| 
KİTABIN ADI | 
Keklik | 
| 
KİTABIN YAZARI | 
Fakir
  Baykurt | 
| 
KİTABIN ÇEVİRMENİ | 
- | 
| 
KİTABIN YAYINEVİ | 
Literatür Yayınları | 
| 
KİTABIN BASKI YILI | 
1975, Literatür’de 2008 | 
| 
KİTABIN BASKI SAYISI | 
1.Baskı | 
| 
KİTABIN SAYFA SAYISI | 
341  syf | 
| 
KİTABIN DİZGİ/BASKI
  KALİTESİ | 
10/10 | 
| 
KİTABIN YAZIM-DİL
  KALİTESİ | 
10/10   | 
| 
KİTABIN
  EDEBİ/SANATSAL/TARİHSEL DEĞERİ | 
10/10   | 
| 1960 ‘lı yıllar, Türkiye’nin yavaş yavaş ABD’nin sarmalına girdiği, ilk kez yabancı ülkelere işçi göçü verildiği, yine ilk demokrat anayasanın uygulamaya konulduğu, köyün modern yaşama açılmaya başladığı, sol fikirlerin ilk kez özgürce dile getirilebildiği yıllar. Yani sancılı yıllar. Aynı zamanda köy konulu romanların edebiyatımıza girdiği bu yılların parlayan yıldızların Fakir Baykurt’un romanlarının bir çoğunu küçükken okumuştum. Ne var ki kitaplığımda hiçbir kitabının bulunmadığını, Seda’nın bloğuna yazdığım bir yorumumda fark ettim. Literatür Yayınları tarafından tüm kitaplarının yeni baskısının yapıldığını gördüğüm Fakir Baykurt’un ilk alıp okuduğum romanı: Keklik. Yaşar, 13 yaşında küçük bir Ankara köylüsüdür. Bir kekliği yakalayıp eğitmiş “Elcik” yapmıştır. Salsa da bir yere gitmediği kekliği ötüşüyle tüm keklikleri yanına getirdiği için tüm avcıların gözdesidir. Bir gün köye gelen Amerikan mühendis Harpır, keklik avında elcik kekliği çok beğenince para verip almak ister. Yaşar vermez kaçırır. Ama babası Seyit, köyden kurtulup Harpır’dan bir iş umuduyla kekliği götürüp Harpır’a hediye eder. Elvan Çavuş, torunu Yaşar’ın ağlama ve yakarmasına dayanamaz ve kekliği almadan dönmemeye yemin ederek, Yaşar’la birlikte Ankara’ya gider… 1960-1970’lerin mükemmel bir Türkiye panoraması Keklik romanının perde arkasında. Fakir Baykurt’a derin saygıyla… | 
| 
Fakir Baykurt (Asıl
  adı Tahir'dir) (15 Haziran 1929; Yeşilova, Burdur - 11
  Ekim 1999, Essen), Türk yazar ve sendikacıdır. 
Çocukluğu 
Fakir Baykurt (Asıl adı
  Tahir'dir) Burdur'un Yeşilova ilçesine
  bağlı Akçaköy'de
  doğdu, Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber şu sözleri ile 1929
  yılında haziran ortası olduğu varsayılmaktadır; “1929 doğumlu olduğum doğru.
  Ay, gün bilinmiyordu. Anamla konuştuk. Köyde orak mevsimi. Tarlada sancılanıp
  eve gelmiş. Haziran ortasıdır...” Tahir Baykurt’un annesinin adı Elif ve
  babasının adı Veli’dir. Doğduğunda ona savaşlarda vurulup geri dönmeyen
  Amcasının adı olan Tahir adı verilir. Tahir 1936 yılında Akçaköy İlkokulu'na
  başlar ve iki yıl sonra babasını kaybeder. Babasının ölümünden sonra dayısı
  Osman Erdoğuş tarafından Balıkesir iline
  bağlı Burhaniye' ye götürülür ve orada dayısının
  yanında dokumacılık yapmaya başlar. II. Dünya Savaşı'nın
  başlaması ile dayısı askere alınır ve Tahir Akçaköy’e dönerek okula devam
  etme imkânı bulur. 1942 yılında ağır bir sıtma geçirir bu dönem aynı zamanda
  şiir yazmaya başladığı dönemdir. 
Köy Enstitüsü
  yılları 
İlkokulu bitirdikten sonra Isparta Gönen Köy Enstitüsü'
  ne yazılır. Köy enstitüsü yıllarında özellikle şiire olan ilgisi artar,
  kendini okumaya verir. Bu dönemde özellikle Türkçe'ye çevrilen klasikleri okur. Fakir
  Baykurt Köy enstitüsündeki yıllarını ve kendisine kazandırdıklarını şu
  şekilde anlatmıştır; 
 
 
Bu yıllarda Bursa
  Cezaevi'nde olan Nazım Hikmet’in şiirleri ise gizli gizli
  yayılmaktadır. Tahir Baykurt da bu dönem Nazım Hikmet’in şiirlerini bulur ve
  gizli gizli okumaya başlar. 
 
Köy enstitüsü yıllarında ilk
  şiiri Fesleğen
  Kolum Eskişehir’ de çıkan Türke
  Doğru dergisinde
  çıkar. Edebiyata olan ilgisinden dolayı enstitüde de kitaplığın yönetimine
  seçilir ve daha fazla okuma fırsatı bulur. 1947 yılında Köy
  Enstitüleri ve Kaynak
  Dergisi' nde şiirleri çıkar ve bu yıllarda once şiirlerinde daha sonra
  tüm yazılarında Fakir Baykurt adını kullanmaya başlar. Köy enstitüleri
  üzerindeki baskıların artması ile birlikte tüm enstitülere daha baskıcı
  yönetimler atanmaya başlar. Bu dönemde enstitüler daha önceki birçok
  özelliğini yitirmeye başlarken eski öğrencilerin yaşam alışkanlıkları da bu
  yeni yönetimlerce sorun olmaya başlar. Fakir Baykurt da yeni atanan müdürle
  sorunlar yaşar ve defalarca kovuşturmaya maruz kalır. Ancak 1947 yılında Köy
  enstitüsünü başarı ile bitirir ve Yeşilova’ nın Kavacık
  Köyü' ne öğretmen olarak
  atanır. 
Öğretmenlik
  ve yazarlık yılları 
1951 yılında ölene kadar
  birlikte olacağı Muzaffer Hanım’la evlenir. Bu yıl ayrıca körbağırsağı patlar
  ve iki kez ameliyat olur. Öğretmenliği Dereköy’ e aktarılır. Üzerindeki baskılar
  devam eder, savcılıkça evine baskın yapılır ve kovuşturma geçirir. 1953
  yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’
  ne girer ve bir sene sonra bu sefer Gayret
  Dergisi’ nde çıkan bir yazısı nedeni ile yargılanır. 1955 yılında
  Gazi Enstitüsü' nü de başarı ile bitirirerek Hafik’ de açılan ortaokula atanır. Aynı yıl ilk kitabı
  olan Çilli yayınlanır.
  1957 yılında askere alınır ve Ankara Piyade Yedek
  Subay Ortaokulu’
  na öğretmen olarak atanır. İlk kızı Işık da bu yıl dünyaya gelir. 1958
  yılında ilk romanı Yılanların Öcü, Cumhuriyet gazetesinin
  açtığı Yunus Nadi Roman Ödülleri' nde birinci olur.
  Ancak roman nedeni ile hem Baykurt hem Cumhuriyet Gazetesi kovuşturma
  geçirir. Baykurt bu dönemden sonra Cumhuriyet Gazetesi’ nde yazmaya başlar.
  Askerlikten sonra Şavşat Ortaokulu'na
  öğretmen olarak atanır ve ikinci kızı Sönmez dünyaya gelir. Yılanların
  Öcü adlı romanı da Remzi Kitabevi tarafından
  basılır. Ardından Köy ve Eğitim Yayınları tarafından Efendilik
  Savaşı adlı
  kitabı yayımlanır. Cumhuriyet’teki bazı yazıları yüzünden öğretmenlikten
  alınıpAnkara’ da Milli Eğitim
  Bakanlığı Yapı
  İşleri Bölümü’ nde görevlendirilir. Sürüp giden yazıları ve Yılanların
  Öcü romanı yüzünden Bakanlık buyruğuna
  alınarak cezalandırılır. Altı ay açıkta kaldıktan sonra 27 Mayıs 1960’ta
  Ankara İlköğretim müfettişliğine atanır ve aynı yıl Efkar Tepesi adlı
  kitabı basılır. 
1961 ve 1962 yıllarında
  yazarın Yılanların Öcü adlı
  romanı tiyatroya ve filme uyarlanır.
  Tiyatro gösterimi yasaklanır, film ise ancak Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in konuya el koyması ile
  gösterime girer; ancak filmin gösterimi sırasında olaylar çıkar. Bu yıl
  ayrıca yazarın Onuncu Köy, Karın
  Ağrısı, Irazca'nın Dirliği kitapları
  yayımlanır. Bir sene sonra yazarın oğlu Tonguç dünyaya gelir. Baykurt Amerika
  Birleşik Devletleri'ne giderek, Bloomington'daki Indiana Üniversitesi'nde
  göze kulağa hitap eden ders araçları ve yetişkinler için yazma öğrenimi
  görür. 1963 yılında yurda dönerek Ankara İlköğretim müfettişliği görevini
  sürdürür. Onuncu Köy Bulgarcaya çevrilir
  ve kitapları Bulgaristan'da Türkçe olarak da basılır. Yılanların
  Öcü ileIrazca'nın Dirliği de Almanya’da, Die
  Racheder Schlangen adıyla
  basılır. Yılanların Öcü Rusçaya çevrilir. 
Türkiye
  Öğretmenler Sendikası 
1965 yılında TÖS'ün kuruluşuna katılır ve genel başkan
  seçilir. 1966 yılında İlköğretim müfettişliğinden uzaklaştırılarak yeni
  kurulan Milli Folklor Enstitüsü’ nde uzman olarak atanır. Kaplumbağalar ve Amerikan
  Sargısı romanları
  yayımlanır. 1967 yılında Onuncu Köy adlı eseri de Rusçaya çevrilir. Yazıları
  ve TÖS’ teki çalışmaları yüzünden sık sık kovuşturma geçiren Baykurt Gaziantep’ in Fevzipaşa bucağına
  sürülür. TÖS “Devrimci
  Eğitim Şurası” nı düzenler. Bir yıl sonra da TÖS “Büyük
  Eğitim Yürüyüşü”nü bir sene sonra da Genel
  Öğretmen Boykotu’ nu düzenler. Bu faaliyetlerinden sonra tekrar
  görevden alınarak bakanlık emrine alınır ancak Danıştay kararı
  ile görevine geri döner. 1970 yılında Fevzipaşa’dan Ankara’yaOrtadoğu
  Teknik Üniversitesi Halkla
  İlişkiler ve Yayın Müdürlüğü görevine getirilir. Anadolu
  Garajı ve Tırpan kitapları
  yayımlanır. Tırpan ve Sınırdaki
  Ölü ile TRT
  Ödülleri' ni kazanır. Ardından Onbinlerce
  Kağnı adlı
  kitabı yayımlanır. 
Sıkıyönetim
  yılları 
1971’de ordunun yönetime el
  koyması ile başlayan sıkıyönetim döneminde
  Baykurt iki kere gözaltına alınır. Aynı yıl Tırpan ileTürk Dil Kurumu Ödülü'nü
  kazanır. Kitaplarının yeni basımları yapılırken yazar askeri tutukevinden Ankara
  Merkez Cezaevi'ne aktarılır. 1973 yılında Can
  Parası ve Köygöçüren basılır.
