SENEM AYŞE
Nüfus Kayıt Örneği
Ana Adı: Senem
Baba Adı: Yusuf
Kocasının Adı:Mehmet Ramo
Doğum Yeri: Duraklı Mahallesi/Kahramanmaraş
Doğum Tarihi: 1295
Ölüm Tarihi. 16/02/1954
Haveydi Türkmen aşîretinin Şeyhi Yusuf Ağa'nın kızı olan Senem Ayşe 1295 (1879) yılında, (Dr. Selçık Gençay’a göre) Maraş'ın Duraklı Mahallesinde (İbrahim H. Yılmazoğlu’na göre Adıyaman’ın Sıvanlı nahiyesine bağlı Körtenli köyünde) doğdu. Annesi Senem Hatundur.
Senem Ayşe gelinlik çağına geldiğinde, amcasının oğlu Ramazan ile dünya evine girmiştir. bir erkek çocukları olur. Adını ÖKKEŞ koyarlar.
Maraş, 22 Şubat 1919’da İngilizlerin ve Ekim 1919’da Fransızların işgaline uğrar. Fransız işgal kumandanı Gn. Querette 13 Aralık 1919 da Ulu Camii’nin kapısına beyannamesini asar ve göreve başladığını ilan eder ‘’Osmanlı ülkesindeki kanunlara uyacağız ve hürmet ettireceğiz.’’ vaadinde bulunur.
Maraş'ın Fransızlar tarafından işgal edilmesi ve hemen arkasından Maraşlılarla birlikte yaşayan Ermenilerin de Fransızlarla birlikte hareket ederek taşkınlıklar yapmaya başlaması üzerine halk Kuva-i-Milliye anlayışı ile mahalle örgütlenmesine başlamıştır. Bu örgütlenme sürecinde, Senem Ayşe'nin kocası Ramazan da kendisine bağlı aşiret mensupları ile Kümbet ve Kayabaşı mahallerinde çete örgütlenmesi yapmıştır.
Harbin beşinci günü Kümbet cephesinde Senem Ayşenin kocası Ramazan şehit düşmüştür. Senem Ayşe Kocası Ramazan'ın şehit olduğunu duyunca, göz yaşlarıyla şehit kocasının baş ucuna gelerek, kanını alnına sürmüş ve onun çete kıyafetlerini giyerek silahlı mücadeleye bıraktığı yerden devam etmiştir.
Kocası Ramazan'ın liderliğini yaptığı Haveydi aşîretinden oluşan elli kadar çeteyi tekrar toparlayarak başına geçmiştir. Liderliğini yaptığı çetesinin cephanesi bitince Mercimek Tepe civarında konuşlanmış olan Kılıç Ali Paşanın huzuruna çıkarak cephane talebinde bulunmuştur. Kılıç Ali Paşanın bir kadın'ın silah kuşandığına şaşırdığını görünce de, elindeki silahıyla belirtilen hedefe tam isabet atış yaparak Paşayı ikna etmiş ve çetesi için gereken cephanenin verilmesini sağlamıştır. Ayrıca, evinin yakınındaki düşman cephaneliğini imha etmek için kendi evini yakarak düşman cephaneliğini havaya uçurmuştur.
Bütün bunlarla da kalmayan Senem Ayşe çok sayıda Ermeni komiteci ve Fransız askeri öldürerek büyük kahramanlıklar göstermiştir.
Mahallesine ve sokağına hâkim olan Kahraman Senem Ayşe Kümbet Mezarlığının batısında bulunan HEMHANE KİLİSESİ’ni kuşatır. Kiliseden MARAŞLILARA top ve makineli tüfekle ateş açılıyor ve korumasız halk kahpece şehit ediliyordu.
Kiliseyi kuşatan SENEM AYŞE’nin çete timi, mezarlığın en yüksek konumuna tırmanır. Oradan ateş etmeye başlarlar. Bu çatışma’da dikkatleri dağılan Ermeniler ve Fransızlar bir süre direnirler ve karşılarında büyük bir güç olduğunu düşünmeye başlarlar. O sırada bir avuç iman dolu çete timi SENEM Ayşe liderliğinde kilise bahçesine iner. Zorlu bir çatışmadan sonra kiliseyi teslim alırlar.
