9 Nisan 2012 Pazartesi

GEREDE YÜNLÜ YAYLASI- AKTAŞ VADİSİ DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Baharın sonunda yüzünü göstermesiyle doğa uyanmaya başladı. Elbette doğa uyanırken bunu hissetmek, özel anları yaşamak için doğaya zaman ayırmak gerekli. Fazla aralık vermemek ve baharın gelişini karşılamak için yine hazırdık.
Fuat hocamın arkadaşı ve yürüyüş arkadaşımız Selda hanım bu kez daha deneyimli olarak hazırdı. Yürüyüşe eski yürüyüş dostlarımızdan Burak’ın da katılmasıyla grubumuz biraz daha büyümüş oldu.
Cuma gününden yerlerimizi ayırttıktan sonra, Pazar gününün biraz kapalı ve yağmur beklentili olması düşündürücü olsa da iki yıldır ıslak yürüyüşlere alıştığımızdan fazla endişelenmedik.
Pazar sabahı Ankara’da hava parçalı bulutlu ve biraz kapalıydı. 17 katılımcı ve 2 rehberimizle (bu kez aramızda 3 Amerikalı yürüyüş dostu da vardı) yola çıktığımızda Kızılcahamam da güneş çıkınca güzel bir yürüyüş olacağı beklentimiz arttı.
Saat 10.30 dolaylarında Gerede yolunda Yünlü köyü kavşağında başlayan yürüyüşümüz bir süre giderek yükselen orman yolundan devam etti. Dağa doğru yükseldikçe önce çevrede, sonra yolda kar belirgin olarak çoğaldı. Geçen yürüyüşümüzde olduğu gibi, ısındıkça gevşeyen ve sulanan kar zaman zaman derin gömülmelere yol açıyor ve yürüyüşü güçleştiriyordu.


Yünlü yaylasına ulaşmamızla birlikte eriyen karın oluşturduğu derelerin çağlaması, bayırların rengarenk çiğdem ve sümbüllerle bezenmesi tam bir gönül şenliğiydi.

Çayır alanların önemli bir üyesi de etrafça onlarcasının gördüğümüz “Duvar kertenkelesi” (Lacerta Muralis) idi. Bu soğukkanlı hayvanlar güneşte uzun süre güneşlenerek kanlarını ısıtıp hareketleniyorlar.
(LACERTA MURALİS)
 Bunun dışında orman sakinlerine rastlayamadık. Bazı ağaç köklerini eşen domuz izleri dışında pek fazla iz yoktu.
Saat 13’e doğru verdiğimiz yemek molasının ardından, batı, kuzey batı yönünden yan geçiş yaparak Aktaş vadisine yöneldik. Defalarca geçtiğimiz derecikler, eriyen karın etkisiyle coşkulu akışlarla Aktaş göletine doğru akıyordu.
15.30 dolaylarında verdiğimiz son moladan sonra gölete akan dereyi solumuza alarak, gölete ve Ankara karayoluna doğru inişe geçtik. Göletin akan sulardan seviyesinin yükselmesi nedeniyle çevre yolu yer yer su altındaydı. Bu noktaları ormana yükselerek geçerek saat 16 dolaylarında bizi bekleyen aracımıza ulaştık.

 Kızılcahamam öğretmen evindeki yorgunluk çayından sonra kısa bir Pazar alışverişi ile  Ankara’ya dönüş yolculuğumuz, saat 19’a doğru şehre ulaşmamızla sona erdi. Güzel bir doğa yürüyüşü ile değerlendirdiğimiz günümüzü tatlı bir yorgunluk ve kazandığımız enerji ve yaşama sevinci ile sonlandırarak zorlu bir haftayı karşılamaya hazırız.

7 yorum:

  1. Daha nice nice sağlıklı yürüyüşler diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Burhan hocam. Sağlıcakla kalın.

      Sil
  2. Merhaba,
    Yürüyüş güzel, dostlarla yürüyüş daha güzel; yürüyüşlerde gözlem yapmak ve bunları paylaşmak çok çok güzel.
    Bu güzel alışkanlıklarınızın devamlı olması dileğiyle...

    YanıtlaSil
  3. Beni o gün en çok etkileyen elimin dibindeki yeşil ve kuyruğa doğru kahverengine dönen ağız yapısı kaslı ve yaklaşık 30 dakika önce gördüğümüz o kerkenkelenin ısırığının oldukça acı verdiğini duymam.............iyike beni ısırmadı:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. doğada bazen aksilikler oluyor ama o gün bize rastlamadığı için şanslıyız.

      Sil
  4. :)).........İşin şakası bir yana herkese tavsiye ederim doğaya çıkmayı o çam ormanlarının kokusu bile yeter bence.........daha onlarca neden sayabilirim.........

    YanıtlaSil