Üsküp’ün eski çarşı tarafına geçtikten sonra “Krste Misirkov” Bulvarı üzerinde bir süre yürüdükten sonra, gözüken saat kulesine doğru sokak aralarında bir süre yürüyüp birazda merdivenleri tırmandığınızda karşınıza çıkan cami “Üsküp Sultan Murad Camii”dir.
Caminin kapısına geldiğimizde 60 yaşlarında bir Türk gelerek kapıyı açtı. Cami ve bahçesini birlikte gezdik. Caminin hikayesi ilginç ve güzel. Sultan 1. Murad Kosova Meydan Muharebesinin sonunda savaş alanını gezerken şehit edildiğinde, tahnit edilen naaşı gömülmek üzere yola çıkarıldığında ilk gece konaklanan bu tepe imiş. Bunun anısına camii Sultan 2. Murad tarafından 1436’da yaptırılmış.
Cami yapımı sırasında medrese ve imaretle bir kül halinde inşa edilmiş. Rivayete göre Fatih Sultan Mehmet’inde cami avlusunda kurulan otağında bir süre yaşadığı, İstanbul’un fethi planları çerçevesinde Macar topçu ustası Urban’la görüştüğü varsayılıyormuş. Yahya Kemal’in de bu cami avlusundaki mektepte bir süre okuduğu ileri sürülüyor.
Cami yapılış tarihi itibariyle Üsküp’te günümüze ulaşan camilerin en eskisi. Yapının boyutlarının büyüklüğü, inşaat tarzı, harikulade taş süsleme kalıntıları ve diğer unsurlar bunu en iyi şekilde kanıtlamaktadır. Sultan Murat Camii günümüze, eski görünüşü bir hayli değişmiş vaziyette ulaşabilmiş.
Cami bahçesinde sadece biri açık biri kapalı iki türbe ile küçük bir mezarlık bulunmakta.
Caminin hemen soluna düşen açık türbe Dağıstanlı Ali Paşa’ya ait. Çevresinde ailesi ve kızına ait mezarlar var.
Caminin tam arkasına düşen kapalı türbenin ise Beyhan Sultan’a ait olduğu belirtiliyor. Bu kapalı türbenin hemen kapı girişindeki iki mezarın sultanın kocası ve oğluna, arkadaki mezarın sultana ait olduğu varsayılıyor.
Bildiğiniz gibi Beyhan Sultan, (babası Sultan Selim, annesi Kırım beyi Mengli Giray’ın kızı Ayşe hanım) Kanuni’nin ana ayrı kızkardeşi olup vezir Ferhat Paşa ile evliydi.
Ferhat Paşa’nın Kanuni tarafından idamının ardından Beyhan Sultan’ın saraydan ayrılıp Üsküp’e geldiği ve burada vefat ettiği rivayet edilmekle birlikte Ferhat Paşa’nın türbesinin Eyüp’te olması karşısında bilgilere ihtiyatla yaklaşmakta fayda var. Tarihçilerimizin bu konuyu araştırması dileğiyle. (Bu arada izlemediğim Muhteşem Yüzyıl dizisinde Beyhan Sultan ve Ferhat Paşa’nın canlandırıldığını ülkeye dönünce öğrendim. Seyredenler benden iyi biliyor demekki.)
Caminin hemen girişindeki saat kulesinin Kanuni tarafından yaptırıldığı varsayılıyor. Kanuni bir sefer dönüşünde, başka şehirlerde gördüğü saat kulelerinin bir benzeri yaptırmak istemiş ve bu caminin hemen girişine yaptırmış.
Fotoğraflarda, kulenin üst tarafında görülen kısım orijinal olmayıp, depremden sonra yapılan onarımın eseri.
Cami ve hazireler şimdilik cemaatin bağışlarıyla ayakta duruyor. Ancak bu önemli Türk hazinesinin en kısa zamanda TİKA’nın el atmasını bekliyor. Yarın çok geç olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder