Yıldızlı Gece (Felemenkçe: De sterrennacht), Hollandalı ressam Vincent van Gogh tarafından yapılan yağlı boya tablodur. Tablo, şu anda New York'daki Museum of Modern
Art Müzesinde bulunmaktadır.
Ressam, tabloda Fransa'da
kaldığı odanın penceresinden Saint-Rémy-de-Provence köyünün gece veya sabaha
karşı görünüşünü resmetmektedir Bu
eser, Van Gogh’un yıldızları resmettiği ilk tablosudur.
Van Gogh, en
ünlü eserlerinden olan bu tabloyu; gün boyunca hafızasından yapmıştır.
Van
Gogh, dostu Gauguin ile bir tartışma
sonrasında yaşadığı meşhur meşhur kulak kesme macerasından birkaç gün sonra
geçirdiği ruhsal çöküntü üzerine Güney Fransa'da bulunan Saint-Rémy-de-Provence
köyünde bulunan bir senatoryuma kaldırılır. Burada kaldığı hastane odasında bir
yandan iyileşmeyi beklerken bir yandan da çalışmalarına devam eder. Gececil
olarak tanımladığımız ressam, geceleri manzarayı izleyerek görüntüleri beynine
kaydedip gündüzleri de tuvale aktarmıştır. Bu yüzdendir ki bazı kaynaklarda
ressamın eseri aklından yaptığı geçmektedir.
Yıldızlı Gece muhtemelen Van Gogh’un en ünlü ve üzerine en
fazla tartışma yapılan resmidir.
Yıldızlı Gece'nin şöhreti, bir yana işin
ilginç tarafı Van
Gogh'un bu resim hakkındaki kişisel
görüşlerinin çok sınırlı olarak bilinmesidir. Bunun temel nedeni, bu resme
yalnızca iki mektubunda değinmiş olmasıdır. Genelde kardeşine yazdığı
mektuplarda bazı resimlerini oldukça detaylı olarak anlatmıştır. Ancak bu durum
Yıldızlı Gece için geçerli değildir.
Eserde, köyün meydanı gecenin
karanlığında girdaba kapılarak dönen gökyüzünün altında resmedilmiştir. Yıldızlı
Gece'nin burgaçlı tarzı, birçok kişiye gece göğünü canlı hale getirmek için
yapılmış izlenimi verir. Sağ taraftaki dağlar, Alpilles dağ
sırasını göstermekte. Köy evlerinin küçük pencerelerinden çıkan sarı ışık gece
yaşamına dikkat çekmekte. Evlerin bulunduğu bu bölgede en çok dikkat çekici
öge, uzun çan kulesi olan küçük kilise. Resmin ön planında bulunan, gökyüzüne
doğru alevler şeklinde uzanan servi ise Van
Gogh tarafından resme derinlik katması
amacıyla sonradan eklenmiştir. Bazı sanat eleştirmenlerine göre bu ağaçlar Van
Gogh için ölümü ve huzuru temsil
etmekte.
Bir diğer nokta ise, izleyicinin resme
baktığı açı. Bizler adeta bir binanın üst katlarından manzarayı izliyormuşuz
gibi. Bakış açısı ressam tarafından yer seviyesinden oldukça yukarıda seçilmiş.
Buradaki amaç ise çok büyük bir ihtimalle ressamın, gökyüzünün resmin büyük
çoğunluğunu kaplamasını istemesidir. Böylece bakmakta olduğumuz köy gökyüzünün
altında oldukça mütevazi ve şirin duracaktı. Ki öyle de olmuş, değil mi?
Solda bulunan hilal şeklindeki parlak
ay, resmin bir diğer ilgi çekici ögesi. Yıldızlar ise Büyükayı Takım Yıldızı'na
benziyor. (Van Gogh tablolarında sık sık gerçek ortamları
resimlese de, sanat tarihçileri Yıldızlı Gece'de tam olarak hangi yıldız ve
gezegenlerin betimlendiği konusunda aynı fikirde değiller.) Yıldızların resmedilmesi hakkında ilginç bir görüş var. Van
Gogh'un resmi yaptığı dönemde eskisi kadar
dindar olmadığını biliyoruz, ancak yine de bir ihtimal de olsa Eski Ahit'teki
Yusuf'un öyküsünden etkilenmiş olabileceğini düşünen sanat eleştirmenleri var.
Çünkü yıldızlar, Van
Gogh'un pencereden bakarak görebileceği bir
konumda değildi. Yani geceleri izleyip, gündüzleri aklında kalanları resmettiği
bu mekan bugün hâlâ resimdeki gibi olmasına rağmen, bulunan bölgeden tam tersi
taraftan yıldızlar görünüyor. Eski Ahit'te yer alan bölümde ise şunlar
geçmekte:
"Bak, bir rüya gördüm"
dedi, "güneşin, ayın ve onbir yıldızın bana doğru eğildiklerini gördüm."
