25 Temmuz 2016 Pazartesi

TEMMUZ AYINDA BU KİTABI OKUDUM - 2

 
KİTABIN ADI
Faşizm, Irkçılık, Ayrımcılık Yazıları
KİTABIN YAZARI

Sibel Özbudun- Temel Demirer

KİTABIN ÇEVİRMENİ
-
KİTABIN YAYINEVİ
Ütopya Yayınevi
KİTABIN BASKI YILI
2016
KİTABIN BASKI SAYISI
1. Baskı   
KİTABIN SAYFA SAYISI
403 syf
KİTABIN DİZGİ/BASKI KALİTESİ
9,5/10  (Birkaç dizgi hatası var)
KİTABIN YAZIM-DİL KALİTESİ
 10/10
KİTABIN EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ
 0


Kitabın kapağında, en sevdiğim yazarlardan Umberto Eco ve Bertolt Brecht’in yanı sıra, Samir Amin, Pierre Milza ve William R. Robinson gibi yazarların yazılarının bulunduğu güzel bir seçki olduğunu görerek güzel bir kitap okuyacağım hevesi ile kitabı almıştım.
Ancak kitap ilerledikçe, yukarıda adı geçen 5 yazarın toplamı belki 70-80 sayfa tutan yazılarının dışında kitabın hazırlayıcı iki kişinin bolca yazılarının bulunduğunu gördüm. Temel Demirer’in yazıları beni fazla rahatsız etmese de Sibel Özbudun’un kitabın sonlarında yer alan bir makalesinde nasıl bir zihniyetle karşılaştığımı anladım. Kendi adıyla çıkarsa idi birkaç yüz kişinin alacağı kitapta aşağıdaki fikirlerini, Umberto Eco ve Bertolt Brecht isimlerinin arkasına saklanarak  okuyanlara empoze etmeye çalıştığı ortaya çıktı;

“…Ermeniler, Osmanlı toplumunda, uygulanan etnik temizlik ve ‘sermayeyi Türkleştirme’ politikaları doğrultusunda trajik bir soykırıma uğratıldılar. Cumhuriyet rejimi ise soykırım faillerini taltif edip Ermeni mülklerinin yağmalanmasını resmileştirerek bu politikaya sahip çıktı, sürdürdü… Bu tarihsel gerçeği ‘ama’sız, ‘fakat’sız kabul etmek, benim için, Ermenileri sevmek ya da savunmaktan bağımsız olarak, sosyalist bilinç ve vicdanımın gereğidir.
     Benzer biçimde, PKK, Anadolu Kürtlerinin varlığı ve (ayrılmak dahil) hakları için mücadele eden bir örgüttür. Ulusların kaderini tayin hakkını ilkesel olarak kabul eden sosyalist dünya görüşüm nedeniyle, anti-PKK bir konumu benimsemem mümkün değildir, olamaz. Ancak ne Kürtler ne de PKK –benim bildiğim kadarıyla- Kürt toprakları üzerinde yaşayan herhangi bir kendiliğin ortadan kaldırılması ya da etkisizleştirilmesini, kuşatılmasını, mülksüzleştirilmesini öngörmekte değildir…

Bu maskeli süvarilerin gerçek amacını fark etmeniz dileğiyle…
                                            


6 yorum:

  1. Merhaba Mehmet Bey,

    Bir defa gerçek bir yazar ve düşünür fikirlerini, birilerinin arkasına sığınarak yaymaya çalışması demek oluyor ki; bu kişinin dışarıdan ısmarlama birisi olduğuna sıkı bir kanıt... Dahası kendisini "solcu" olarak tanımlayan birisi, emperyalistlerle işbirliği içerisinde veya emperyalizme hizmet edecek söylemlerde ilkesel olarak bulunmaz. Dolayısıyla baştan ilkesel davranmayan bir şahısın kitapta yazdıkları öyle bir şey.. Yani dayatmadan öteye geçmeyen, emperyalistlerin bölgesel tasdikçiliğini yapan "yazar"... Uyarınız okuyuculara faydalı olmuştur. Saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni yaralayan yönlere tekrar değinmişsiniz. bugüne kadar sol dünyada adı bile geçmeyen bir insanın sol ve sosyalizm adına 'kabul'leri benim açımdan can yakıcı. Emperyalist gevezelikleri ülkemizde ne yazık ki müşteri bulabilen kişiler destekleniyor ve kabul görüyor.
      Geçmişte ve hala sola yakın bir insan olarak bugün dünyaya baktığım tek gözlük "Atatürkçülük". Sonuna kadar da öyle kalacak.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
  2. Ooo! Hakikaten ünlü isimlerin arkasına sığınmış. Sizin yazınız olmasa ben merakla bu kitabı alabilirdim ve inanılmaz pişman olup sinirlenebilirdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tür kişileri tanımak ve tanıtmak gerekir ki, tuzaklarına düşmemek gerekir. Yaşamımızdaki tek rehberimiz Mustafa Kemal'in solmayan ışığı.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil
    2. Özellikle bu günlerde, en sevmeyen insanların bile Atatürk'ün sözlerini tekrarladıklarını düşünürsek. Haklısınız. Aklın yolu bir aslında.
      Saygılar...

      Sil
    3. Bahsettiğiniz değişimi görmek gerçekten şaşırtıcı. mutlaka eşeği kaybedip sonra bulmak mı gerekiyor?
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil