6 Ocak 2014 Pazartesi

KIZILCAÖREN – SOĞUKSU DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Bu yılın il doğa yürüyüşünü dün gerçekleştirdik. Havaların oldukça yumuşak gitmesi ve kar yağışının olmaması nedeniyle doğa yürüyüşleri bugünlerde daha uzun mesafeli olarak yapılabiliyor.
Kızılcahamam, Ankaralı yürüyüşçüler bakımından oldukça tanıdık ve bilinen rotalara sahip. Bu hafta sonu yürüyüşümüzü benzer güzergahlarda, sadece biraz doğaçlama yaparak gerçekleştirdik. Sabah saatlerinde katılımcılarımızı alarak biraz da erken yola çıkarak Kızılcahamam çıkışındaki mola yerimize ulaştık. Toplam 12 kişilik grubumuz deneyimli yürüyüşçüler olduğundan ve sayımızın azlığı bize güzel bir yürüyüş vaad ediyordu.




9.30 dolaylarında, Kızılcahamam’ın hemen çıkışında Kıızlcaören köyü girişinde aracımızdan inerek yürüyüşümüzü başlattık. Bir süre köy yolunu ve daha sonra orman yolunu izleyerek tepelerin eteklerine geldiğimizde, güneşin vurduğu tepeler hoşumuz gittiğinden yoldan çıkarak tepelere tırmanıp biraz da yatay geçiş yaparak güneye döndük. Yürüyüşümüzün temposu çok uygun olduğundan ve küçük grubumuz sürekli gözle izleme mesafesinde olduğundan kopmalar olmadığı gibi, molalarımızı ayaküstü birkaç dakika ile sınırlandırıp keyifli bir yürüyüş yaptık.



Karlı bir zemin olsaydı, bir çok tırmanışı yapamayacağımızı fırsat bilip özellikle öğle molasına kadar kestirme tırmanışlar ile Soğuksu Doğal Alanının içlerinde tırmanışa geçtik. Hedeflediğimiz son tepenin en üst yamaçlarına ulaştığımızda saat 13.00’ü geçiyor ve artık son dakikalarda ciddi anlamda yorulduğumuzu hissediyorduk. Mola verdiğimizde, neredeyse son iki saattir sürekli tırmandığımızı hesapladık.
(Fotoğraf: BURAK ŞENGÜL)


(Fotoğraf: BURAK ŞENGÜL)
 Öğle yemeği molası bize ciddi bir dinlenme oldu. Saat 14.00 dolaylarında kısa bir tırmanışla, orman yolunu yakaladık. Bundan sonra fazla yorucu olmayan, ancak karlı (hatta yer yer buzlu) olduğu için yine yürümeye güçlük çıkaran orman yolunu 2 saat kadar izleyerek saat 16.00 dolaylarında Soğuksu mesire yerinden yürüyüşümüzü tamamladık.

(Fotoğraf: BURAK ŞENGÜL)
Yürüyüşümüzün son bir saatinde sürekli üzerimizde uçan kara akbabalar (Aegypius monachus) bize gökte görsel bir şölen sundular. Soğuksu milli parkında önemli bir populasyonu olan bu kuşlar ulusal yaban hayatımızın korunmaya değer çok önemli ögeleri arasında. (Atlas Dergisi’nin Ocak 2014 sayısında da önemli bilgiler var)
(Fotoğraf: BURAK ŞENGÜL)


Kızılcahamam’da kısa bir alışveriş molasından sonra Kazan’da “Elit Restoran” da keyifli bir çorba molası verdikten sonra sisler içinde bir yolculukla saat 19.00 sıralarında Ankara’ya ulaştık. Yine doğanın kucağından güzel bir gün yaşamanın verdiği keyif yorgunluğumuzun çok üzerinde bir enerji ile bizi yeni haftaya hazır hale getirdi.

4 yorum:

  1. Tam çok fazla ağaç yokmuş göremedim dşyecekken son fotoğraflarda gördüm..Kış günler hafta sonunu avm lerde geçirmek yerine böyle değerlendirmeniz gerçekten çok güzel..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bölgede kıraç yerler var. Ama Soğuksu Milli Parkı kapsamında kalan ormanlar gerçekten çok güzel.
      Sevgiler sunuyorum.

      Sil
  2. Kendinize böyle bir zaman ayırmanıza imrendim diyerek sözüme başlayayım.Çok güzel yermiş, sizin sayenizde bende görmüş oldum.Bir günde olsa, insanın iş ortamından uzaklaşıp böyle aktivitelerde bulunması gerek. Saygılar sunuyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. bir kaç yıldır gitmeye alıştığım bu yürüyüşler gerçekten günlük stresten uzaklaşma ve kafayı boşaltma açısından çok yararlı oluyor. İlginize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

      Sil