Tekvin 37:9
Renklere gelecek olursak... Ay ve
yıldızların sarı, turuncu ve beyazın parlak tonlarındaki ışıkları remin
geneline hakim. Bu renkler Prusya mavisi, lacivert ve morun ağır tonunu kırarak
resme adeta aydınlık katıyor. Aynı zamanda bu parlak doğal ışıklar evlerin
pencerelerinden sızan yapay ışıklara göre son derece güçlü görünüyorlar.
Van
Gogh'u diğer birçok sanatçıdan farklı kılan
tekniği, boyaları palet üzerinde karıştırmadan doğrudan tüplerden alıp
kullanmasında yatar. Bu şekilde kalın, geniş ve kaba fırça darbeleri ile
resimdeki renkler ve tonlar hiçbir zaman karışmaz. Bir gece resmi için
renklerin birbiri ile kaynaştırılıp karaltılar ve siluetler oluşturulması
beklenirken Van
Gogh bu belirgin darbeleri resimde
koruması ile seyirciye farklı bir gece deneyimi yaşatıyor. Ay ve yıldızların ışıkları
sanki çevrelerinde dairesel olarak dönmekte, uyumlu şekilde gökyüzündeki bulut
hafif bir rüzgarla kıvrılmakta, dağların yüzeyi, köyün ağaçları ve ön plandaki
serviler hep bu rüzgarın etkisiyle dans etmektedir sanki. Gözlerinizi kapayıp
tekrar açtığınızda resmin canlanacağını sanırsınız. Van
Gogh'un bu etkiyi sadece renkler ve fırça
darbeleriyle yaratmış olması da onun dehasının farkına varmamız için
yeterlidir.
Ressamın zor hayatını, ruhsal
gelgitlerini ve çaresizliklerini duygusal kırılganlığı ile harmanladığı bu eser
onun için bir umut arayışı mı, yoksa sakinliğe ve huzura dair bir özlemi mi
simgeliyor, bunu asla tam olarak bilemeyeceğiz. Fakat, gecenin karanlığında
parlayan ay ve yıldızların altındaki bu kasaba manzarası tüm zamanların
hafızalarda en çok yer eden görüntülerinden biri olmaya devam edecek.
Bazı kimseler bu
resmi Vincent'ın yine çok ünlü ve aynı derecede çalkantılı olan bir diğer resmi
"Buğday Tarlası ve Kargalar" ile kıyaslamışlardır. Bu iki resmin
düzensiz stili ızdırap içindeki bir beynin yansıması mıdır? Yoksa Vincent'ın
gece gökyüzünü hareketlendiren sarmallarının ardında başka bir şeyler mi
gizlidir? Tüm bu sorular "Yıldızlı Gece"yi yalnızca Van Gogh'un en
ünlü resmi yapmakla kalmayıp aynı zamanda anlamı ve önemi üzerine en çok kafa
yorulan resmi yapmıştır.
Van Gogh’un boyaları kullanmadaki özgün tekniği ve kendine
has fırça darbeleri ile hemen fark edilen bu resim pek çok şiire, romana konu
olmasının yanı sıra Don McLean’in ünlü şarkısına ("Vincent"
veya "Starry, Starry Night") da
ilham kaynağı olmuştur.
1. Küçük not;
Van
Gogh'un resmi yaptığı dönemde sık sık
geçirdiği nöbetler yüzünden akıl sağlığının da pek yerinde olmadığı
biliniyordu. Zaten senatoryuma yine geçirdiği bir psikolojik bunalım nedeniyle
kaldırılmıştı. Arkadaşı Paul Gauguin'e saldırmış hatta onu öldürmeye
çalışmıştı. Bu yaptığından daha sonra büyük pişmanlık duyarak bir kulağını
kesmiş ve otoportresini yapmıştı. Dolayısıyla resimdeki şiddet ve dalgalanmalar
ressamın o tarihlerde içinde bulunduğu psikolojik durumu da yansıtıyordu.
2. Küçük not;
Van Gogh, Yıldızlı Gece
resmini Saint-Remy’deki akıl hastanesinde yatarken ve sıkça gelen nöbetler
yüzünden akıl sağlığının çok da düzenli olmadığı bir zamanda yaptı, odasının
camından güneşin doğuşunu izlemiş ve çok etkilenmişti. Bu konuda, Van Gogh’un
bu resmi gerçeğine bakarak değil, yalnızca hayal gücünü kullanarak yaptığını
söyleyen görüşler mevcut.
3. Küçük not;
Bir başka görüşe göre, uzun çalışmalar ve
hesaplamalar sonunda, tablonun 25 Mayıs 1889, saat 04:40'taki gökyüzünü
gösterdiği tespit edilmiştir. Ay'ın henüz ilk hilal biçiminde olması ve Venüs
gezegeninin ufukta görüntülenmiş olmasından yola çıkılarak tablodaki yıldız ve
gezegenlerin gün doğarken resmedildiği anlaşılmıştır.
Faydalanılan kaynaklar: