25 Mart 2015 Çarşamba

ŞUBAT AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 3

 
KİTABIN ADI
Stalin: Kızıl Çar’ın Sarayı (Stalin The Court of the Red Tsar)
KİTABIN YAZARI

Simon Sebag Montefiore

KİTABIN ÇEVİRMENİ
Yavuz Alogan
KİTABIN YAYINEVİ
İthaki Yayınları
KİTABIN BASKI YILI
2013
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı (Orijinal ilk baskı 2003)
KİTABIN SAYFA SAYISI
618  syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
10/10
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
10/10 
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
6/10 


Stalin biyografisinin ilk cildinin yorumunu daha önce yapmıştım. Bu ikinci ciltte 1917 Devriminden 1953 yılındaki ölümüne kadar geçen olayların anlatıldığı kitap daha önce değindiğim gibi büyük ölçüde kişisel yorumlara dayalı anlatımlardan oluşturulan bir kurgu içinde anlatılıyor.
İddia edilen gerçeklikleri doğrulama ya da yalanlama olanağımız olmamakla beraber tümüyle doğru kabul etmeye de olanak olmadığını yazarı kitabının birçok yerinde üstü kapalı olarak beyan ediyor.
1932’de ikinci eşi Nadya’nın intihar ettiği varsayımından hareketle olayları anlatan yazar, Stalin’in Almanya’nın saldırısını hiçbir zaman öngörmediğini, saldırı üzerine büyük bir manevi çöküş yaşadığını, Moskova’nın bir süre yönetimsiz ve denetimsiz kaldığı gibi çok büyük iddialarda bulunuyor.
Sovyetlerin özellikle 1930’lu yıllarda ülke için dava ve yargılamalarda öne çıkan Beria ve Jdanov gibi liderlerin ölümlerden Stalin kadar sorumlu olduğunu hatta Huruşov’un (Kruşçev olarak tanıyoruz) Ukrayna’da tam bir terör estirdiğini, Stalin’in ölümüne Politbüro’nun inanamadığını ve hatta ölüm anında yalnız bırakılarak terk edildiği gibi çok ciddi iddialarda bulunuyor.
Sanırım sadece Sosyalizme ve Sovyetler Birliği tarihine ilgi duyanların okuyabileceği bir kitap. Ancak belirttiğim gibi son derece dikkatli ve yorumlardan etkilenmeden okunmasında fayda var.


4 yorum:

  1. Merhaba Mehmet Bey,

    Stalin ve dönemi üzerinde izlediğim filmler üzerinden izninizle bir yorum yapmak isterim. Dikkatle takip ettiğim de gördüm ki o dönemi tam olarak yansıtmak yerine siyasi anlamda verilmek istenen gizli mesajlar olduğu yönüde... Nasıl desem insanın ruhunu daraltan kasvetli ortam filan.. Dolayısyla Stalin zaten "despot" bir lider olarak tarihe geçti.. Bu bir tarafa Batı'nın kendi istediği siyasi yönlendirmesiyle yazılan eserler, çekilen filmler insanlara yanlı anlatımlar sunduğu kanısındayım. Dolayısıyla fırsat yaratıp bu tür kitapları incelemek isterim. Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten değindiğiniz gibi bugün artık hatalarıyla ve sevaplarıyla tarihe mal olmuş şahsiyetler hakkında, yazarın dünyaya bakış açısına göre yazılmış çok sayıda kitap var. Özellikle siyasi anlamda emperyalist batının karşısında yer alan tarihi kişiliklerin özellikle yıpratılmasına yönelik yazdırılan kitaplar ne yazık ki alabildiğine çok.
      Bu anlamda bu tür kitapları okurken, olabildiğince siyasi kaygılardan uzak ve tarafsız bir biçimde yorum yapmak bizlere düşüyor. Netice, elbette hiçbir zaman Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliğine yaklaşamasa da sonuçta çöken bir çarlık imparatorluğundan yaratılan Sovyetler Birliği 80 yıllık bir sosyalist deneyimi yaşadı. Bu devrin en önemli ve etkili kişisi olan Stalin'i sahip olduğum bilgilerle yargılama şansım yok. Ancak kitapta anlatıldığı gibi aciz, korkak ve kan dökücü kimlikle tanıtılmasını yadırgadım.
      Umarım inceleme ve değerlendirme şansınız olur.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
  2. Merhabalar Efendim.

    Her şeyden önce okuma tembeli bir toplumun kitap okuyabilen bir bireyi olmanız her türlü takdirin üzerindedir. Doğrusunu itiraf etmem gerekirse ben de okuma tembeli olan biriyim. Bu nedenle okuyan insanları çok seviyor ve onları takdir ediyorum. Okumaya gayret gösteriyorum, ama ne kadar okuyabiliyorum bilmiyorum.

    "Kızıl Çar'ın Sarayı" isimli okuduğunuz kitapla ilgili edindiğiniz izlenimleri paylaşmanız da çok güzel bir hadise. Okuduğu kitaplarla ilgili paylaşımlarda bulunan blog sayfalarını da elimden geldiğince ziyaret etmeye çalışırım. Hiç olmazsa okuyucunun kitap ile ilgili izlenimlerini ve eleştirilerini okuyorum.

    Paylaşımınız için teşekkür ederim. Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Recep bey, değerli yorumunuz ve katkınız için çok teşekkürler. Okumayı teşvik eden ve onurlandıran şahsınıza saygılar sunuyorum.

      Sil