  Baykurt’un yurt dışına çıkışı da yasaklanmıştır. 1974 yılında İçerdeki
  Oğul basılır. Keklik romanını
  yazar. Can Parası ile Sait Faik Ödülü'nü
  kazanır. Askeri Yargıtay’da
  TÖS Davası’ndan beraat etder. Sınırdaki Ölü ve Keklik kitap olarak basılır.
  1976 yılında Sakarca basılır. 
Emeklilik
  Yılları 
Sosyal
  Sigortalar Kurumu’ndan emekli olan Baykurt Madaralı Roman Ödülü’
  nün kuruluşuna yardımcı olur. 1977 yılında İsveç’te öğretmen yetiştirme çalışmalarına
  katılır ve Yayla romanı
  basılır. Frankfurt Uluslar arası Kitap Fuarı’ na
  katılır ve Almanya, Hollanda ve İsviçre’ ye geziler yapar, göçmen işçilerle
  iletişim kurar. 1978 Yılında Sakarca sahneye uyarlanarak İstanbul Şehir
  Tiyatroları' nca oynanır. Kara
  Ahmet Destanı ile Orhan
  Kemal Ödülü’ nü kazanır ve Kültür Bakanlığı'na danışman olur. 1979
  yılında Tırpan adlı eseri de tiyatroya uyarlanır.
  Devlet Tiyatrosu tarafından İzmir, Ankara ve Antalya’da oynanır. Baykurt, göçmen işçi
  konusunu incelemek üzere tekrar Almanya’ ya gider. Duisburg şehrinde
  yaşamaya başlar.Yandım Ali kitap
  olarak basılır. Bu dönemde ODTÜ’
  de öğrenci olan oğlu Tonguç da tutuklanır. 1980 yılında Tırpan İstanbul Şehir
  Tiyatroları'nca da sahneye konulur ve iki mevsim oynanır. Tırpan’dan ötürü
  Baykurt ve Taner Barlas, “Avni Dilligil En
  Başarılı Yazar” ödülü kazanırlar. Suna Pekuysal da
  “En Başarılı Oyuncu” seçilir. Rur
  Havzası’nda Türk işçi
  çocukları için başlatılan RAA programında görev alır ve bir İngiltere gezisi
  yapar. Kızı Işık da bu yıl tutuklanır. Baykurt, Taner Barlas ve oyunda rol
  alan sanatçılar “İsmet
  Küntay Ödülü” kazanırlar. Tırpan’daki oyunu nedeniyle Suna Pekuysal “Ulvi
  Uraz Ödülü”nü kazanır. 
1981’de Sakarca İsveç’te
  çizgi film yapılır ve Macarcaya da
  çevrilir. DDR’de bir inceleme gezisi yapar. Öyküleri Gürcistan’da da kitap olarak basılır. 
Kaplumbağalar filminin
  senaryo çalışmalarına katılmak üzere İsviçre’nin Neuchatel şehrine
  gider. Almanya’daki göçmen işçilerin yaşamını konu alan öyküleri Gece
  Vardiyası adıyla
  basılır. İşçi çocuklarının yaşamını dile getiren öyküleri de Barış
  Çöreği adıyla
  basılır. Kitaptan yapılan seçmeler Almanya ve Hollanda’da iki dilli olarak yayımlanır.
  1983 yılındaYüksek
  Fırınlarkitap olarak basılır. Oğlu Tonguç’la birlikte Sovyetler
  Birliği gezisi
  yapar. Moskova, Bakü, Batum ve Leningrad şehirlerine
  veYasnaya
  Poliana’ya giderek Lev Nikolayeviç
  Tolstoy’un Yurtluğu’nu ziyaret eder. 
1984 yılında Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü’nü
  kazanır. Gece Vardiyası ve Kara Ahmet Destanı Almanca, Yılanların Öcü ile Irazca’nın
  Dirliği Bulgarca basılır. Türkiye’de “Barış Derneği İkinci Davası”nda
  sanık olarak aranır. 1985 yılında Gece Vardiyası ile Alman Endüstri Birliği
  BDI’nin Yazın Ödülü’nü alır. Dünya Güzeli ve Saka Kuşları adlı Kitapları
  Türkçe ve Almanca olarak basılır. 1986 yılında Duisburg’ta öğretmenliğe başlar ve yurt
  dışında oluşan Türkiye Aydınlarıyla Dayanıma Girişimi’nin
  yönetiminde görev alır. Duisburg Treni adlı eseri basılır. Kopenhag’ta Dünya
  Barış Kongresi’ne katılır aynı yıl Koca Ren basılır. 
