Gemimiz su asansörlerinden sonra dev Onega Gölüne giriyor. Artık, “göller bölgesi” olarak da anılan Özerk Karelya Cumhuriyeti sınırları içerisindeyiz. Onega Gölü, daha sonra gireceğimiz Ladoga Gölünden sonra Avrupa’nın en büyük 2. Gölü.
Uzun bir süre, açık denizde gibi Onega Gölü üzerinden kuzeye doğru yol alıyoruz. Göl, yaklaşık Marmara denizi büyüklüğünde. Hemen hemen İzlanda enleminde olduğumuz söyleniyor.
Durağımız Kiji Adası, Onega gölünün kuzeyinde. Ada, Unesco dünya mirası listesine alınmış durumda. Ada da Rusya’nın önceki yüzyıllarda, hatta devrim öncesine kadar yaşanan kır hayatı belgelenmekte. Rehberimizin ifadesine göre gezilen evlerin büyük kısmı başka bölgelerden sökülerek getirilmiş ve tekrar dikilmişler. Kiji’de bulunan binaların tamamı, daha sonra gezeceğimiz kilise de dahil olmak üzere çivi kullanılmadan ahşap geçme tekniği ile yapılmış.
Rehberimiz Alex, Rusça dışında bazı yerel lehçeleri de bildiğini ifade etti. Ama bir süre sonra mükemmel Türkçe bildiğini, bizleri şaşırtarak gösterdi. Türk rehberimiz, Alex’in, Türkçeyi Türkiye’den başlayan turistik geziler sebebiyle kendi kendine öğrendiği söylediler. Alex, zaman zaman Türkçe espriler yaparak da dilimize ne kadar hakim olduğu ortaya koydu.
Örnek olarak gezdiğimiz bir köy evinde, döneminde kullanılan eşyalar olduğu gibi korunmakta. Yaşamı sürdürebilmek için gerekli eşyalar, malzeme ve kiler odaları, etrafında yatılan büyük soba, hatta evin bir odası gibi olan ahır kısmı dahi var.
Kiji Adası gezimizin ikinci bölümünde meşhur Tecelli Kilisesi olacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder