22 Kasım 2011 Salı

ONLARI UNUTMAYIN - 26

KILAVUZ HATİCE
“Pozantı’da mücadele etmiştir. 8 Mayıs 1920’de gece Fransız kuvvetlerine Kumcu Veli ile birlikte kılavuzluk ederek, onları Türklerin ateş hattına sokmuştur.”

Güçlü bir Fransız birliği, Toroslar'ın kuzeyine sarkmış, Pozantı'yı işgal etmişti.
Çukurova Kuvayı Milliye çeteleri Pozantı'yı kuşattı. Fransız birliğinin Adana ve Mersin'deki birliklerle bağlantısını kesti. Sayıca azdılar ama çok hareketliydiler. Çevreyi de elbette avuçlarının içi gibi biliyorlardı. Pozantı'daki birliğin ikmal edilmesini engellediler.
8 Mayıs 1920 tarihinde Pozantı’ya sıkıştırılan Fransızlar çok kritik bir duruma düşmüşlerdi. Zira, etrafı kuşatmış olan Türk kuvvetlerinin yapacakları taarruz, kendilerinin yok edilmesine sebep olabilirdi. Fransız kumandanı buhranlı dakikalar geçirmekteydi. Adana'da bulunan tümen komutanı, Pozantı'daki birliğin komutanı Binbaşı Mesnil'e uçak mesajı ile Pozantı'dan çekilip Toroslar'ı aşarak Mersin'e inmesi emrini verdi.
Bu sırada, bir Hızır gibi ortaya çıkan genç bir Türk kadını, güya ufak bir ücret mukabilinde Fransızları bu müşkül durumdan kurtarmayı kabul etmişti... Kendilerine sözde kılavuzluk ederek Türkler tarafından ihmal edilmiş bir istikâmetten onları selâmete çıkaracaktı.
Kararlaştırılan saatte harekete geçen Fransız
Birliği, Verdun Savunması'na katılmış deneyimli, başarılı bir birlikti. Mevcudu 1000 kişiyi buluyordu. 25 Mayıs 1920 gecesi zayıf kuşatma çemberini aşıp yola çıktı.
Gece karanlığında –güvendikleri bu Türk kadının kılavuzluğunda– onlar için meçhul bir semte doğru gidiyorlardı. Alay, Tekir'e kadar şoseyi izledi. Düşman akşama doğru Karboğazı denilen mevkide karargah kurmuştu.
Gülekli Kuvayı Milliye çetecileri,  yağmur altında düşe kalka durmaksızın yürüdüler, akşam düşmanı yakaladılar.

Dağda ateşler yanıyordu.
44 kişiden oluşan çete on kişiyi geride bıraktılar.
Otuz dört kişi gece, yine yağmur altında, ormanlık tepeleri aşarak pusu kuracak uygun bir yere kadar ilerlediler. Karboğazı'nın Delmeli Mezarlık Boğazı denilen yerini seçtiler. Yarısı boğazın bir yakasına yerleşti, yarısı öbür yakasına.
Baskına hazırlandılar.
Sabah düşman öncüleri yaklaşmaya başladı. Boğazda ayak, nal ve teker sesleri yankılanıyordu.
Güneş ışımağa başlayınca kılavuzların ortada görülmediğini farkeden Fransızlar o civarın en ârızalı bir yerine, Karboğazı’na sıkıştırdıklarını büyük bir acı ile anlamakta gecikmediler. Ama, iş işten geçmişti.
Öncü birlik pusu yerine girince çeteciler hep birden ateşe başladılar.
Bir yandan da bağırıyor, aşağıya taşları yuvarlıyor, sürekli yer değiştiriyor, böylece çok kalabalık oldukları izlenimi vermeye çalışıyorlardı. Arkada kalan on kişi de geriden ateşe başladı.

Üç yanlı ateş baskını, Fransızları dehşete düşürdü.
Toros geçitlerini tutmaya çalışan Bnb.Menil komutasındaki Fransız taburu, milli kuvvetler karşısında tutunamayarak kaçmaya çalıştıysa da Karaboğazı'nda çevrilerek esir alınmıştır.
Karboğazı destanı, Binbaşı Mesnil'in teslim olma kararıyla sona erecektir.
Çukurova'nın batı kesimi komutanı olan Sinan Paşa (Yüzbaşı Ratıp Tekelioğlu) sonucu Ankara'ya bildirdi.

