16 Kasım 2016 Çarşamba

“GECE DEVRİYESİ” – REMBRANDT van RİJN

Bilinen adıyla Gece Devriyesi (De Nachtwacht-Nightwatch) orijinal adıyla Yüzbaşı Franz Banning Cocq ve Teğmen Willem van Ruytenbuch’un Birliği yürüyüşe hazırlanıyor”, Hollandalı ressam Rembrandt van Rijn'in 1642 yılında tamamladığı tablosudur. Ressamın en çok bilinen eserlerinden biri olan bu tablo halen, Amsterdam'daki Rijksmuseum'da sergilenmektedir. Eser, İkinci Dünya Savaşı boyunca, bir silindire sarılı olarak Amsterdam'ın kuzeyinde yer alan Medemblik'te bir kalede saklandı.

Hollanda’nın önemli ressamlarından Harmensz van Rijn Rembrandt, birçok sanatçının yanında eğitim aldı. Pieter Lastman ve atölyesini paylaştığı Jan Lievens’ten etkilendiği biliniyor. 1630’ların başında Amsterdam’a yerleşen sanatçı, yaptığı başarılı portrelerle önemli bir gruba hitap etmeye başladı. Dönemindeki sanatçılardan farklı olarak, geçmişi değil, devam eden hayatların hikâyesini resmetmeye çalıştı. Tutkulu ve meraklı bir karakteri olması, onu farklı konuların resmini yapmaya itti.

En ünlü eseri ‘Gece Bekçileri’ kalabalığın içinde dinamik ve hareketli bir grup portresi olarak dikkat çeker. Yüzbaşı Frans Banning Cocq ve Teğmen Willem van Ruytenbuch komutasındaki şehir muhafızlarının gece devriyesinin anlatıldığı tablonun en önemli özelliği, ışık oyunları sayesinde esrarlı bir hava yaratılmış ve durağan bir sahnenin hareketli olarak resmedilmiştir.

Tabloda, Barok tarzın en önemli özelliklerinden ışık gölge karşıtlığının, ressam tarafından ustaca kullanılması sayesinde, tüm figürler canlıymış gibi algılanır. Sanki tuvalde bulunan insanların birkaç saniye sonra koşuşturarak ortadan kaybolacaklarmış gibi bir havayla çalışılması ve gözün sürekli olarak resmin her alanına doğru arayışlarda bulunması bize inanılması güç bir yeteneği ortaya çıkarıyor. Ayrıca sanatçının resme hareket katma isteği ve kusursuz ışık düzeni esere tiyatral bir anlam katıyor. Rembrant’ın gece nöbeti adlı eserinde komutan ve adamlarının kullandığı silahları titiz bir çalışmayla ve bu silahlar üzerine yansıttığı ışık efektleriyle de amacının kusursuz bir üç boyutlu algıyı yansıtabilme isteğinin var olmasıdır.

Rembrant’ın resim içine yerleştirdiği en güzel unsur; çok güzel resmedilmiş olan küçük bir kız çocuğudur. Küçük kız resmin odak noktasını oluşturuyor, göz direkt olarak o kız üzerine kayıyor ve yoğunlaşıyor. Burada Rembrant kızın kemerine bağladığı canlı bir tavuğun açılmış olarak duran pençesiyle, milis birliğinin sembolünü resmetmeye çalışmıştır. O dönemlerde kartal pençesi ya da atmaca pençesi askeri birliklerin güç sembolü olarak kabul ediliyordu. Her hangi bir yerde açık bir şekilde bir pençe var ise mutlaka orada bir birlik bulunduğunun işareti oluyordu.

Gece Nöbeti’nin 1642’de halka açılışıyla resimle ilgili bir düşünce ortaya atıldı. Bu düşünceyi de o dönemde yaşayan ve resimde portreleri bulunan insanlar ortaya atmışlardır. Açılışta kendi resimlerini gördüklerinde, kendileri ile ilgili olarak şu varsayımlarda bulunmuşlardır; “Galiba Rembrant bizimle dalga geçmeye çalışıyor”.

Gece Nöbeti adlı eserin en üst kısmında tavanda asılı olarak duran kalkanda resmin yapıldığı yılda hiçbir şey bulunmamaktaydı. Ama resmin yapıldığı tarihten tam 8 yıl sonra resim içerisinde bulunan kişilerin isimleri Rembrant’tan izin alınmaksızın farklı bir şahıs tarafından ve ayrıca resimde bulunan insanların kişilik önemi göze alınmadan sırayla alt alta yazılmıştır.

