23 Mart 2012 Cuma

PETER VE PAUL KALESİ

Çar Büyük Petro tarafından, Neva nehri kıyısında büyük bir kent kurma girişiminin başlangıcı bir kale yapılmıştır. Bu kale bugün Peter ve Paul Kalesi olarak bilinir, orijinal olarak “SanktPiterburh” dan doğar.  Tahmin edebileceğiniz gibi bu isim dönüşerek bugünkü Saint Petersburg şehrinin ismi olur.
Körfezde iki mil iç kısımda Zayaçi adasına (Заячий остров / Zayaçiy ostrov, Tavşan adası) doğru yaslanır (Neva Nehri'nin sağ kıyısına). Kaleye ve şehrin diğer tüm ana yapılarında Alman ve İtalyan mimar ve mühendislerinin imzası vardır.
Zamanla kale dışına taşan şehre Çar Petro'nun Rusya'ya davet ettiği Alman mühendislerin denetiminde Marshlande kanalizasyon yapıldı. Çar Petro, bütün taş ustalarının yeni şehrin inşasına yardım etmelerini sağlamak için “Sankt Peterburg” dışında tüm Rusya'da taş bina yapımını yasaklamıştır.
Kale, hiç savaş görmemiştir. Bu nedenle herhangi bir yıkım yaşamamış ve surları aslında bir savunmaya elverişli yükseklikte değildir.








Kale içindeki sarayın en önemli özelliği bazı çarlarla birlikte özellikle devrimle düşen ve ailesiyle birlikte öldürülan Çar 2. Nikola ve aile fertlerinin mozolesine ev sahipliği yapmasıdır. Bir iç odada özel bir bölümde bulunmaktadır.



Kalenin avlusunun denize bakan kapısı, ölüm kapısı olarak anılır. İdam mahkumlarının idamı müteakip (veya doğrudan) suya atılmaları sebebiyle bu ismi almış. Bugün rıhtımı özellikle şehri seyretmek için güzel bir terasa sahip.

8 yorum:

  1. "Yavaş yavaş ölürler
    Seyahat etmeyenler.
    Yavaş yavaş ölürler
    Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
    Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar."
    Pablo Neruda

    Güzel paylaşımlarınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Aysema,
      Bu güzel şiire asıl ben teşekkür ederim.
      Sevgiler, saygılar.

      Sil
  2. Büyüleyici bir mekan...Ve ürkütücü..Ölüm kapısı adının hakkını verircesine canlandı gözümde..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, o zamanki koşulları düşündüğünüzde gerçekten çok irkiltici.

      Sil
  3. Kalenin mimari özellikleri çok güzel, Alman ve İtalyan mimarlarının elinden çıkan bu önemli kalenin savaştan etkilenmemiş olması da büyük bir şans..Ölüm kapısının ise işlevine uygun o soğuk rengi! ve tarihi süreçteki yaşanılanları gözönüne getirince insan ürpermeden edemiyor doğrusu!.. Şu insanoğlu böylesine zalim de olabiliyor ya!.. inanılmaz paradoks!..ama acı da olsa gerçek tüm bunlar!..(ihtiras dolu kavgalar!..)

    aydınlatıcı bilgiler ve fotoğraflar için teşekkürler..

    İyi haftalar dilerim,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Esin,
      Kalenin saldırı görmemiş olmasını eski, burçlara saldırı olarak kastettim. Ancak Nazi saldırısında hasar görüp görmediği konusunda bir bilgim yok.
      Ve evet ölüm kapısı gerçekten etkili. (Sanıyorum Topkapı'da da benzeri bir ölüm kapısı var.)
      Sevgiler.

      Sil
  4. Bilgiye ve yeniliğe doymayan aç bir beyne sahibim.. Ve bu yaşta hâlâ o açlığı duyuyor oluşumu şans olarak görüyorum..
    Ve, size sonsuz teşekkürlerimi bir kere daha sunmak istiyorum bu konuda yardımlarınızdan dolayı..
    Çok yönlü bir insana her zaman hayran oldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Hanımefendi,
      İltifatlarınız çok onur verici. Değerli yorumlarınız için sonsuz teşekkürler.
      Saygılar sunuyorum.

      Sil