2 Aralık 2013 Pazartesi

YÜNLÜ YAYLASI DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Yürüyüş arkadaşlarımızın kendi arasında organize ettiği doğa yürüyüşlerinde bu hafta rota, Gerede ormanlarının en güzel kısımlarından Yünlü Yaylası idi.
Havaların soğumasıyla birlikte, yürüyüşlerimiz daha tempolu olmak ve yemek molalarını daha azaltan, günün kısa olması sebebiyle gün ışığından çok istifade edebilmek ve yürüyüşe daha zaman ayırmak gerekiyor. Bunun için yürüyüşümüzün başlayacağı nokta Ankara’ya yaklaşık 90 kilometre mesafede olması nedeniyle başlangıç hareket saatimizi sabah 7.30 yaptık.
Değişik noktalardan katılımcılarımızı aldıktan sonra Kızılcahamam çıkışında kısa süreli bir mola vererek, Kızılcahamam’dan yaklaşık 33 kilometre mesafedeki başlangıç noktamıza vardığımızda saat 10 idi. Kısa süren hazırlıktan sonra 19 katılımcı olarak yürüyüşümüze başladık. Ankara’da artık sabahları hava oldukça soğuk. Gerede’de de yürüyüşümüze başladığımızda arazinin açık alan olmasının da getirdiği bir soğuk vardı. Isınabilmek için yürüyüşümüzü hemen başlattık.
Bugünkü rotamızda Yünlü Yaylasına doğru yükselerek çıkıp bir süre yaylalar için ormanda açılan yola paralel gittikten sonra bir ters U çizerek tekrar E5’e dönecektik.





 (fotoğraf: Burak Şengül)
(Fotoğraf: Burak Şengül)
Havaların nispeten kurak gitmesi nedeniyle henüz Gerede ormanları ciddi bir kar yağışı almadı. Öyle ki orman genel görüntüsünde fazla nemli de değil. Orman içine girdikten sonra havadaki soğukluk kalmadı.. Rahat bir tempoda gittikçe yükselerek, öğleden önce biraz daha yorulabilmek için yakındaki küçük zirvelere tırmandık. Grubumuz genellikle iyi yürüyen arkadaşlardan oluştuğundan küçük bir fire dışında zirvelerimizi eksiksiz yaptık. Orman kuru olmakla birlikte yamaçlarda özellikle yosunların zaman zaman kaygan olması çıkışımız zorlasa da hedeflediğimiz çıkışı yaptık. Daha sonra küçük yayla yerleşimlerinden geçerek öğleyin saat 13’e doğru Pınarbaşı tabir ettiğimiz ormanın hemen kıyısındaki bir açıklıkta öğle yemeği molası verdik.




Rotamızı hedeflediğimiz gibi bitirebilmek ve hava kararmadan aşağıya inebilmek için Saat 13.20 dolaylarında dönüşe geçtik. Ara sıra orman içine girmemize karşın genellikle orman yolunu izleyerek E5’e indik. Saat 15.00’de 14 kilometrelik yürüyüşümüz bitirerek aracımıza bindik ve Kızılcahamam’a gittik. Daha önce arkadaşların yiyerek beğendiği köfteci Yaşar Usta’ya gittik. Yemek istemeyenler Pazar alışverişine geçti. Küçük ilçeleri bilenler için otantik olmanın ötesinde bir özelliği olmayan köfteciye 15 kişi gidip sadece 7 porsiyon köfte isteyince (porsiyonu 20 TL) Yaşar Usta, beğenmemesini sözleriyle ifade edince, esnaflığını empatiye birleştirememesi ve sempatik olmayan tavırları en azından benim bir daha uğramamama sebep olacak düzeydeydi.



Saat 17.00’e doğru Ankara’ya hareket ettik. Yaklaşık bir saat sonra yeni bir haftaya başlayacağımız Ankara’ya ulaştığımızda, stressiz ve huzurlu doğada bir gün geçirmenin keyfiyle gelecek rotalarda tekrar buluşmak umuduyla vedalaştık.

6 yorum:

  1. BİLGEHAN ABİ SENİN DE ÜYEMİZ OLDUĞUN GRUPUMUZ İÇİN YAZDIĞIN YAZI VE YÜRÜYÜŞ ARKADAŞLIĞIN VE GRUP A YAPTIĞIN KATKI İÇİN HERKES ADINA TEŞEKKÜRLER..............

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burakcığım herkesin bir şeyler yapması önemli. Dostluğunuz için tüm arkadaşlara sevgiler saygılar.

      Sil
  2. hikaye bu ya Amerikada vahşi batıda bir bar sahibi müşteri bekliyormuş ve içeriye 7 tane kovboy girmiş bar sahibi sevinmiş ellerini oğuşturmuş fakat kovboylardan 7 tane içki siparişi beklerken kovboylardan biri ; bize bir bardak içki ve 7 tane de pipet getir demiş :))) yaşar ustaya hak verdim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, eğer yer işgali ve bir süre başka satış yapamamak bakımından usta için sakıncalı yanı varsa da, sonuçta gelenler ilçe halkı değil, Ankara'dan. Sempatik davranması halinde tekrar gelmesi muhtemel müşteriler. bugünün ekonomik koşullarında antipatik davranma hakkı olmadığını düşünüyorum.

      Sil
  3. ekleme; ah sakın size laf ettiğimi düşünmeyin üzülürüm bir de yaşar ustaya da notum, fiyatlarını biraz düşürmesi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, ters anlamadım. Zaten ben tek başıma porsiyornumu aldım. Ama dediğiniz gibi bir başka unsurda istediği porsiyon fiyatı. Hemen yanındaki kasapta köftenin kilosu 20 TL iken 4 köfteye 20 TL alması da tekrar gitmek yönünden caydırıcı bir unsur. Bugün Ankara'da 3 kap yemeği 7 TL'ye yiyebiliyorken fiyatı da epeyce abartılı.

      Sil