1715 yılında resim bulunduğu mekândan farklı bir mekana nakledilirken, resmin kapıdan sığmadığı görülür ve bu nakil işini üstlenen o dönem ki belediye çalışanları bu sorunu resmin kenarlarından makasla keserek çözebileceklerine kanaat getirirler ve sonuç olarak da resimde bulunan güçlü kompozisyon etkisi bir anda kaybolur. Alan daraltılmış ve birçok figürün yarısı kesilerek yok olmuştur. Bu gereksiz müdahalenin ardından aradan 200 yıla yakın bir süre geçmiş esere gereken değerin verilmesine başlanmıştır. Bu yönde ilk çalışma 1902 yılında 20 adet sanat tarihçisinden oluşan bir birliğin toplanmasıyla gerçekleşmiştir. Resmin ilk olarak ışık yönünden korunması hedeflenmiştir. Resme gelen ışık açısının hem resmi daha iyi göstereceğini hemde resmin gereksiz ışıklandırmayla zarar görmesinin engelleneceği konusunda karara varmışlar ve resmin bugünkü haline yani sol taraftan ışıklandırılmasına karar vermişlerdir.

Esere 1940 tarihinde tekrar temizlik açısından müdahale edildiğinde ise bu defa da resmin ismiyle ilgili tartışmalara girilmiştir. Artık resmin adının Gece Nöbeti değil de Gündüz Nöbeti olması gerektiğinin düşünülmesi, resme yapılan bir diğer gereksiz müdahale olarak akıllarda kalmasına neden olmuştur. Ancak nöbetlerin askeri birlik tarafından çoğunlukla geceleri tutulduğu ve gündüzleri ise böyle nöbetlerin fek fazla önemli olmadığı dikkate alınarak resmin orijinal ismi yani, Gece Nöbeti tekrar geçerli olmuş ve esere ikinci bir isim olarak ta Gece Devriyesi adı konulmuş ve kabul edilmiştir.

Esere karşı yapılan gereksiz müdahaleler yetmezmiş gibi birde 1975 yılında işsiz bir öğretmen olan Reavin Debrayt tarafından bıçaklı saldırı eklenecektir. Bu saldırıyı gerçekleştiren işsiz öğretmenin yakalandığında yapmış olduğu tek açıklamaysa şu olmuştur; “resimde bulunan Beninghok’un şeytana benzemesi ve bu şeytanı yok etmek istemem” beni resmi kesmeye itmiştir. Rijk Müzesi çalışanları bu saldırı ardından hemen bir ekip hazırlayarak resim üzerinde restorasyona başladılar. Bu restorasyon tam sekiz ay sürdü. Resim üzerine yapılan restorasyon çalışması Müze içerisinde kapalı bir alanda yapılmadı aksine çevresi camlarla çevrilmiş bir alan seçildi. Bundaki amaçsa halkın takdirini kazanma isteğidir. Tarihi değerlere verilen önemin vurgulanmasıdır.

Resim için bu son saldırı olmadı; eser bir uyuşturucu müptelası tarafından resim üzerine asit dökmesiyle ikinci saldırısını aldı. Bu saldırganın saldırısının hemen ardından görevliler tarafından yakalanması ve ardından saldırganın “ben uyuşturucu müptelasıyım ne yaptığımın farkında değilim” açıklaması üzerine bayılmasıyla son bulmuştur. Ama bu asit sadece resim üzerine ilk restorasyonun yapıldığı anda kullanılan verniğin akmasına neden olmuş ve resme hiçbir zarar verememiştir.

Gece Nöbeti isimli resim, batı resminin en büyük başyapıtlarından biridir ve bu eser Hollandalı ressamlar tarafından sürekli olarak taklit edilmiş ve farklı yorumlarla tekrar çalışılmıştır.1960 ve 70’li yıllarda Rembrant’ın Gece Nöbeti adlı resmine Hollanda’lı ressamlar tarafından farklı yorumlar getirilerek tekrar çalışılmıştır. Bu ressamlardan en dikkat çekeni ise William Kok olmuştur.

İngiliz yönetmen Peter Greenaway, "Nightwatching" adlı yeni filminde, ilginç bir mesaj ortaya koyarak "The Night Watch" (Gece Bekçisi) tablosundaki gizli mesajları çözdüğünü iddia etti.

Tablonun içerdiği gizli bir mesaj olduğu iddiası, sanat tarihçilerini ve akademisyenleri yıllarca meşgul etmişti. Filme göre Rembrandt, bir grup askerin poz verdiği tablosunu yaparken, askerlerin komutanının cinayete kurban gittiğini, askerlerin de bunu örtbas etmek için eğitim kazası süsü verdiğini iddia ediyor.

Tablodaki kız figürünün üzerindeki esrarı kaldırdığını da iddia eden Greenway, "O figür, Rembrandt’ın komşusu Rombout Kemp’in kızıydı ve genelevde çalışıyordu. Ressam, “bu acı gerçeği ortaya koymak istedim" dedi. Film, Venedik Film Festivali’nde gösterime girdi.



Yararlanılan temel kaynak:

http://necmiguler.blogspot.com.tr/2010/04/rembrant-ve-gece-nobeti-adl-eseri.html

2 yorum:

  1. Resim sanatından ne güzel örnekler hatırlatıyorsunuz Bilgehan Bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu önemli tabloların, önünden sadece bakılıp geçilemeyecek eserler olduğunu, çoğunun hikayeleri olduğunu gördüm, paylaşmak istedim.

      Sil