Mustafa Kemal Paşa'dan şu telgraf geldi:
"Devamlı başarılarınızı tebrik eder, size ve kahraman Kuvayı Milliyemize selam ve teşekkür ederim."

Kılavuz Hatice`nin kahramanlıklarını dile getiren, `Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye Riyâseti Arşivi`nde mevcut olan şu vesikayı birlikte okuyalım:
Ordu Dairesi Reisliği`ne,
26 Şubat 1936 tarih ve 1. Şube 1988/789 sayılı yazı karşılığıdır.
İstiklal Savaşı`nda Türk kadınlarının, savaşın devamı müddetince, kâğnılarla ve sırtlarıyla orduya cephane, silah ve erzak taşıdıkları gibi; yaralıların yaralarını sarmak ve cephe gerisine taşımak gibi büyük hizmet ve fedakârlıkları sabittir… Adana`nın Külek Nahiyesi`nin Banzınçukur Köyü`nden Hasan Ağa`nın kızı Hatice, Fransızlar`a karşı vatani vazifesini yapmak ve yurdunu korumak maksadıyla Kilikya Milli Kuvvetlerinden Emin ve Derviş ağaların müfrezesine gönüllü olarak iştirak etmiştir. Bu müfrezeler Haçkırı, Kelebek, Bilemedik istasyonlarında bulunan Fransız kıtalarına baskınlar yaparak çok zâyiat verdirmiş ve Fransızlar`dan -çoğu Ermeni askeri olmak üzere- 200`den fazla esir ve birçok ganimetler almışlardır.
Bu muvaffakiyet, Adana Milli Kuvvetlerinin şöhretini arttırmış, yiğitlik ve yılmazlıklarıyla anılan halkın kahramanlık hislerini kamçılamış ve Pozantı saldırısını tesri etmişti. Milli Kuvvetlerimiz Pozantı`yı muhasara ettiler. 8 Mayıs (1)336 (1920)`de Pozantı`ya üç cihetten saldırış ve bombardıman başladı. Hakim mevkilerde bulunan toplarımızın Toros Dağları`nda akseden müthiş gürültülerinden zevk alan Milli Kuvvetlerimiz Pozantı`ya taaruruza başladılar. Bu taaruruza bütün kadınlar, çoluk çocuklarıyla halktan, birçok kimseler iştirak etti. Pozantı`da mahsur kalan Fransızlar`ın Tarsus istikametinde bir yarma hareketi yapacaklarını anlayan Hatice, bir kolayını bulup Fransızlar`a hulûl etmiş ve onlara yanlış kılavuzluk etmiş ve pek sarp olan Karaboğazı`nı tıkadıktan sonra firar etmiştir. En kısa zamanda Milli Kuvvetlere ulaşan Hatice, düşmanın pek fena vaziyette olduğunu haber vererek emrine aldığı yüz kadar silahlı adamı ile Karaboğaz`ın iki tarafındaki tepeleri işgal etmiş ve Fransızlar tam yarma hareketi yaparken, bir ateş baskını ile düşmana büyük bir zayiat verdirmiştir. Bu baskın neticesinde Fransız kıt`alarından 9 subay, 550 esir er ve 7.5`luk bir top ele geçirilmiştir. Hatice Hanım`ın oynadığı bu rol ve yaptığı fedakârlık her türlü kahramanlığın fevkindedir`.”
Ruhu şadolsun!

Kaynak:
http://www.msxlabs.org/forum/kahraman-turkler/323987-kilavuz-hatice-kilavuz-hatice-kimdir-kilavuz-hatice-hakkinda.html#ixzz1eLP1KavL

http://www.msxlabs.org/forum/kahraman-turkler/323987-kilavuz-hatice-kilavuz-hatice-kimdir-kilavuz-hatice-hakkinda.html

http://www.tumgazeteler.com/?a=4345864

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder