16 Kasım 2012 Cuma

ODESSA İZLENİMLER – 7 CATACOMBS

Odessa gezimizin son ve en önemli kısmına geldik. Daha uzun anlatabilmek için sona bıraktığım “catacomb” gezi öncesi mutlaka gezilmesi gereken yerler arasında sayılıyordu. Ancak şehir dışında olması ve rehbersiz gezmenin tehlikeli olduğu dışında fazla bir bilgi yoktu.
Gezimiz sırasında zaman zaman buraya nasıl gideceğimiz hakkında bilgi edinmeye çalıştıysak da ya tam anlatamadılar ya da fazla bilmediklerini ifade ettiler.
Sonunda bir tavsiye ile Deribasiskaya caddesi üzerinde bulunan parkın alt kısmındaki turizm-infoya sorabileceğimizi ifade ettiler. Gittiğimizde konuştuğumuz görevli, zaman zaman rehber eşliğinde geziler yapıldığını ertesi gün saat 10.00’da info açıldığında gelip isim yazdırmamızı ve saat 13.00’de bir gezi olduğunu ifade etti. Ertesi gün info açıldığında giderek beni eşim, oğlum ve kızım için 4 kişilik rezervasyon yaptık. Kişi başı 160 Grivna (35 TL) ücretlerimizi yatırdık. Gezi saatine kadar şehir gezimize devam ettikten sonra saat 13.00’de infoya döndük.

Gezi rehberimiz Roman ile tanıştık. Yaklaşık 22 yaşlarında genç bir mühendis. Artçı rehber olarak arkadaşı Katya (Ekaterina) bizimle olacaktı. Ayrıca geziye 6 Polonyalı, 2 Sibiryalı Rus ve 1 Güney Afrikalı genç var.
Roman ön bilgi olarak, Catacomb girişinin biraz pis ve çamurlu olduğu konusunda bizi uyardı. Bir dolmuş ve Roman’ın arabası ile yola koyulduk. Şehrin dış mahallelerinden birinde blok apartmanların yer aldığı yerde araçlardan inerek apartmanların bahçesine girdik. Biz, kilitli bir kapının açılarak içeriye gireceğimiz beklerken, ilk resimde gördüğünüz yerden yaklaşık yarım metre yüksekliğindeki bir dehlizin yanında durduk. Roman buradan gireceğimizi ifade ettiğinde yaşadığımız şaşkınlık görülmeye değerdi. Roman ve Katya herkese birer bahçıvan eldiveni, ledli kafa lambası ve el lambası dağıttı. Dehlizden içeriye sürünerek ve aşağıya doğru yaklaşık 3 metre kadar yokuş aşağı ineceğimizi ve herkesin tek tek indikten sonra uzaklaşmadan bir arada olmamızı istedi ve iniş başladı.
Odessa ve yöresi, inşaat için çok kullanışlı kireçtaşı kayalık bir arazi imiş. Şehrin ilk yapımı sırasında bu durum keşfedildiğinden madenciler uzun süre ilkel yöntemlerle yer altını dehlizler biçiminde kazarak taş çıkarmışlar. Daha sonra tekniğin gelişmesi ile daha modern yöntemlerle dehlizler oyularak taş çıkarımı devam etmiş. Roman’ın ifadesine göre (kendinizi sıkı tutun ve şaşırmayın) şu anda bu dehlizlerin toplam uzunluğu 2.500 kilometre imiş. Bizim girdiğimiz ve halen şehir içinde kalan bölümün toplamı 25 kilometre kadarmış. Ancak asıl büyük ve görkemli kısmı şehrin dış kuzeyinde bulunan bölümmüş. Şehrin aşırı büyümesi ve zemin zayıflığı sebebiyle bazı bölümlerde göçükler oluşmuş.
Catacomb içinde gezimize başladık. Sıfır ses, sıfır ışık ve sıfır telefon iletişimi var. Her yol bazı yerlerde 2 ya da 3 değişik yöne açılıyor. Roman, bazı yolların kilometrelerce gittikten sonra çıkışsız olarak bittiğini ifade etti. Burada rehbersiz gezmek ölüme davetiye çıkarmak ile eş anlamlı. Yollar zaman zaman bir metrenin altına düşen bağlantılara sahip. Bazı yerlerde, soğuk savaş döneminde sığınak olarak düşünülerek özel yatakhane ve tuvalet bölmeleri oyulmuş. Hatta bir dönem nükleer savaşa hazırlık olmak üzere catacombun bir bölümü çelik kapılarla kapatılmış, bazı bölümleri Sovyet üst yöneticiler için sığınak, görüşme ve toplantı odaları olarak tefriş edilmiş, fakat nükleer gücün giderek derecesinin artmasıyla yeterli korunma sağlanamayacağı düşüncesiyle terk edilmiş. Bu dönemde neredeyse bölgedeki bütün apartmanların bodrum katlarından catacomba bağlantı kurulmuş.
Duvarlarda zaman zaman şekiller, resimler ve hesap tabloları gördük. Roman’ın ifadesine göre taş çıkaran işçiler çalışma durumuna göre 1, 2 aylarını bu yalıtılmış ortamda geçirirlerken çıkardıkları taş hesabı için duvarları defter olarak kullanmışlar. Resimler, özellikle deniz ve gemi resimleri ise işçilerin açık hava ve özgürlük isteklerinin işareti imiş.

