2 Mart 2015 Pazartesi

KARACAÖREN KÖYÜ SOĞUKSU DOĞA PARKI KAR YÜRÜYÜŞÜ

 Dünkü Pazar yürüyüşümüz bir çok bakımdan öngörümüzün çok ötesinde farklılıklar ile doluydu. Hafta içinde Ankara’nın günlük sıcaklık değerlerinin çok yükselmesi nedeniyle bu hafta sonu yapacağımızı yürüyüşün oldukça sıcak bir havada belki biraz çamurlu ama nispeten kolay bir yürüyüş olacağı kanaati beslememizi sağlamıştı. Hatta hedeflediğimiz rotayı oldukça erken bitirip belki isteyenlerin Kızılcahamam da termal banyolara dahi girebileceğini düşünmüş ve duyurumuzu da ona göre yapmıştık. Ama doğanın bize oynayacağı oyunun farkında değilmişiz.





 Sabah değişik noktalardan aldığımız grubumuz 12 kişi olarak E5 kenarın Karacaören köyü girişinde yürüyüşe başladığında saat 10 civarlarıydı. Etrafta görünür yerlerde kar yok. Tepelerde görünüyor ama bize engel çıkaracağını pek düşünmüyoruz. Yavaş yavaş Karacaören köyünü geride bırakıp tepelere doğru çıkıyoruz. Ankaralılar hava düzeldiğinden köy ve yaylalardaki evlerini kontrol için gidip gelmeye başladığından yol çamurlu ve tekerlek izleriyle dolu. Dağdan yol kıyısı akan dere ise oldukça canlı ve debisi hızlı. Soğuksu tarafına geçebilmemiz için dereyi aşmamız gerekiyor ama geçit vermeyecekmiş gibi. Yol boyu devam ediyoruz.



 Bir süre sonra rotadan fazla sapmamak için dereyi geçmeye karar veriyoruz. Ağaç dallarından bir set yapıyor ve çok fazla ıslanmadan karşıya geçmeyi başarıyoruz. Kırlar çiğdemler ve kardelenler ile dolu. Doğa uyanmaya başlamış. Orman yolundan bir süre çıktıktan sonra saat 13.00’e yaklaşırken güneşli bir havada açıklık ve dere kenarında yemek molası veriyoruz. Hedefimiz yemek sonrası orman yolundan soğuksu milli parkını dolaşıp mesire yerine inmek.

 13.30 dolaylarında yürüyüşe tekrar başlıyoruz. Derken yol bir anda karla kaplı hale geliyor. Uzun süredir kar yağmadığı için güneş vurdukça kar sulandığından adımlarımız bastıkça kara gömülüyoruz. Yol çok uzun süredir ne araç ve ne de yayalar tarafından kullanılmamış. Zorunlu olarak yol açmak gerekiyor. Karda yürümeyenler bilmez. Özellikle karda ilk yürüyen iz açmak zorunda olduğu için inanılmaz zorlanır. Arkadan gelenler nispeten ilk açılmış izlere bastıklarından daha az yorulurlar. Bir süre değişerek iz açarak ilerliyoruz. Ama orman yolu orman içinde çok dolaşarak gittiği için doğa yürüyüşçüleri zaman zaman orman içine dalıp kestirim yaparlar. Bize orman içinde ağaç altlarında karın daha olacağını varsayarak bir kestirim yapmak için orman içine daldık. Bir süre sonra bunun büyük bir hata olduğunun farkına vardık. Orman içinde kar 1 metreye yaklaşmış ve yer yer adım attığımızda bele kadar kara gömülmeye başlamıştık.








 Bu şekilde uzun süre devam etmemiz halinde çok zaman kaybedeceğimiz ortaya çıktı. Yaklaşık 1 saatlik mücadele ile ormandan kurtulup tekrar yola inmeye çabaladık. Bir ara dengemi kaybedip kara yuvarlandığımda insanın kalkıp dengesini sağlamak için ne kadar çaresiz olabileceğinin farkına vardım. Bir süre sonra yaklaşık 3 metrelik bir mesafeden kayarak ve yuvarlanarak tekrar yola çıktık.

 Saat itibariyle yürüyüşü erken bitirme şansımızın kalmadığı belli oldu. Ama hava kararmadan Soğuksu’ya inmek için doğayla savaşmaya devam etmek gerekiyordu. Yolda sürekli değişerek ve iz açarak yürüyüşümüz devam etti. Toplam 3 saati bulan kar mücadelemiz saat 16.30 dolaylarında Kızılcahamam’ı gören sırta ulaşmamız ile bitti zannediyorduk. Bundan sonra yaklaşık 5-6 kilometrelik bir iniş vardı. Bir saatte ineriz hesabımızın yanlış olduğu yine fark ettik. Yolda kar bizi bırakmamacasına devam ediyordu. Saat 18.00’e doğru hava kararmaya başladı. Çantalardan el fenerlerimizi çıkararak yürümeye devam ettik. Tahminen yarım saat karanlıkta geçen yoldan sonra 18.20 sıralarında Soğuksu mesire yerine ulaştık. Ayaktaki molalarımızla birlikte tahminen 7,5 saatlik oldukça uzun ve zorlu yürüyüşü tamamlamıştık. GPS cihazındaki 19,3 kilometre kuş uçuşu rotamız yaptığımız yürüyüş ve mücadelenin zorluğunu ortaya koyuyordu.
 Araç şöförümüzün hazırladığı demli çayın eşliğinde ayakkabı ve kıyafet değişikliğinden sonra ilçe içinde kısa alışverişi saat 19.00’da tamamlayarak Ankara’ya dönüşe geçtik. Şehrin içinin bütün aldatıcılığına karşın doğada yoğun kış hala hakimiyetini sürdürüyor.
Son yürüyüşlere göre oldukça yorucu ve yıpratıcı bir yürüyüş sonrası doğada mücadele ve çabanın eşsiz ve tatlı yorgunluğu ile haftalık mücadelemiz tekrar başlıyor.

Yürüyüşün tüm resimleri www.dogadayuruyus.blogspot.com da

2 yorum:

  1. YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ ÇOK GÜZEL ANLATMIŞSIN BİLGEHAN ABİ, HARİKA BİR YÜRÜYÜŞTÜ YÜRÜYÜŞ OLDU TÜM ARKADAŞLARA TEŞEKKÜRLER BURAK.......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin katkısıyla Burakcığım, umarım bütün arkadaşlar yürüyüşten yeterince zevk almıştır. Sayfaya yönlendir, Selamlar.

      Sil