KİTABIN ADI
|
Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri I-II
|
KİTABIN YAZARI
|
Proje Yönetmeni: Doç
Dr. Yusuf Sarınay
|
KİTABIN ÇEVİRMENİ
|
-
|
KİTABIN YAYINEVİ
|
TC Başbakanlı Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları
|
KİTABIN BASKI YILI
|
2005
|
KİTABIN BASKI SAYISI
|
1. Baskı
|
KİTABIN SAYFA SAYISI
|
|
KİTABIN DİZGİ/BASKI
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN YAZIM-DİL
KALİTESİ
|
10/10
|
KİTABIN
EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
|
10/10
|
Çanakkale Savaşları, Alman Enperyalistlerinin zorlamasına yardımcı olan Almancı işbirlikçilerle katılmak zorunda kaldığımız 1. Dünya savaşı’nın ülkemiz açısından en önemli cephesini teşkil eden Çanakkale muharebeleri aynı zamanda ulusal kurtuluşumuzun ilk kıvılcımlarının belirdiği, Mustafa Kemal’in yüksek dehasıyla daha başlangıçta, İtilaf devletleri için bir karabasan haline gelen savaş olup, sırasıyla 18 Mart Deniz Savaşı, 24-25 Nisan ve 8-9-10 Ağustos Muharebeleri ile her cephede Türk’ün zaferiyle sonuçlanan bir destandır. Elbette, hamasi sözler ve nutuklarla bugün, neredeyse üzerinden 100 geçmiş bir savaşı kavramamız imkansız. Ama günün belgeleri, savaşın tüm detaylarını anlatan birinci elden ve çok değerli kaynaklardır. İşte bu kitabın değeri, savaş sırasındaki belgelerin izinde bu savaşın kavranmasına verdiği destekte ortaya çıkıyor. İlk Ciltte savaş sırasındaki yazışmalar, basın bültenleri önemli bir yer tutarken 2. Ciltte daha çok savaşın sona ermesinden sonraki yazışmalar, esirlerin mektupları ve daha önemlisi savaş sırasında cepheyi ziyaret eden yabancı gazetecilerin anı-haber niteliğindeki yazıları gerçekten çok önemli belgeler. Bu kadar yıl sonra baktığımızda gördüğümüz, Türk askerinin her türlü eleştirinin ötesinde mükemmel bir vatan müdafaası, savaşın tüm gereklerine harfiyen uyma, cephede düşmanı öldürmekten çekinmeyen, bu esnada nefsini düşünmeyen, ama düşmanı esir ettiğinde hiçbir kişisel kin duymaksızın esiri “Allahın emaneti” sayıp yemeğini, giysisini paylaşan, gerekirse kendi yürüyüp esiri eşek sırtında geriye nakleden o kutsal insanlarımız, öte yandan emperyalistliğin tüm şımarıklığı ile her türlü haince saldırıdan çekinmeyen, zehirli gaz kullanan, Kızılay çadırlarını ve sahra hastanelerini aylarca her türlü ikaza rağmen bombalamaktan çekinmeyen, İstanbul’a dönen hastane vapularını bombalayan bir düşman. Ayrıca bu kitapta, ordumuzun cephe gerisinde, her türlü hamasetten uzak ve doğru cephe bilgileri ile basını ve halkı aydınlatan basın bültenleri ile ordumuz açısından her türlü övgüyü hak eden kahramanlarımızı(savaş koşullarındaki sayısız eksikliği sineye çeken, aç kalan ama esirlerini doyuran, okulunu bırakıp genç yaşta savaşa giden liseliler, tüm öğrencileri şehit düştüğü için mezun veremeyen tıp fakültesi ile) destansı halk dayanışması ile küllerinden doğmaya hazırlanan Türk’ü okuyacaksınız. |
Bazen mucizevi şeyler olur ya hayatta, Çanakkale Savaşı'nın kazanılması da, tüm imkansızlıkların ortasında, öyle olsa gerek. Ne zaman mezun veremeyen tıp fakültesi ya da savaşa yazılan liseliler bahsini hatırlasam boğazım düğümlenir. Güzel tanıtımınız için teşekkürler. "Destansı" sözcüğünden daha uygun bir sözcük olamazdı herhalde bu savaşı tariflemek için.
YanıtlaSilDediğiniz gibi bu savaş ortalama koşulların çok ötesinde yapılmış ve kazanılmış bir savaş. cumhuriyetimize giden kıvılcım olması yönüyle de çok önemli. İlginize ve yorumunuz candan teşekkürler. Sevgiyle kalın.
Sil