12 Mart 2013 Salı

BURASI İSTANBUL...

* Kötü yemekleri pahalıya, iyi yemekleri çok pahalıya yersiniz.
* Şehrin yüzde 70'i İstanbullu değildir.
* Bu kenti ana caddelerde değil ara sokaklarda öğrenirsin , sokaklara karış.
* Trafik tabelası yok diye her yolu girilebilir, dönülebilir sanmayın; trafik tabelası var diye bir yolu tek yön, çıkmaz sokak falan da sanmayın, tabelalara fazla güvenmeyin.
 * Eminönü'nde gün batımını izlerken gördüğünüz o havada turlayan martılar, sizin yarınki öğle yemeğiniz olacak. Onları son defa canlı canlı görüyor olduğunuzu unutmayın, şefkat gösterin. Simit atın mesela.
* Tinercilere acıyıp iyi davranmaya kalkmayın.
* "Şehir merkezi-Centrum" diye bir yer yoktur. Arayıp durmayın.
* "Köprü (Boğaziçi) bu saatlerde tıkalı mıdır" gibi bir soru mânâsızdır.
* Yağmur yağarken taksi bulmaya çalışmak beyhude bir çabadır. başınızın çaresine bakın.
* Yediğiniz şey, yediğinizi sandığınız şey olmayabilir. Beklentiniz ve elinizdekilerin uyuşma oranı, ödediğiniz meblağdan bağımsız bir değişkendir.
* "Karşı" her zaman sizin olmadığınız taraftır.
* Minibüsler ve özel halk otobüslerinin trafikte her şeyi yapma hakları vardır. Sıhhatiniz açısından itiraz etmeyin, tartışmayın, korna çalmayın, selektör yapmayın.
 * Yolda yürürken size biri çarptığında özür dilemesini beklemeyin. Siz
çarptıysanız da özür dilemek için durmayın. Zira herkesin acelesi vardır bir yerlere koşturuyorlardır.
* Sizinle tartışan olursa "sen benim kim olduğumu biliyomusun lan?" diye sorun, "lan"ı eksik etmeyin, mutlaka olsun.
* Evet o trenler epey eski. Bin yâhu, bir şey olmaz. :-)
* Taksim-Bakırköy arası, dolmuşla ve cengaver sürücüsü sayesinde azami
20 dakika, bilemedin 25 dakika sürer; trafiğe bakıp korkmayın.
* Mafyadan birini tanımıyorsan otopark için para isteyen birisine sert
davranma veya blöf yap. En garantilisi, ver parayı olsun bitsin.
* Evde oturmayın, gezin dolaşın. Çünkü dünyanın en güzel şehrindesiniz. Beşiktaş'ta çay için, Karaköy'de simit yiyin, Beyoğlu'nda dayak yiyin, Sirkeci'de trene binin, Eminönü'nde ucuza kelepir mallar bulun, Kadıköy'de kaybolun.

* Üstünüze elektrikli testereyle gelen birisini görürseniz kaçın. O adam şaka yapmıyor.
* Topkapı Sarayı Topkapı'da değil, Sarayburnu'ndadır. Boşuna Topkapı'ya gitmeyin.
* Yardım tekliflerini reddedin, kandırılabilirsiniz, dolandırılabilirsiniz.
* "Fermuarlı cebim var bir şey olmaz" demeyin. Kapkaççılar beceremezse
gaspçılar alacaktır o cep telefonunu. Telefonu vermeden önce sim kartını geri isteyin. Cüzdanınızı da vermeyin hemen. "bari kartları ver, işine yaramaz onlar." deyin, onları da geri alın. "Yol paramı bırak." derseniz beş lira da cebinizde kalır. Teşekkür edip yola devam edin. Zamanınız varsa polise uğrayın. Size çay ikram ederler, çay içmiş olursunuz. :-)

 (Kaynak: Önce Vatan)

4 yorum:

  1. (...)
    Ey Marmara'nın mavi kucaklayışı içinde
    sanki ölmüş gibi dalgın uyuyan canlı yığın.
    Ey köhne Bizans, ey koca büyüleyici bunak,
    ey bin kocadan artakalan dul kız;
    güzelliğindeki tâzelik büyüsü henüz besbelli,
    sana bakan gözler hâlâ üstüne titriyor.
    Dışarıdan, uzaktan açılan gözlere, süzgün
    iki lâcivert gözünle nekadar canayakın görünüyorsun!
    Canayakın, hem de en kirli kadınlar gibi;
    içerinde coşan ağıtların hiç birine aldırış etmeden.
    Sanki bir hâin el, daha sen şehir olarak kuruluyorken,
    lânetin zehirli suyunu yapına katmış gibi!
    Zerrelerinde hep riyakârlığın pislikleri dalgalanır,
    İçerinde temiz bir zerre aslâ bulamazsın.
    Hep riyânın çirkefi; hasedin, kârgüdmenin çirkeflikleri;
    Yalnız işte bu... Ve sanki hep bunlarla yükselinecek.
    Milyonla barındırdığın insan kılıklarından
    Parlak ve temiz alınlı kaç adam çıkar?" "SİS" Tevfik FİKRET

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir ek oldu, çok teşekkürler. Sevgiyle kalın.

      Sil
  2. Piyer Loti'ye gidin birde aşık oldum ben oraya..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul'a gidişlerim hep iş için oldu. bir fırsat yakaladığımda gezmek isterim doğrusu.

      Sil