Maraşlı, yer yer kadın-erkek çetelerle sabırla ve iman dolu mücadele örneklerini çoğaltarak 12 ŞUBAT 1920’de Fransız ve Ermenilere mağlubiyetlerini kabul ettirir.
Senem Ayşe savaş sırasında köyüne gönderdiği Ökkeş’ini geri ister. Baba ocağını onarır ve ocak yeniden tüter.
Dr. Selçuk Gençay, M. Kemal Atatürk tarafından 1920 yılında Anadolu Kadınları Müdafaayı Vatan Cemiyeti Heyeti Merkeziyetlerine gönderilen bir telgrafta bahsedilen, erkek elbisesi giyip, düşmanla çarpışan ve düşman saflarından 8 kişiyi öldüren kahraman kadının da Senem Ayşe olduğu düşünmektedir. (*)
Senem Ayşe'nin savaş sonrası yaşantısına bakıldığında, yardım sever, imanlı ve etrafı tarafından sevilen bir kişiliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır. Senem Ayşe zamanının lokman hekimi olarak da tanınmakta ve bilumum hastalıklara geleneksel ilaçlarla tedavi uygulayabilmekteydi. Cumhuriyet sonrası devlet yetkilileri ve ordu komutanları tarafından çeşitli askeri davetlere konuk olan Senem Ayşe'ye bir gün komutanlar tarafından bu kahramanlığının sırrının ne olduğu sorulduğunda, Senem Ayşe de bu sırrı " vatanın kurtuluşu, Allah'ın rızası ve Türk kadınının namusu için savaşmakta olduğuna bağlamıştır."
Maraş'ın kurtuluşuna karınca kaderince bir şeyler katıp, vatanı ve namusu için savaşmayı bir görev bilen Senem Ayşe, Duraklı mahallesindeki evinde GAZİ ve KAHRAMAN bir Türk kadını olarak yoksulluk içinde 8 Şubat 1954 günü yani MARAŞ’IN kurtuluşunun 34. Senesinin arifesinde hayata gözlerini kapar. Ruhu şad olsun. ALLAH cennet mekân etsin inşallah…
KAYNAKLAR
Dr. Selçuk Gençay
İbrahim H. yılmazoğlu
Gençay, Güngör.: Senem Ayşe'nin torunu ile yapılan röportaj, 2004.Özalp, Yalçın.: Gazilerin Dilinden Milli Mücadelemiz , Semih Ofset Matbaacılık, S. 70, Ankara, 1986.
Kahramanmaraş Nüfus İdaresi, 2003.
Kahramanmaraş Dergisi, 65.Yıl Özel Sayısı.: Yıl: 2, Sayı: 2, S. 21, 1985.
Kurtuluş harbi tanıklarından Demirci İbrahim ile yapılan röportaj, 2004.
(*) 10.06.2010 tarihinde blogda “Onları Unutmayın-16 Bitlis Defterdarının Hanımı” başlıklı yazımda bu tartışmaya değinmiş ve Senem Ayşe’nin kocasının isminin bilinir olması ve “Defterdarlık” gibi bir memuriyetinden hiç bahsedilmediği gerçeği karşısında bu eşleştirmeye katılmadığımı belirtmiştim.
Mehmet Bilgehan kardeşim, öncelikle bu güzel çalışmanız ve duyarlılığınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilYukarıda Senemayşe nin doğum yeri ile ilgili -İbrahim H. Yılmazoğlu’na göre Adıyaman’ın Sıvanlı nahiyesine bağlı olduğu ileri sürülmüş benim araştırmama göre ise iki görüş öne çıkmakta Birinci görüşe göre; Senemayşenin Körtenli, Nasırlı ve Suvarlı köylerinde akrabalarının olduğu ve Senemayşenin Körtenli-köyünde doğup 7 yaşında iken Ailesi ile Maraşa göç ettiği, diğer yandan Nüfüs idaresinden alınan Senemayşenin Nufus kayıt örneğini de dikkate alırsak Maraşta doğduğu belirtilmektedir.
