Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Yunanistan'a bağlamak
amacıyla Rumların 1958 yılında Türklere karşı başlattıkları baskı, yıldırma ve
yok etme politikalarına karşı o zamanki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Dışişleri
Bakanlığı aracılıyla Kıbrıslı Türkleri korumak, Rum çetelerine karşı
kendilerine yeterli korumayı sağlamaları için bir çalışma başlatır.
Birimin başına Em.Gen.
Daniş Karabelen, Ankara'daki birime Bnb. İsmail Tansu, Kıbrıs'taki göreve Yzb.
Rıza Vuruşkan getirilir.
Rıza bey Ada’ya İş Bankası’nı teftiş için
gönderilir. Adı, Ali Conan'dır, görevi TMT Başkanı; (BAYRAKTARDIR) Yeraltı eğitim
çalışmaları başlatılır. Türkiye'ye özel birimler şeklinde gelinerek kamplarda
eğitilirler. Bu arada baskılar, yıldırmalar artar. Buna karşı Türkiye'den
TMT'ye gizli silah sevkiyatı başlar.
Türk gemicileri Kemal
Sadıkoğlu, Muhittin Topçuoğlu ve Kıbrıslı TMT üyeleri gizli gizli Ada’ya silah
taşırlar. TMT üyelerinden Arı gurubu adı altında adaya 7. defa silah taşırken
Asaf Elmas, Hikmet Rıdvan şehit olurlar, bu arada beş bin mücahit silahlanır.
Yine 1959 yılında Elma adlı tekne silah
taşırken İngiliz savaş gemilerince yakalanır. Ankara’dan emir, “Derhal tekneyi
batırın” olur. Asb. Bçvş. Ali Levent,
“Emredersiniz. VATAN SAĞOLSUN TMT VAROLSUN!". Son Sözü Olur.
Sene 1960; Türkiye’de
ihtilal olur. İki yıl Kıbrıs unutulur gibi görülür. Ama Kıbrıs’a yeni bir
Bayraktar atanır. Kıbrıs Lefkoşa Büyükelçiliği İdari Ateşesi olarak gönderilen
KENAN ÇOYGUN, Kıbrıs’a TMT'nin başına geçmesi için gönderilmiştir; Kemal Coşkun
olarak bilinir, kod adı, BOZKURT’TUR.
Ada’ya gelen Kenan
Çoygun Lefkoşe'nin Rum kesimine yerleşir, EOKA lideri Grivas’ı 6 ay kadar adım
adım takip eder. Sonra eşini ve küçük oğlunu Kıbrıs’a getirir, diğer iki
çocuğunu Türkiye’de bırakır. 5 yıl içinde de hiç Türkiye'ye dönmez. Çocuklarını
da göremez, silah arkadaşları onlara yardımcı olurlar. Kıbrıs'ta Denktaş'la
karşılaşır. Ondan güvendiği arkadaşlarının isimlerini ister. Sene, 1963
olmuştur. Rum bölgesindeki Bayraktar Camii, Pertev Paşa Türbesi, Ömeriye Camii
ikinci defa saldırıya uğrar. Ekim 1963’de KARPAZ bölgesinde toplanan EOKA
Cemiyeti, Cumhuriyeti yıkıp ilhakı gerçekleştirmeğe karar verir. Aralık ayında
da Lefkoşe Türk Lisesi Rum polisler tarafından basılır, Türk öğrenciler
yaralanır. 1963 Noeli “Kanlı Noel” olarak anılacaktır. Rumlar, Başkent
Lefkoşe'ye sahip olunca, Kıbrıs'a hakim olacaklarını sanırlar. Kaymaklı
kasabasını alıp Lefkoşe'ye giden yolu kesmek isterler. EOKA'nın başına NİKOS
SAMPSON gelmiştir. TMT teşkilatı olası saldırıya karşı hazırdır. Oradaki
Türkleri güvenli yerlere yerleştirirler.
Bu dönemde BAYRAKTAR
Kenan Çoygun artık ortaya çıkmaya başlar. Ada’yı 24 saatte alacaklarını sanan
Rumlar, şanlı direniş karşısında şaşırır kalırlar. Fakat Türk kesiminin de
artık güçleri kalmamıştır.
Bayraktar BOZKURT
(Kenan Çoygun) son çare Ankara'yı arar.
“Eğer yardım gelmezse, haklı bir nedeni
olacağını düşüneceğiz. VATAN SAĞOLSUN” mesajını çeker.
“Türkiye
Milletçe sizlerle beraber. Dayanın. Jetlerimiz yolda” cevabını alır. Türk
jetleri semada görülür. Tek mermi atmadan Rumlar baskını sona erdirirler.
Kenan Çoygun, inanç,
cesaret, kararlılıkla en kanlı saldırıya son anına kadar karşı koyar ve
gereğini en güzel bir şekilde anlatır ve yaptırır.
Lefkoşe, Küçük
Kaymaklı, Arpalık, Yeni Şehir bölgelerinde, Erenköy'de, Baf’ta, Beşparmak
dağlarında, Mücahitlerin kahramanlıkları Kenan Çoygun'un savaş kabiliyeti,
bizzat katıldığı çatışmalarda gösterdiği başarılar, bu işin kahramanlığını
aşmıştır. O gün Kenan Çoygun olmasaydı, Kıbrıs'tan Girit gibi söz eder
olabilirdik.
