23 Kasım 2010 Salı

TUNİS MEDİNA

Tunus gezimizin 1. gününde ilk durağımız Tunis şehir merkezindeki Medina. Medina, Arap ülkelerinde eski şehir anlamında kullanılıyor. Bir bakıma Doğu Avrupa'daki Stari Grad gibi. Sabah 8.30'da otelden çıkarak 60 kilometre uzaklıktaki başkent Tunis'e, otoban üzerinden gittik. Şehir, büyük bir körfezin merkezinde bulunuyor. Bir çok ırmak körfeze açılıyor. Şehrin güney girişinde liman bölgesi yakınlarında, hatta şehrin içinde sayılabilecek çok büyük bir bataklık alan olduğu gibi, doğal hayat için bırakılmış. Başta flamingolar olmak üzere birçok su kuşu serbestçe bu sulak alanda dolaşıyor. Böyle bir korumacılığın ülkemizde olmamasına üzülmemek elde değil.
Şehrin merkezinde Medina'ya uzanan büyük ve geniş bir bulvar açılmış. Ülkenin kurucu cumhurbaşkanına izafeten adı "Habip Burgiba bulvarı". Cadde, tamamiyle Fransız etkisinde ve Paris'in ünlü bulvarı "Champ Elysee" biçiminde tasarlanmış. Bulvarın iki tarafındaki geniş kaldırımla kafelerle dolu.


(Zaman zaman gördüğümüz kapılar Tunus'un simgesi gibi. Seyirlik bir güzellik içindeki bu kapılar için ayrı sayfa ve anlatı yapmayı tasarlıyorum)

 Bulvar ve bulvara açılan sokaklardaki binaların genel görünümü akdeniz klasik mimarisi. Ayrıca kolonyal dönem Fransız etkisi de çok belirgin. Ancak şehir merkezinde yüksek yapılaşmaya fazla imkan tanınmamış. Özellikle şehrin merkezini olduğu gibi korumaya önem veriyorlar.
Tunus bugüne kadar gezdiğim islam ülkeleri, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Mısır'a göre çok temiz. Ne şehir içinde ve ne de şehirlerarası kara yolunda çevrede hiç çöp ve kirlilik göremiyorsunuz. Turizm'i hedefleyen ve büyük bir gelir kapısı olarak gören ülke tüm bireyleriyle özenli davranıyor.

Bulvar üzerindeki Tiyatro binası, Fransız sömürge döneminin elde kalan güzel yapılarından

Bulvarın hemen hemen merkezinde bulunan ortodoks kilisesi. Halen hizmet veriyor. Rusların çok rağbet ettiğini rehberimiz ve sürücümüz Kamel söyledi.

Yine bulvarın ortasında ve kilisenin karşısında bulunan İBNİ HALDUN heykeli. İbni Haldun Tunus'da çok seviliyor. Başka şehirlerde de benzer heykellerini gördük.

Habip Burgiba bulvarının sonunda Medina girişinde bulunan sembolik kapı. Geçmişle bugünü birbirine bağlayan bir güzellik içinde.

Medina kapısının hemen sağındaki bu görkemli bina, kolonyal dönemde İngiliz konsolosluğu olarak faaliyette iken, cumhuriyetten sonra kamulaştırılmış. Şimdi bir devlet binası olarak hizmet veriyor.

Medina kapısını arkamızda bıraktıktan sonra, asıl Medina'nın yer aldığı daracık sokakların başındayız. Ankaralılar için, Çıkrıkçılar yokuşu veya Hamamönü, İzmirliler içinde Mezarlıkbaşı veya buradan Konak meydanına doğru yürürken daha çok Havra sokağı ve çevresini andırıyor diyebilirim.

Sokaklar bir renk cümbüşü içinde daha çok turistlere yönelik hediyelik eşya dikkanları ile dolu. Zaman zaman ara sokaklarda çok ilginç imalatçılara da rastlıyorsunuz. Esnaf, Türkçe bilmemekle birlikte, Türkler, Tunus'ta çok seviliyor. Türk olduğunuzu söylediğinizde büyük bir memnuniyet ve ilgi gösteriliyor. "Türk" ve "Müslüman" kelimeleri özellikle pazarlıkta işe yarayan sihirli sözcükler (!)

Hazır pazarda iken, Tunus'a gittiğimizde ne alalım sorusuna da cevap vereyim. "Digla" denilen hurma çok sevilen, tüketilen bir meyva. Hemen her yerde bol miktarda var. Fiyatı marketlerde 5-6 DT civarında. Ancak eğer bulabilirseniz "Deyma" etiketli hurmadan mutlaka alın ve tadın. (Kartaca bölgesinde, müzenin hemen çıkışında, çok güzel ve sadece Deyma etiketli hurma satan bir dükkanda güzel hediyelik çeşitler bulabilirsiniz. Yalnız burada kaliteden dolayı 0,5 kilosu 7 DT'yi gözden çıkaracaksınız)
"Harissa" Tunus'un meşhur acı sosu. Çeşitli seviyelerde acıları var. Marketlerde küçük kavanozlarda 2-3 DT'ye bulabilirsiniz. En acıları Urfalılara da hitap edecek düzeyde.
Bol ve çok renkli kilimler taşıma sorunu duymazsanız alabileceğiniz ürünlerden.
Mozaik tekniğiyle yapılmış resimler ya da kapı motifli resimlerde çok ilgi çekici ve almaya değer.

Medina, ara sokakları arasında kalımış bir camii dikkar çekiyor. Özellikle gördüğünüz minare, Tunus'un klasik minare tarzı. Türkiye benzeri minareye rastlamak imkansız. Cami geç dönem islami çizgisi ile dikkat çekiyor.


Cami çıkışında, Medina'nın başka sokaklarından geriye dönerek yaklaşık 4 saatlik gezi ve alışverişi tamamlayarak bir başka gezi mahalline gitmek üzere arabamıza geri dönüyoruz.
Bundan sonraki durağımız dünyanın 1 numaralı mozaik müzesi BARDO MÜZESİ olacak.

2 yorum:

  1. Merhaba,
    Damla, 24 Kasım Öğretmenler Günü Özel Sayısı ile yayın hayatına düşüyor.
    Damlanın yurt çapında izlenmesi için yardımcı olacağınızı umuyorum.
    Hayırlı günler dileğiyle.
    Sabahattin Gencal

    YanıtlaSil
  2. Tunusu gezmek isteyenler için çok güzel bir yol haritası çizmişsiniz. Birkaç dakikada yüzeysel de olsa Tunusu tanıma fırsatı bulduk..

    YanıtlaSil