16 Ekim 2012 Salı

BARO’METRE

Basın’ın bu dönemde iyi bir sınav verdiği söylenemez.


Meslektaşları hapisteyken, Dolmabahçe Sarayı’nda basın özgürlüğü gecesi tertipleyip, fonda ince müzik eşliğinde, avanta viski yudumlayarak, limon sosunda hıyar yemeleriyle hatırlanacaklar. İstisnaları tenzih ederim… Sansür’e gerek bırakmayıp, otosansür’ün feriştahını uygulayan, bildiğini yazarak değil, bildiğini yazmayarak kazanan, halkın gerçekleri öğrenme hakkı’na hizmet etmek yerine, ninni söyleyen, tirajlar çakılırken, manşetlerde havai fişekler patlatan, ekranlarda pembe tablo çizen’ler topluluğu olarak anılacaklar.

Sermaye’nin bu dönemde iyi bir sınav verdiği söylenemez. Çocuklarının geleceğini, parayı balyaladıkları memleketimizde değil, el âlemin memleketlerinde gören, yurttaşların özgürlüğü her alanda kısıtlanırken, beşer metrelik duvarlar arkasındaki villalarında huzurla yaşayabileceklerini zanneden… Yarın öbür gün, bu dönem’in hesabı kitabı yapıldığında, susma sustukça sıra sana gelecek’i sıra kendisine gelene kadar kavrayamayanlar olarak anılacaklar.

Sendikalar, ha keza…

Maalesef, sarı basın’dan bile daha cart sarı olarak hatırlanacaklar.

Sanat camiası’nın da, bir elin parmakları kadar’ı hariç, bu dönemde iyi bir sınav verdiği söylenemez. Sanat dediğin, ister transatlantik ol, ister filika, iskeleden halatları koparıp attığın an başlar. Çünkü, özüne, ruhuna, mantığına aykırıdır, bağımlı olmak…

Duba olarak anılacaklar.

Akademik çevreler’in bu dönemde iyi bir sınav verdiği söylenemez. Lifli gıdalar, pilatesin faydaları, buzulları eriyen kutup ayıları gibi, kokmaz bulaşmaz mevzularda adeta papağan misali şakıyan, susmak bilmeyen profesörlerimiz… ÖSYM rezaletleri, çağdışı eğitim, Mehmet Haberal, Fatih Hilmioğlu, dövülen, tutuklanan üniversite öğrencileri’nde dut yemiş bülbül olarak hatırlanacaklar.

Ve, aynı dönemde…

Aynı basınç uygulandı.
Baro’metre ölçtü.

İstanbul ve Ankara barosu’nun avukatları, evrensel ilkelere ve onurlarına sahip çıkan, susmayan, direnen… Birey’i kul olmaktan kurtaran hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve demokrasi mücadelesinde tırsmayıp, toplu halde, açıkça tavır koyan… Alnı açık, başı dik kalmayı başaran “tek meslek grubu” olarak hatırlanacak.

Yazın bi kenara…
Korku bulaşıcıdır.
Cesaret de öyle.
Baro seçimleri milattır.

YILMAZ ÖZDİL



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder