10 Mayıs 2012 Perşembe

GERÇEKTEN MUHTEŞEM Mİ?

"Yaşlı, aksakallı adam" anlamına geliyor "Zal" sözcüğü. İstanbul'un Eyüp İlçesinde Zalpaşa Caddesi üzerinde. Zal Mahmut adlı bir de cami var; Anılan caminin yakınlarında yaşayanlara sorarsanız, size anlatırlar:

1553 yılında, Konya Valisi Şehzade Mustafa'ya bir haber gelir. "Tez gelesin, hünkâr baban seni görmek ister" diye...
Çok iyi yetişmiş, babayiğit bir er olan Şehzade Mustafa, koşar padişah otağına; İran'a karşı sefere çıkma hazırlığındaki babasının elini öpmeyi istemektedir.
Hünkâr Çadırına girdiğinde çadırın boş olduğunu görür.
Şehzade Mustafa, şaşarsa da bu duruma, oturup bekler babasının gelmesini. Bu sırada birileri girer çadıra; ancak gelenler padişah ve emrindekiler değil, azman gibi yedi cellattır. Ellerindeki boğma kementleriyle çullanırlar Şehzade Mustafa'ya.

Dedim ya Şehzade Mustafa yiğit bir er'dir, direnir cellatlara, üçünü haklarsa da yorgun düşer. Tam çadırdan çıkıp kurtulacakken cellatların başı, yorgun düşmüş Şehzade Mustafa'ya arkadan saldırır ve urganla boğar onu.

Şehzade Mustafa, bu boğuşmayı birilerinin (babasının) kapı aralığından gizlice seyrettiğini hisseder ve son nefesinde;
"beni öldürüyorlar, kurtar beni baba" diye bağırır, yalvarır. Ancak kurtarmaya gelen olmayacaktır. Şehzade can verir.
Padişah Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle ve onun gözü önünde, onun yiğit oğlu Şehzade Mustafa'yı boğan katil, sonradan "paşa" sanıyla ödüllendirilen 'Zal Mahmut' adlı cana kıyıcıdır (cellat.)
Bu cana kıyıcı paşa, Tanrı'dan af dilemek için olsa gerek, Eyüp'teki camiyi yaptırır.
Günümüzde birileri Osmanlı'yı övme yarışına girse de Zal Mahmut adlı katil paşa, toplumda öylesine bir nefretle anılıyor ki,o semtin insanlarının çoğu, Zal Mahmut Camisinde namaz kılmaktan kaçınırlar...

Muhteşem Süleyman öz oğlu Şehzade Mustafa'dan sonra bir başka öz oğlu Şehzade Beyazıt'i da 1559'da öldürtür; yaklaşık beş yıl sonra kendi de olur.

Osmanlı tahtına çıkacak tek şehzade kalmıştır artık.
1566'da taht'a kekeme ve alkolik olan biri, Şehzade Sarhoş Selim olarak anılan,2. Selim çıkar.
Yeri gelmişken eklemeliyim. Bu sarhoş Selim, Muhteşem Süleyman'a oğulları Şehzade Mustafa'yı ve Şehzade Beyazıt'i -kendi oğlunu taht'a çıkarabilmek için- düzmece belgeler ve iftiralarla boğdurtan, (bir Rus papazının kızı olan Roksalan adlı yosma) kadının -takma adıyla- Hürrrem Sultan'ın oğludur.
Sekiz yıl kalır Osmanlı taht'ında Hürrem'in oğlu Sarhoş Selim (1566-1574) bir hamam sefasında cariye kovalarken düşer, ölür.


İşte böyle arkadaşlarım.


Bu "muhteşem" diye tanıtılan Kanuni Sultan Süleyman, gerçekte yosma Roksalan'ın iftiralarına kanarak öz oğullarının canına kıymış bir evlat katilidir.
Osmanlı taht'ını yetenekli oğulları yerine bir sarhoş'a (Roksalan'ın sarhoş oğluna) bırakmak ve Osmanlı'nın batış sürecini başlatmak ne "muhteşem" bir davranış, değil mi?
Bu evlat cinayeti milyonlarca -bilinçsiz- yurttaşı televizyon karşısında tutsak eden o ünlü dizide (Muhteşem Yüzyıl adlı dizide) gösterilecek mi bilmiyorum; ancak Roksalan'ı, Zal Mahmut'u ve benzerlerini övenlerin, onları bize "atalarınız"dır diye tanıtanların doğruyu söylemediklerini biliyorum.
Şimdi düşünme sırası saygın ulusumuzda...
Kimbilir o, belki silkinir ve üzerine serpilmiş ölü toprağını atar.


Tarık KONAL



7 yorum:

  1. Bilgehan abi izlinle kendi sayfamda paylaşıyorum gerçekler filmler gibi değil teşekkürler................

    YanıtlaSil
  2. Aynı fikirdeyim. Kanuni evlat katilidir benim gözümde.Hem iyi yetişmiş ve aynı zamanda halkın da sevdiği Mustafa'nın boğulup yerine Selim'in geçmesi gerilemeyi de başlatmıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız Sezer hanım,
      Benim şahsi kanaatıma göre de Osmanlı'nın gerileme dönemini başlatan olay şehzade Mustafa'nın katlidir. Dönemine göre çok iyi yetişmiş Mustafa'nın padişahlığının Osmanlı'ya getireceği çok faydalar vardı. O andan başlayarak iyi yetişmemiş padişahlarla Avrupa'nın gerisinde kalmak kaçınılmaz olmuştu. Teşekkürlerimle, saygılar sunuyorum.

      Sil
  3. Çok güzelmiş. muhteşem gözleri göremeyecekler okuyamayacaklar adına da esef verici bir durum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Şeniz,
      Çok doğru, tarihimizin gerçekleriyle yüzleşmek önemli. Yoksa, şatafatlı elbiseler, koridorlarda dedikodular, caf caflı yaşamlar, değerli takılar tarih değildir. Tarihimiz budur ve iyi bilmek durumundayız.
      Sevgiler.

      Sil
  4. Aynı dileklerlen Bilgihan abi..........ayrıca bilgin olsun senin sayfalarındaki paylaşımlarımlarımdan oldukça iyi yorumlar geliyor tekrar teşekkürler.....

    YanıtlaSil