Kenan Çoygun bunları
yapabilmek için Rum tarafına özel yetiştirilmiş insanları erzak almak için
gönderir. Rumlar, “Bizimkiler sizleri
basıp taciz etmişler” derler. Türkler de, “Biz duymadık, balodaydık” diye cevap verirler. Erzak
almaya giden kişi 100
ekmek alacaksa 200-250 ekmek aldırır. “Bizim
oralara dağlardan adamlar gelip ekmek alıp gidiyor” diye söyletirdi.
“Bunlar Türk askeriymiş” dedirterek Rumları baskı altında tutardı.
23 Aralık Lefkoşe’de
Rum polisi yoldan geçen Türklere ateş etmiş, bir Türk öldürülmüştü. Ancak bu
sırada 3 kişilik TMT Mücahit Timi çok büyük bir cesaretle ateş ederek bir
kaçını yaralamıştı. Rumlar hiç bir şey yapamamışlardı.
Kenan Çoygun saklanan
silahları dağıtmak için Ankara'dan haber bekliyordu. İzin gelmemişti. Divanı
harbi göze alarak, saklı yerlerden silahları çıkarıp dağıttı.
Kenan Çoygun silahların bir kısmını Kıbrıs TÜRK
Alayı’nda saklamıştı. TÜRK kesimi kuşatma altında olduğu için onları da alıp
dağıtmak istiyordu. Ancak TÜRK alayı Rum birlikleri tarafından çevrili idi. Tek
çare Türk Büyükelçisi’ni ikna edip, resmi araba ile bunları çıkarmak idi. TMT
lideri Bayraktar BOZKURT Kenan Çoygun bunu Elçi’ye nazik bir şekilde anlattı.
Elçi karşı çıktı, bir kaç defa denedi, yine karşı çıktı. Sonunda silahı
Elçi’nin kafasına dayadı, “Yapıyor musun,
yapmıyor musun?” diye sordu! Sonunda Elçi razı olmuştu. Büyük badireler
atlatılarak görev başarıldı. Kenan Çoygun az kişiyle mücadelenin zorluğunu
biliyordu. Türk alayındaki genç Türk askerlerini zaman zaman irtibat kurarak TMT mücahitlerinin
yanına katar, görev yaptırırdı. Sonra da kimseye fark ettirmeden onları
birliklerine geri gönderirdi. Bu çok büyük risk almalar, korku ve güven veren
hareketlerdir. Ancak bir lider, Bayraktar, bir BOZKURT bunları yapabilirdi.
1965 yılı Mart ayına gelindiğinde yedi bin BM
Barış gücü askeri Ada’ya yerleşmiştir.
Kenan Çoygun bir gün
TMT Teşkilat arkadaşlarını, bir bölükte toplantıya çağırır. Bir bakarlar elinde
sazı ile Kenan Çoygun içeri girer. Tek tek herkesten bilgi aldıktan sonra, “Haydi, efeler!” diye seslenir, sazını
çalmaya başlar. Sonra döne döne harika bir şekilde SARI ZEYBEK oynar, herkesi
etkiler. “Hiç moralinizi bozmayın, biz
haklıyız ve kazanacağız” diyerek gelenleri tek tek uğurlar.
1964 Ocak ayında Türkler Devlet
dairelerinden, bakanlıklardan atılmıştı. Dr. Fazıl Küçük başkanlığında bir
genel komite kurulur. Kenan Çoygun burayı, bir devletin fonksiyonlarını yapacak
şekilde örgütler ve çalışır hale getirir. Kenan Çoygun bunu yaparken Kıbrıs
Türkü'nün büyük küçük, genç yaşlı, kadın erkek bu mücadelenin içinde olması
için herkesin derdiyle, işiyle aşıyla uğraşmıştır.
Kıbrıs Türkü’nün moral
motivasyonu için bir radyo kurulmasını düşünür. Bayrak Radyosu’nu kurar. 1965
yılında 19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR Bayramı’nı,
bütün zorluklara rağmen, YUSUF KAPTAN Stadı’nda kutlar. Bu bayram Rum tarafına,
“Enosis’e ulaşamayacaksınız” mesajı
olur.
Yıl,
1967. Ortaklık anlaşmalarla düzelecek diye Kenan Çoygun geri çağrılır. Bütün
Kıbrıs ayağa kalkar. Onlar Kenan Çoygun'u Kıbrıs’ın Paşası olarak bilirler.
BM Barış Gücü Kenan Çoygun’un Kıbrıs’tan
ayrılması için, Kıbrıs Rum kesiminde bulunan Lefkoşa Hava alanına silahsız
seyahat etmesini ister. Kenan Çoygun, “Bir Türk subayı silahını asla vermez”
der. “Rum polisi veya askeri beni durdurup yoklamaya kalkarsa silahımı çekip
vururum” der ve silahını vermez. BM Barış Gücü onu Rumlarla muhatap etmeden
uçağa kadar götürür.
TMT Bayraktarı BOZKURT KENAN ÇOYGUN artık
Türkiye’dedir.
1973 yılında Tuğgeneral rütbesiyle emekli
olur. 12 Ekim 2005 yılında vefat eder.
Kahramanın anısı
önünde saygıyla eğilerek
Halûk Tarcan (CNRS-Paris)