İkinci olarak da; telgrafta bahsedilen, erkek elbisesi giyip, düşmanla çarpışan ve düşman saflarından 8 kişiyi öldüren kahraman kadının da Senem Ayşe olduğu tarafımdan düşünülmektedir.Sizin Senem Ayşe’nin kocasının isminin bilinir olması ve “Defterdarlık” gibi bir memuriyetinden hiç bahsedilmediği gerçeği karşısında bu eşleştirmeye katılmamanız mantıklı ancak,Sivas’tan Harbiye Nezâreti’ne gelen 1 şubat 1920 tarihinde Maraşta yaşananları rapor eden 9019/75 numaralı şifreli telgrafta "Kayabaş mahallesinde Bitlis defterdarının hanımının Müslümanların masum kanlarının haksız yere akıtılması ve ocakların söndürülmesinden galeyana gelerek evinden açtığı mazgaldan çarpışmalara katıldığı ve akşama kadar sekiz düşmanı telef edip, akşam üzeri de erkek elbisesi giyerek büyük bir kahramanlıkla İslâm mücahitlerinin arasına katılmış olduğu bildirilmiştir."şeklinde bir ifade geçmektedir.Ancak bu telgrafın orjinali elimde mevcut ve dikkatle incelendiğinde olayı bizzat gören insanlar tarafından değil dolaylı anlatımla rapor edildiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki kurtuluş harbine bizzat tanıklık eden ve geçenlerde rahmetli olan demirci ibrahimle benim yaptığım ropörtajda demirci ibrahim, senemayşenin kocası şehit olunca erkek elbisesi giyererek savaştığını belirtmişti.Maraşı kent yerleşimi olarak yakından bilen biri olarak, telgrafta belirtilen Kayabaşı mahallesi ve Senem ayşenin mahallesi olan Kümbet mahallesinin birbirine çok yakın olmasını ve savaş sonrası bahse konu olan, Bitlis defterdarının eşinin hiçbir şekilde ortalığa çıkmaması da dikkate alındığında ya o gün çekilen telgrafta eksik bilgi verilmişti..ya da bitlis defterdarı ve eşi gerçekti..ama ortaya çıkmamıştı..Ancak bu telgrafta bahsi geçen kesinlikle senemayşedir dememiz doğru olmaz. benimki bir görüş..Tabiki bizler bilgileri mümkün olduğunca kaynaklara dayanarak ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Ama eklenmesi ve düzeltilmesi gereken durumlara da açığız..saygılarımla..Dr. Selçuk Gençay (milcanim@gmail.com)
Bu ne ya imamlar, sıkma başlı hatunlar bunlar mı Modern Türk Milletinin önderleri. Hadi canım alayı yobaz bunların. Unutalım bunları. İmamdan, sıkma baştan bu millete ne iyilik gelmişir. Unutma, unutturma, unutturmaya da çalışma; Türkiye laiktir laik kalacak.Düpe düz laiklik aleyhtarı probaganda yapıyorsunuz, vesselam
YanıtlaSilLan sen ne salak bir mahlukatsın. Kadın erkeklerin yapmadığı şeyleri yapıyor göre göre bunları mı görüyorsun. Gözünü nasıl bir kin bürümüş zavallı şey.!
Silbizim ninelerimize hakaret eden kendısı acızdır namusunu korumak sucmu bu ne genişlık bu ne yobazlık nasıl bır yorum kaldıramıyosan okuma kardesim yobazlıkta hainlikte senin gibi ahlaksızlardır koskoca atatürk bile o insana yanı senem ayseye madalya takılmış sanamı kaldı yorum yapmak yürü git yoluna soysuz....
YanıtlaSilben senem ayşenin yani ninemizin torunu olarak gurur duyurorum keşke sizinde atalarınız böyle bir şerefe imza atsa idi tabi böyle bişey olmadıgı için geçmisinizde kıskanclıktan ne yazacagınızı bılememişsiniz ne mutlu turkum diyene ne mutlu senem aysenin torunları oldugumuz için
YanıtlaSilYobaz senin ebendir dingil imansız millet olur mu bre deyyus Allah'ın gazabı üzerine olsun..
YanıtlaSil