18 Mayıs 2010 Salı

IŞIK DAĞI ZİRVE VE KARAGÖL DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Haftanın son iş gününde Meteorolojinin internet sayfasında Kızılcahamam yöresi yağmur gösteriyordu. Gerçi hava yaklaşık 28 C olacaktı, fakat yağmur sanki bizi sıkacak gibiydi. ancak artık doğa yürüyüşleri Fuat hocayla benim için, vazgeçilmezlerin arasına girdiğinden fazla bir tereddüt yaşamadık.
Cumartesi kayıt yaptırdığımızda 15 olan katılımcı sayısı, Pazar sabahı hareketimiz sırasında rehberimiz İlker'le beraber 22 olmuştu.
Yürüyüş düzeyleri yaklaşık aynı olan bir grup için uygun bir sayı idi. Ancak güzelleşen havalarla beraber yeni yürüyüşçü adayı arkadaşlarımız sebebiyle hızımız sanki istenen seviyede olmayacak gibi gözüküyordu.
Sabah saat 08.00'de hareketimizden sonra molalarla Kızılcahamam çıkışında Çerkeş yoluna saptığımızda 10.30 civarına gelmişti. Sapaktan yaklaşık 10 kilometre sonra orman içine sapan bir patikada araçtan indik.
Görünen yoldan değil ama yolun sağından doğrudan orman içine yüyüşümüz başladı.
Bize hoşgeldin diyen bir orman sakinini bizde selamladık.

Yürüyüşümüzün hemen başlangıcında hafif eğimle yükselen ve orman içinde ve kısmen açıklık arazide devam eden yüyüşümüz şimdilik oldukça yavaş ve neşeli devam ediyor.
İlkbaharın sonuna yaklaşmamıza rağmen Işık dağı ve çevresi iklim olarak Karadenizden esintiler taşıdığından ve mevsimin oldukça yağışlı geçmesinden ötürü hala çok yeşil.

Çayırlar çiçeklerle dolu. Pek çok arkadaşım gibi ben de çekmeden edemedim.

Artık pek çok yürüyüşte beraber olduğumuz arkadaşlarla yürüyüşümüz ağır ama oldukça keyifli devam ediyor.

Işık dağı rotasında eğimin artmasıyla birlikte tırmanma zorlaşmaya başladı. Hızımız oldukça düşük, molalarımızI çokça vererek devam ediyoruz.
Ani bir kararla, Kemal'in çağrısına uyarak, ben, Fuat hocam, Esin, Mehdi, Barış ve Burak, rehberimiz İlker'den izin alarak 1'e yirmi kala, gruptan ayrılarak doğrudan orman içine dalış oldukça dik bir noktadan sıkı bir zirve tırmanışına geçtik. O ana kadar oldukça temposuz ve neşesiz yürüyüşümüz birden keyiflendi. Nefesimizin sıklaşması, rotamızın zorlaşması ile grubun oldukça önünde tırmanışa geçtik. (Burak son 50 metrede tırmanışı bıraktı ve grubu beklemeye koyuldu.)
Işık dağı yaklaşık 2025 metre. 2000 metreye kadar oldukça sık bir orman yayılışı var. Tepenin son 25 metrelik kısmı çıplak ve kayalık. Tepede bir gözlem kulesi var. İçinde bekçi kalıyor. Yaklaşık 40 metre yüksekliğinde bir verici anten kulesi var.
(Resmi büyütürseniz kule ile bulutların dansından etkilenmemek mümkün değil.)
Saat tam 13.00'e geldiğinde zirve yapmayı başardık. Grubun gelmesini beklerken zirvenin diğer yamacında yaklaşık 10 metre kadar alçak bir kuytulukta nefis bir doğa manzarası eşliğinde açık büfe öğle yemeğimize başladık.
Bir saata yaklaşan molamızdan sonra bizim yaklaşık 30 metre kadar altımızda mola veren ana gruba ulaştığımızda, zirveden görünen Karagöl'e yine bağımsız rotadan devam etmek için rehberimiz İlker'den izin aldık. Oldukça dik bir iniş gözüktüğünden gruptan bize yeni katılan olmadığından 6 kişilik grubumuz aynı elemanlarla bağımsız rotasından inişe başladı.
Nisbeten en deneyimlimiz ve hızlımız olan Kemal'e ekip şefliği ve rehberliğini verdik. Ancak tamamen demokratik olarak , molalarımızı ortak olarak kararlaştırdığımız noktalarda iki kez yarımşar saatlik keyiflere dönüştürdük.
Yaklaşık olarak Karagöl'ün bulunduğu yükseltiye indiğimizde orman içi büyük bir çayırlıkta grubumuz arkasına aldığı Işık Dağı ile hatıra pozu verdi.

Orman içinde Karagöl'ü ararken oldukça küçük, yaklaşık 50 metre çapında çok küçük bir göl keşiflerimiz arasında.

Bu küçük gölü geçtikten sonra hafif bir yükseltiye tırmandığımızda, piknikçilerin sesleri gelmeye başladığında Karagöl'e ulaştığımızı anladık.
Yaklaşık 16.20'de Karagöl'e ulaşınca rehberimize telefon ettikten sonra ağaçların altında keyifle uzandık. Yaklaşık 15-20 dakika kadar sonra ana grubumuz Karagöl'ün karşı shailindeki ormanın içinden çıktı.
Saat 17.00'ye kadar yaptığımız uzun dinlenmenin ardından hemen yamaçta bizi bekleyen aracımıza döndük. Molalarımız ve duraklarda katılımcıları bırakarak devam eden dönüş yolumuz 20.00 sıralarında Ankara'da son buldu.
Uzun süredir beklentimiz olan rotasız yürüyüşü kısa da olsa kendi aramızda gerçekleştirince doğrusu büyük keyif aldık. "Bağımsız yürüyüş grubu" olarak isim taktığımız (şimdilik beğenmedik, başka isim arıyoruz) grubumuz, büyük keyif aldığı bu rotadan sonra sanırım artıyaşamdan artı isteklerde bulunacak... (Ercan, okursan sözümüz sana)














3 yorum:

  1. Gerçekten de kule ile bulutların dansından etkilenmemek mümkün değil,muhteşem fotoğraflar..

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Ebruli,
    Beğendiğinize sevindim.

    YanıtlaSil
  3. 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

    YanıtlaSil