12 Nisan 2012 Perşembe

İZMİR SUİKASTI

İzmir'de hazırlanan o alçakça suikastın sonuçsuz kalmasından sonra bir gün (Mustafa Kemal) bize şu olayı anlatmıştı:

- "Ziya Hurşit'in beni öldürmeye memur ettiği iki zavallı vardı. Sorguları yapıldıktan sonra bunların birisini yanıma çağırdım. Odada kimse yoktu. Kendisine sordum:
- Sen Mustafa Kemal'i öldürecekmişsin, öyle mi?
- Evet, dedi. Ben yine sordum:
- Mustafa Kemal ne yapmıştı ki onu öldürecektin?
- Fena bir adammış o. Memlekete çok fenalık yapmış. Sonra bize onu öldürmek için para da vereceklerdi.

- Sen Mustafa Kemal'i tanıyor musun?

- Hayır.
- O halde tanımadığın bir adamı nasıl öldürecektin?
- Geçerken işaret edecekler, Mustafa Kemal işte budur, diyeceklerdi. Biz de öldürecektik.
O zaman cebimdeki tabancayı çıkararak kendisine uzattım:
- Mustafa Kemal benim, haydi al eline tabancayı, öldür, dedim.
Herif benden bu karşılığı alınca yıldırımla vurulmuş gibi oldu. Bir süre şaşkın şaşkın yüzüme baktıktan sonra diz üstü kapanarak hüngür hüngür ağlamaya başladı."

Yahya Galip KARGI
Kaynak: Yücel Dergisi, 1948

6 yorum:

  1. Tetikçilerin zavallılığı hep böyle değil midir zaten?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru, maşanın gücü onu tutan kadardır. Ama o silahı uzatıp "kullan" diyebilecek bir babayiğiti de bugünlerde görebilirmiyiz?
      Sanmıyorum...

      Sil
  2. Mustafa Kemal, bütün ömrü savaşlar ve devrimler içinde geçmiş bir büyük önder... Şimdi burada tek tek saysam, sadece isimleri bile bir sayfadan fazla tutar. Peki, yaşamı kan ve ateş içinde yoğrulmuş bu büyük adamın kaç tane koruması vardı? Halkla iç içe, kucak kucağa çekilmiş yüzlerce resmini gösterebilirim oysa...

    Ama günümüzün sade suya tirit, sözde "liderleri" bir koruma ordusu ile geziyorlar. Yetkili makamlardan uzaklaştıktan sonra da bu koruma sürüyor üstelik. Çünkü bir korku var hep! Oysa Atatürk'ün koruma olarak yanında bulunan kişiler bile, aslında onun sofra arkadaşı, ta gençlik yıllarından beri yoldaşı olanlar... Mustafa Kemal, yaşamının her anında halkla kucak kucağa idi. Çanakkale'de böyleydi, Sakarya'da da... Cumhuriyet'ten sonra da... Mustafa Kemal'in halktan korkusu yoktu ki koruma taşısın...

    Halkın çıkarına aykırı şeyler yapan, emperyalizmin uşaklığına soyunanlar, tabii ki halktan korkar. Oysa Atatürk o halkın çocuğu idi. Kimsesizlerin kimsesi idi! İşte yaptıklarının haklılığına ve halk gözündeki meşruiyetine güvenen o büyük insan, silahı o zavallı satılmışa verip "çek tetiği" der kolayca... Bugünün lider bozuntuları ise... Onların bu bahiste isimlerini anmak bile ne acı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serdar bey,
      Yazıya mükemmel bir katkı sağladınız. çok teşekkürler. saygılar.

      Sil
  3. Yanında koruması ile gezinenleri haberlerde gördükçe şu geliyor aklıma "peki bunca koruma azraile karşı koruyabilecek mi seni?"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Şeniz,
      Kaderin ve azrailin önüne geçebileceklerinden değil halktan korkudan kaynaklanıyor galiba.

      Sil