ENDÜLÜS (ANDALUCİA) GENEL BİLGİLER

(Endülüs Bayrağı)

 Gezi anlatımına başlamadan önce yöreyi anlatan bazı genel bilgiler vermek istiyorum. Endülüs, İspanya Krallığı’nın güney vilayetleri kapsayan bir özerk bölge. İspanyolcayı bilmemekle birlikte farklı bir lehçeleri olduğu söyleniyor. Bölge Almeria, Cadiz, Cordoba, Granada, Huelva, Jaen, Malaga ve Sevilla illerinden oluşuyor. 

Toplam nüfusu yaklaşık 9 milyon kadar. Başkenti Sevilla kabul ediliyor. Gezi rotamızda Malaga, Cadiz, Sevilla, Cordoba ve Granada yer aldı. Endülüs’ün ülkemizde en çok tanınan yönü, Endülüs Emevileri ve yaratılan İslam uygarlığı. Tarık bin Ziyad önderliğindeki Emevi ordusunun İber yarımadasına geçmesinden sonra yarımadada kurulan İslam devleti, 1492’de son kalenin düşmesiyle son bulmuş. (Bu konuya ilgi duyanlar için: fırsatını bulduğunuzda Jose Saramago’nun “Lizbon Kuşatması Tarihi”ni okumanızı öneririm.)

(Al Hambra Alcazaba'dan Granada manzarası)

Bölge, Avrupa’da ve Dünya’da daha çok “Costa Del Sol” olarak anılan ve Malaga’dan Tarifa’ya kadar uzanan plajlarıyla tanınıyor. Ekim ayında dahi yabancı turistin bolluğu olağanüstü düzeyde. Genel olarak İspanya, tarih ve turizmi etkin bir biçimde kaynaştırarak bu konuda endüstrileşmiş durumda. Elbette tarih derken sadece geçmiş toplumların saray, arkeoloji vs zenginliğine ilaveten şehirlerinin “eski şehir” tabir edilen kısımlarını koruyarak dünyanın en çok turist çeken ülkelerinden. 2012 verilerine göre 57,7 milyon turist ile dünya dördüncüsü konumundalar. Turizm geliri açısından ise 55,9 milyar ABD Doları ile ABD’nin arkasında 2. sıradalar.

Endülüs’ü bir bütün olarak düşündüğümde edindiğim izlenimler ve gezimiz açısından ilginç detayları aşağıdaki gibi sıralayabilirim.

(Puerto Banus)

Ekim ayının ilk yarısında hava sıcaklığı gündüz 22-29 C gece ise 14-17 C arasında değişiyor. Mevsim olarak Endülüs’ü gezmek için en ideal dönem olduğunu söyleyebilirim. Yağmur olasılığı %10 seviyelerinde kaldığından kesinlikle rahatsız edici değil. Nisan-Mayıs ayları da eğer yağmur düşük ise gezi için ideal olabilir.

Gördüğüm bir olumsuzluk olarak şehirlerde bolca karasinek var. Sadece her şehirde bulunan faytonlara bağlamamak gerek ama faytonların olduğu mahallerde oldukça çok idi.

(Puerto Banus)

Şehirlerarası otoyollar bazı kısa mesafelerdeki 3 şeritli ve paralı yolları saymaz isek iki geliş iki gidişli otoyollar biçiminde. Çok sayıda fotokapan olduğu için hız limitlerini aşmanız pek mümkün değil. Arkanızdan gelebilecek cezalar çok can acıtıcı olabilir.

