Gazetelerde, TV'lerde bir "sakal" davası sürüp gidiyor. 21. yüzyılda hâlâ -ilkçağın insanları gibi- totem peşinde koşuyoruz! Hz. Muhammed, bunu önlemek için, "Yâ Rab, benim eşyalarımı tapınak vasıtası yapma!.." demiş.
Bu hadis, peygamberin ağzından çıktığını bütün hadisçilerin kabul ettikleri 17 hadisten biridir. Bu sözü söyleyen Hz. Muhammed, tıraş olurken kıllarını toplattırır mıydı?
Dünyada yüzlerce "Sakal-ı Şerif" diye tanımlanan kıl var.
Hepsi uydurma. Topkapı Sarayı Müzesi'ndeki "Kutsal Emanetler" diye saklanan birçok eşya, onun-bunun saraya bahşiş almak için getirdikleri nesneler.
"Fatıma Anamız"ın seccadesi denen seccade, 17. asır halısı, Peygamber'in teyemmüm taşı olarak saklanan taş ise bir Asur tableti!? Bunun gibi daha birçokları var... Bunları bir kitap halinde toplayan ilk Müze Müdürü Tahsin Öz'ün 1953 yılında basılan kitabı, ne yazık ki zamanın yönetimi tarafından hemen toplattırıldı ve o günden bugüne de ülkeyi aynı kafada olanlar idare etti!
Uydurulmuş şeylere inanmak, doğruları araştırmaktan daha kolay geliyor insanımıza...
Bu sakal olayı, bana başka bir olayı hatırlattı: 1970-78 yılları arasında, eşim Kemal Çığ Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü idi. Daha önce de -1944'ten beri- Müdür Yardımcısı ve Kitaplık Şefi olarak çalışıyordu müzede. Müdürlüğü esnasında, o zamanın Diyanet İşleri Başkanı Lütfü Doğan, "Kutsal Emanetler"i ziyaret etmek için randevu istiyor. Kemal Çığ, gazetecileri getirmemek koşulu ile halka kapalı olan bir günde randevuyu veriyor.
Kararlaştırılan günde büyük bir cemaat akın ediyor "Kutsal Emanetler Salonu"na. Peygamberin hırkası olarak tanımlanan hırka çıkarılıyor. Gelenler büyük bir huşu içinde dualara, kuran okumalara başlıyorlar ve sonunda her ay bu ziyareti yapmaya karar veriyorlar...
Salonda iş bitince, eşim, baştakileri odasına kahve içmek için davet ediyor.
Tam kahveler bitmek üzere iken Kemal Çığ, "Hazır bütün din büyüklerimiz burada iken kafamı kurcalayan bir soruyu sormak istiyorum." diyor ve sorusunu soruyor:
"Benim bildiğime göre, Hz. Muhammed'in ağzından çıktığından bütün muhaddislerin hemfikir olduğu 17 hadisten biri, 'Yâ Rab, benim eşyalarımı tapınak vasıtası yapma!..'dır. Şimdi sizin hırka'ya ve diğer eşyalara dualar yapmanız bu hadise karşı değil midir?"
Bu söz üzerine, gelenlerin hepsi birden yerlerinden fırlarlar ve bir şey söyleyemeden oradan ayrılırlar! Fakat, her ay gelmeyi istedikleri halde bir daha uğramamaları da Kemal Çığ'ın sorusunun yanıtı olmuştur...
Şimdi ben de bugünkü hocalarımıza soruyorum:
Böyle bir hadisi biliyor musunuz? Biliyorsanız, neden bir sakal kılı, bir hırka peşine düşenleri ve onlara dua edip onlardan medet umanları uyarmıyorsunuz? Neden?
Muazzez İlmiye Çığ
Topkapı Sarayı'nda gişe önünde müze kart değişimi için sıra beklerken, önümdeki genç çocuk "abla, saraya abdestsiz girebilir miyiz?" dedi. Önce bir afalladım "ne alakası var, tabii ki" dedim. Bu da "kutsal emanetler var ya içeride" diye cevap verdi.Paylaşımınız üzerine aklıma geldi. Allah akıl fikir versin.
YanıtlaSilEvet, Sevgili Sezer, anınız söz konusu hurafelerin ulaştığı noktayı gösteriyor. Dediğiniz gibi, Allah akıl fikir versin!
SilALLAH (c.c) sizede biraz akıl fikir versin kardeşler o çocuğun sana oraya abdestsiz girebilirmiyim deyişi edep tendir takva dandır tabi bazı konulardan bi haber olan insanlarımız afallayarak karşılıyor. sizler konuya hurafe olarak bakıyorsunuz buda sizin kutsal emanetlere olan bakışınızı ortaya koyuyor. sizin zihninize göre herşey hurafe dua her zaman Allah'a (c.c) yapılır. orda manevi açıdan insan dua etme ihtiyacı duyar onu da Allah'a (c.c) yapar hırka-ı şerife ya da sakal-ı şerife niye yapsın.
YanıtlaSilEmre bey,
SilAnlaşılan din bilgileri konusunda biraz merak sahibisiniz ama ne yazık ki galiba bilgi sahibi değilsiniz. Ben yorumunuzda, söz konusu hadis konusunda düşünce belirtmenizi ya da madem aksi kanıdasınız bu hadisin yanlış veya gerçeğe aykırı olduğunu sebepleriyle göstermenizi beklerdim. Ancak konunun etrafında dolanıp hiçbir şeye dokunmadan eleştirmenizi bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanıza veriyorum. Ama madem bu konulara meraklısınız. Kur'an ve hadisleri daha dikkatli okumanızı ve anlamaya çalışmanızı öneririm. Sevgi ve saygılar sunuyorum.
Hadis'te 'Yâ Rab, benim eşyalarımı tapınak vasıtası yapma!" deniliyor olması, O(sav) hatırasına saygı duymayacağımız anlamına gelmez. Aynı Peygamber :"Acemlerin büyüklerine ayağa kalktığı gibi bana ayağa kalkmayın" da demiştir. Ancak O(sav) hayatta olduğu sürece bir meclise girdiğinde ayağa kalkılmıştır. Günümüzde O(sav)'nun adı anıldığında saygıyla oturduğu yerden doğrulan SAYGI ve SEVGİ ABİDESİ insanlar mevcuttur. Burada sorulması gereken asıl soru şudur: BAŞKALARININ HURAFELERİ YA DA SAYGI GÖSTERİŞ BİÇİMLERİ BİR TARAFA, "SİZ" NE YAPIYORSUNUZ?
SilEvet bay Faruk, biz ne yapıyoruz? Söyleyin!
Sil