2. Dünya Savaşı sırasında catacomblar, partizanlar için önemli bir gizlenme alanı imiş. Hatta bu ışıksız ve karanlık ortamda 6 ay yaşamış partizanlar varmış.
Resimlerde duvarda 1941 yazılı odanın ise bir öyküsü var. Bu odaya geldiğimizde Roman, herkesin kafa ve el lambalarını söndürmesi istedi. Sessiz ve yoğun karanlığı hissetmenizi isterim. Bir süre sonra hikayesine başladı. 2. Dünya Savaşı sırasına 15 kadar partizan bu odayı saklanma odası yapmış. Çarpışmalar sırasında bazı partizanların Nazi ve Romanya askerlerince yakalanması üzerine grupta tedirginlik başlamış. Grupta, birisi yerel diğeri de Moskova’dan gelen 2 komutan var. Bu çıldırtan sessiz ve karanlık içinde günler sonra ihbar-ihanet söylemleri yerini tartışmaya ve kavgaya bırakmış, bir süre sonra da silahlar ateşlenmiş. Daha sonra cesetleri bulunan partizanların, Nazilerce katledildikleri düşünülerek kahramanlaştırılmışlar. Fakat bir gün bu olaydan kurtulan bir partizanın yaşananları anlatmasıyla gerçek hikaye ortaya çıkmış.

Tüm bu anlatılanlar sonunda dönüş yolunda tek sıra halinde ilerlerken bir süre sonra önümde yürüyen Polonyalı “galiba yolu kaybettim” dedi. Duraklamasından şaka etmediğini anladım. En arkadaki Katya’ya durumu ilettik. Katya, Polonyalı’ya “Saparken ilk tereddüt ettiğin noktaya dönelim” sözü üzerine geriye dönerek yol ağzına geldik. Grubumuz, Polonyalı, 2 Sibiryalı Rus, ben, eşim, kızım ve Katya kalmış. Roman, oğlum, 5 Polonyalı ve Güney Afrikalı ortada yok.

Kritik bir durum. Katya, burada sabırla beklememizi, Roman’ın bir süre sonra fark ederek geriye dönüp bizi alacağını, hareket halinde olmamız durumunda hiç buluşamama ihtimalimiz olduğu ifade etti ve boşlukta, elindeki rehber kitaptan sakin bir biçimde catacombları anlatmaya başladı. Heyecan belirtileri gösteren Polonyalı dışında çok sakiniz. Ben, durumun uzaması halinde ışıksız kalma olasılığına karşı el lambalarını kapatmamızı önerdim. Işığımız azalsa da tedbirde fayda var. Polonyalı ürkek bir biçimde sürekli yolda ses dinliyor, ama ne ses ne ışık var. Yaklaşık yarım saat kadar sonra Roman ve oğlum telaşlı bir heyecanla geldiler. Ancak bizim sakinliğimiz karşısında onlarda yatıştılar.

Önümüzdeki grup uzun süre grubun koptuğunu fark etmemişler. Neden sonra çıkışa yaklaşınca grubun arkasının yok olduğunu görmüşler. 5 Polonyalı geri dönmemek ve çıkmak istediklerini söylemişler. Oğlum ise Roman’a bizi almadan buradan çıkmayacağını söylemiş. Sonunda Güney Afrikalı genci, 5 Polonyalıyı beklerken başlarında durması için bırakarak geri dönmüşler.







Grubun buluşmasından sonra yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşten sonra başladığımız noktaya dönerek girdiğimiz yerden yukarıya normal hayata döndük. Heyecanlı, kısmen gerilimli fakat görmemiz halinde Odessa gezimizin kesinlikle eksik kalacağı gezimizi bitirdik.

İleride yapacakları seyehatta catacombu gezmek isteyen dostlara, Roman ve Katya’ya ulaşmaları için mail adreslerini vereyim: homa.k@mail.ru Kendilerine önceden haber verilmesi halinde istenen tarihte catacomb gezisi organize edebileceklerini ifade ettiler. Darısı başınıza.

1 yorum:

  1. We are very glad, when our tourists post such thankful and happy essays about our adventures in Odessa Catacombs.
    It was very interesting to go with you, even with our extreme episode :)
    Thank you very much!
    Hope to see you some day in Odessa!
    Kate&Roman

    YanıtlaSil