Bizim gibi araç kiralayarak Endülüs’ü gezecek iseniz araca bir GPS cihazı almanızı mutlaka öneririm. En basit yollara kadar kayıtlı bu cihazı kullanmadan şehir içinde dolaşmanız çok sakıncalı. Zira trafik ülkemizden çok farklı ve hiçbir yerde U dönüş ya da ters yola giriş yapma şansınız yok. Park yeri tüm şehirlerde ciddi bir sorun. Eğer kaldığınız yerin park yeri yoksa mutlaka bir genel parkı kullanmanızı öneririm. Ancak kaldığınız yerlerde de otel ücreti dışında park ücreti ödüyorsunuz. (8-12 Euro arasında günlük alıyorlar) Genel park yerlerinde 24 saatlik kalış 25 Euro civarında. Aracınızı herhangi bir sokağa bırakmanız halinde eğer saatlik makinalara düzenli para atmazsanız ciddi cezalar alabilirsiniz. Bir başka ve mutlak dikkat edeceğiniz husus bazı yol ve sokaklarda sadece tek bir araca tahsis edilmiş park yerleri var. Buraya park etmeniz halinde de sizi can acıtıcı bir trafik cezası bekliyor.

(Flamengo gösterisinden)

Yine araba kiralayacak olanlar için bir bilgi vereyim. Kiralık araba firmaları 3 günü geçen kiralamalarda iade sırasında deponun dolu olmasını istemiyor. Bizim 9 gün kiraladığımız otoyu deposunu dolu alıp yaklaşık 1.000 kilometre kullanıp sadece 50 Euro benzin alarak boş depolu iade ettik. Bu arada aracı kiralarken “ful sigorta” yaptırmanız halinde aracınız kaza yapması hiç mesele değil. Sadece araç anahtarını firmaya iade etmeniz yeterli.

İspanya’da, Türk kahvaltılarını arayacağınız bir gerçek. “Desayuno” tabir edilen kahvaltı ya tereyağlı (ya da domatesli) kızarmış ekmek ya da Tortilla benzeri ekmek arası yemekler ve Kruvasan ile sınırlı. Hemen her şehirde kahve ya da taze sıkılmış portakal suyu ile 2,5-4 Euro arası kahvaltı etmeniz mümkün. Tüm kafeler sabahları kahvaltı, öğleden sonra ise pizza ya da deniz ürünü ve et yemekleri çıkarıyor. Pastanelerde da yemek yemeniz mümkün. Ancak kafelerin çoğunda farklı açılış ve kapanış saatleri var. Sabahları genellikle sabah 9.00’dan önce açık yer bulmanız pek mümkün değil. Neredeyse her semtte bir iki yer var. Bir çoğu öğleden sonra 15.00’de kapatıp gidiyor. Bazı kafe ve pastaneler gece 22.00’de kapı önü masalarını kapatıp içeriye çekiliyor ve hizmet vermiyor. (Türkiye’de aklınız alır mı?)

(Bir kafede duvar dekorasyonu)

Eğer deniz ürünlerine ve balığa meraklı iseniz Endülüs’te kesinlikle bayram edeceksiniz. Her türlü deniz ürünü neredeyse her kafede ve restoranda var. (Malaga’ya yolunuz düşerse “Malaga usulü karışık balık tabağı”nı mutlaka yiyin. Yalnız servis iki kişilik hazırlanıyor.) Öğle ve akşam yemeklerini kişi başı 15-20 Euro arasında her yerde yemeniz mümkün. (Ancak Madrid ya da Barcelona’daki kalitede Paella yiyemeyeceğinizi bilin) Bütçenizde “su”ya ciddi bir yer ayıracaksınız. Eğer bir marketten topluca ya da koliyle alma şansınız yoksa yarım litrelik bir suya 1 Euro ödemeniz kaçınılmaz. Fırsatını bulursanız marketlerden bolca çikolata ve bisküvi alın ve yiyin. Hem ucuz ve hem müthiş taze.

Hediyelik eşyada ise İspanya artık aşmış durumda. Kendinizi kaybetmeniz mümkün. Şapka, Tişört ya da anahtarlık vs koleksiyonu yapanlar bütçelerini takviye etsinler.

Malaga, Cadiz ve Costa Del Sol tatilinizde yer alıyorsa, mayonuzu mutlaka yanınıza alın. Zira Malaga ve Cadiz şehir merkezi boydan boya halka açık plaj konumunda. Şemsiye ya da şezlong aramıyorsanız hiçbir masraf ödeme zorunluluğunuz yok.
Bu açıklamalardan sonra detaylara geçmeye ne dersiniz?