Geçen Mayıs ayı başında Sinop'a giderken, otobandan giderek farklı il ve ilçeleri gezerek gittik. Bunlardan birisi de Safranbolu oldu. Yıllar önce gittiğim Safranbolu'yu tekrar görmek ilginç oldu. Karabük'ten girişe göre yeni Safranbolu sizi daha önce karşılıyor.Ancak ülkemiz il ve ilçeleri o kadar aynılaştı ve bemzeşti ki bir ile ya da ilçeye ilk girişinizde eğer tabela olmasa hangi şehre geldiğinizi anlayamayacak durumdayız ne yazık ki. Yeni Safranbolu'da öyle. Sıradan ve kişiliksiz bir görünümde. Sorarak eski Safranbolu'ya geçiyoruz. Daha vadinin içinde yerleşmiş eski şehir. Oldukça korunmaya çalışılmış eski binalarla eski Safranbolu farklılığı hissettiriyor. Yeterli mi? Bence değil. Zira ortalıkta bir Turizm bürosu yok. Ya da ben göremedim. Sokaklarda ayrıntılı levhalar yok. Çoğu kez yolu sorarak buluyorsunuz. Özellikle lokanta, otel, dükkan gibi yerlerde ayrıntılı şehir haritalarının ücretisiz dağıtılması, sokaklarda kolay krokiler gibi basit uygulamalar ne yazık ki yok. Bunun da öncelikle belediye ve kaymakamlık gibi kamu kurumlarının görevleri arasında olması gerekir.
Gittiğimiz gün ne yazık ki hava kapalı ve oldukça soğuktu. Bunun etkisi var mı bilmiyorum ama şehri gezem yerli ve yabancı gezgin sayısı ne yazık ki çok düşüktü. Her zaman ve her yerde olan Japonlar dışında neredeyse kimse yoktu. Bu nedenle esnafta bekleşiyor.
Korumacılığı, gerçek Turizm bakışı altında bütünleştirilmesi ülkemizde genellikle yapılmadığı için Dünya Kültür mirası listesinde kayıtlı bulunan Safranbolu sanırım daha kaderine küsmeye devam edecek.
k
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder