14 Eylül 2015 Pazartesi

TEMMUZ AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 5

 

KİTABIN ADI
Mitolojilerle Derin Denizli
KİTABIN YAZARI

Nuray Yakaryılmaz – Ümit Şıracı

KİTABIN ÇEVİRMENİ
-
KİTABIN YAYINEVİ
Kömen Yayınları
KİTABIN BASKI YILI
2013
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı   
KİTABIN SAYFA SAYISI
166 syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
9/10 


Bu kitabı blog dostlarımdan Sezer Hanım önerdi. Ülkemizde sayısı ne yazık ki henüz az olan alan çalışması içeren eser özellikle Denizli ili çapında araştırması ile her zaman başvurulabilecek önemli bir kaynak eser. Bunun ötesinde bir süre önce tanıtımını yaptığım John Steinbeck’in “Bilinmeyen Bir Tanrıya” kitabının okunmasıyla üst üste gelmesi nedeniyle yakaladığım ortak noktaları paylaşmak istiyorum.
Bu kitaptan;
Ulu ağaçlar, Türklerin mitolojileri ve mitolojilere bağlı olarak uygulanan ritüeller için de önemli bir yer tutar. Söz konusu olan bizatihi ağaca tapınma değildir, ağaçlar kutsalın bir tezahürüdür.”
“Ölüyü bir ağacın içine yerleştirmek, ona ilahi bir güç ve ebedi bir yaşam sağlayacağı düşüncesi ile yapılır.”
“Türklerde ağaç, ruhların gelip gittiği bir yoldur.”
“Kayın ağacından türeme çok görülen bir motiftir. Uygurlarda ağaç, hakan ve hakan soyunun simgesidir… Kayın-Ata, Kayın-Ana ifadeleri buradan gelir.”
Anadolu’da her köyde kovuklu ve yaşlı kutlu bir ağaç vardır ve bu ağaçlar asla kesilmez.”
Mağaralar doğum yerleridir. Yani toprak ananın rahmidir…Mağaralardaki mezarlıklar, bir takım erginlenme ve kurban ritüellerinin buralarda gerçekleşmesi, anneye mistik bir dönüş olarak açıklanabilir.”
Yukarıdaki adet ve ritüellerin Türk kökenli olduğuna kuşku yoktur. Kaynağı Orta-Asya’dan ve yüzyıllar öncesinden Gök Tanrı inancının tezahürüdür. John Steinbeck kitabında, çiftlikteki ulu ağaçtan bahsederken, romanın kahramanı, ölen babasının ruhunun ağaca yerleştiğini varsayıyor. Yine aynı romanda, yörenin yerlilerinin (Kızılderililer kastediliyor) kutsal saydığı bir mağara bulunmakta ve Joseph Wayne, doğanın tekrar canlanması için bu mağaranın girişinden akan suyun kurumaması için çabalar. Buradaki tipik anlatıların yukarıdaki alıntılarla çakışması ne kadar hayret verici. John Steinbeck’in Türk ritüellerinden kuşkusuz habersiz, ama yerli inançlarını araştırarak romanında kullanmış.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Güneş Dil Teorisi” kapsamında Amerikan yerlilerinin adet ve inançlarının araştırılarak rapor hazırlamasını istemesine ne dersiniz?
Bir köken birliği var mıdır acaba?
Bu kitap, kuşkusuz kitaplığınız için iyi bir kazanç olacaktır.


http://umitilekesif.blogspot.com.tr/

bloğunu meraklılarına tavsiye ederim.

6 yorum:

  1. Merhaba Mehmet Bey,

    Kızılderililerin dikkat çeken özelliklerinden başlıcalarına bakacak olursak Türklerin özelliklerine çok benzeşmektedir. Mesela.. İyi bir savaşçı olması, çadırlarda yaşaması, çok iyi ata binmesi ve de Muazzez İlmiye ÇIĞ'ın da ifade ettiği gibi "Güneş'e tapmak. Ki bu çok eski bir Türk inancıdır. Dolayısıyla, neden olmasın! Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya tarihinde benzeşen çok konu ve olay var. Büyük bir kısmında Türk tarih ve töresinden benzerliklerin olması gerçekten tarihi yapan bir halk olduğumuzu ortaya koyuyor.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  2. Okumuşsunuz:) Nuray Hanım'ı Facebook'ta da takip ediyorum. Çok faydalı bilgiler paylaşıyor. Hem de her gün. Facebook hesabınız varsa öneririm. Sevgi ve saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faydalı öneriniz için size tekrar teşekkür ederim. Ne yazık ki facebook sayfam yok izleyemeyeceğim. Ben de yazının sonunda Ümit beyin blog adresini paylaştım. Güzel yazılar var.
      Sevgi ve en derin saygılarımla.

      Sil
  3. Antik kentlere ve miteolojiye ilgi duyan bir insan olarak, paylaşımda bulunduğunuz bu kitabı ve John Steinbeck’in “Bilinmeyen Bir Tanrıya” kitabı ile ortak noktaları ele aldığınız bilgileri oldukça önemli buldum.
    Birbirinden değerli ve bilgilendiren paylaşımlarınız için teşekkürler Mehmet Bey.. Esenlikler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yakın zamanlarda ikisini de okuyunca doğrusu etkilenmemek elde değil. John Steinbeck'in Türk adet ve geleneklerini bilmesini beklemiyorum ama yerli inanışları üzerine araştırma yaptığına inanıyorum. Yakaladığı benzerlikler çok şaşırtıcı geldi bana. Bir de hep anlatılan, Orta Asya haklarının Bering boğazı yolu ile Amerika'ya geçtikleri ile bir araya gelince etkileyici buldum doğrusu. Benzer konulara meraklı olduğunuz için sanırım kitaplığınızda bulunması gereken bir kitap.
      Sevgi ve en derin Saygılarımla.

      Sil