehrin özellikle sahil kısımları ya sayfiye evleri ya
da otel ve pansiyonlarla çevrili. Kafe Bar ve restoranlar daha çok liman
çevresine kümelenmiş durumda.
Hemen yakınlarında bulunan havaalanı dolayısıyla ülke dışından da ulaşımı gayet kolay. Şehrin eski şehir kısmı gayet iyi korunmuş durumda UNESCO, 1979 yılında Ohri Gölü'nü, bir sene sonra da Ohri kentini UNESCO Dünya Mirasları listesine eklemiş.
Şehrin eski bölümünü dolaşacak bir tur güzergahı bulunuyor. Şehrin içinden denize doğru inebileceğiniz gibi tersi de mümkün. Biz limandan ve denizden başlayıp kaleye doğru dolaştık. Eğer yazın yolunuz düşecek olursa turunuzu ya sabah erken ya da akşamüzeri yapmak gerekiyor, aksi halde güneş sebebiyle oldukça sıkıntı yaşanıyor.
Gezi ve yürüyüşümüz, limandan itibaren başlayan “Car Samuil” sokağı üzerinde denize paralel başladı. Sokağın sonunda Saint Nikola ve Saint Sophia kiliselerini geçtikten sonra denize inen yoldan sahile ulaşılıyor.
Tamamen kayalık bu kısımda denizin üzerine döşenen ahşap yoldan ilerledikten sonra plaj olarak kullanılan sahilden yükselen yoldan tüm manzarayı görebileceğimiz “Saint Jovan Kaneo” kilisesine ulaşıyoruz. Mükemmel bir günbatımı manzarası veren bu noktan sonra yine yükselmeye devam ederek eski hrıistiyan bazilikası kalıntıları arasından Saint Panteleimon manastırına ulaşılıyor. Halen ayine açık bu kiliseden sonra en tepede bulunan “Çar Samuel Kalesi”ne ulaşılıyor.
Yürüyüşümüzde tam akşam saat 7’de ulaştığımız kale bu saatte kapatıldığı için içini gezme olanağı bulamadık. Daha sonra şehrin içine doğru inen meyilli yoldan ilerleyerek şehrin tarihi giriş kapısı yanındaki amfitiyatroya ulaşılyor.
İlindenska caddesinden yine limana doğru inen yola ulaşarak yorucu gezimizi bitirdikten sonra mutlaka tadılması önerilen Ohrid kefalinin tadına bakarak kendimize bir ziyafet çekiyor ve gezimizi noktalıyoruz.
Çok gzüel yerler miş..Pek reklam tabelası olmaması dikkatimi çekti..
YanıtlaSilOhrid'in eski şehri koruma altında olduğundan özelikle büyük tabelalar gerçekten yok denecek derecede az. Turizmin öneminin farkındalar.
SilGördüğüm ilk foto.daki kliseyi bir an Kariye'ye benzettim..Cepheden benziyor mimarisi..ve en son çıktığınız “Saint Jovan Kaneo” da Van'daki Akdamar'a benziyor...yakın çağlarda yapılan eserler ve mimari tarzlar da benzerlikler var..
YanıtlaSilHarika bir gezi olmuş..Makedonya /Ohri'yi de gidip görmek lazım!..teşekkürler..
Benzerlik detayları mimari açıdan olduğu kadar sanırım yapım yılları itibariyle çağdaşlık olabilir mi acaba? (Akdamar adasındaki kilise/bina'nın Ermeni hristiyanlığından öte eski Türk izleri taşıdığına yönelik yazılar var)
Sil