1987 yılında Keklik romanı 20
  öyküsüyle birlikte Rusça’ya çevrilip basılır. Londra’ya bir gezi yaparak Highgate’te Karl Marx’ın gömütünü ziyaret eder. Aynı yıl
  aralarında birçok yabancı dile çevrilen kitabının da bulunduğu 19 kitabı Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Halikarnas Balıkçısı, Mihail Şolohov, Ernest Hemingway, İvan Gonçarov, Tolstoy, Gogol, Panait Istrati gibi
  yazarlarla beraber gerekçe göstermeden yasaklanır. Aynı yıl Sakarca adlı
  eseri de Hollandaca ve Almanca olarak basılır. Türkiye – Yunanistan Dostluk
  Gelişimi’nin Avrupa’da kuruluşunda görev alır. Tiflis’te İlaya
  Cavcavadze’nin 150’nci doğum yıld önümü konferansına katılır. 
1988 yılında İçerdeki Oğul’u
  oyun olarak tekrar yazar. A. Çetinkaya ile birlikte Fridan
  Halvaşi’nin şiirlerini Türkçe’ye çevirir; Kitap Eninde Sonunda
  adıyla Almanya’da basılır. 
1989 yılında Kuru Ekmek
  romanını yazar. İçerdeki Oğul, Amersfoort Halk
  Tiyatrosu’nda oynanır. Şiirleri de Bir uzun yol adıyla basılır. Moskova’ya
  yeni bir gezi yaparak Nazım Hikmet’in evinde ve arşivinde çalışır. 
Baykurt ders vermeyi
  Pestalozzi Okulu’nda sürdürür. Şiirleri Hollanda’da “Vuurdoorns –
  Ateşdikenleri” adıyla basılır. 1991 yılında Ortaokul öğrencileri için, “KALEM
  – Schreiber” dergisini çıkarmaya başlar aynı yıl boynundan bir ameliyat
  geçirir. 1992 yılında, bugün Literaturcafé
  Fakir Baykurt adıyla
  varlığını sürdüren Duisburg Edebiyat Kahvesi'ni kurar. Bir Uzun Yol’un
  Almanca’sı “Ein langer Weg” adıyla çıkar. Yazar bu yıl bir de Çin gezisi
  ertesi yıl da Avustralya gezisi
  yapar. 1995 yılında Almanya’da öğretmenlik yaptığı çalıştığı Pestalozzi
  Okulu’ndan emekliye ayrılır. Öykü Kitabı bizim İnce Kızlar basılır ve 7
  kitaptan oluşan Özyaşam öyküsünü bititir. 10 Mart'ta Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Yardımlaşma Vakfı tarafından
  “Fakir Baykurt’a Saygı Gecesi” düzenlenir. Bu yıl Yarım Ekmek romanı da
  yayımlanır. 1998 yılında Telli Yol öykü kitabı ile birlikte, “Özyaşam”
  dizisinin ilk cildi “Özüm Çocuktur” yayımlanır. Gezi yazılarının bir bölümünü
  Dünyanın Öte Ucu (Avustralya Gezi İzlenimleri) adıyla yayımlanır. Benli
  Yazılar deneme kitabıyla birlikte “Özyaşam” dizisinin ikinci ve üçüncü
  ciltleri (Köy Enstitülü Delikanlı; Kavacık Köyünün Öğretmeni) çıkar. 1999
  Nisan genel seçimlerinde Özgürlük ve
  Dayanışma Partisi İzmir milletvekili
  Adayı olur. 11 Ekim 1999 Pazartesi günü tedavi gördüğü Almanya’da Essen
  Üniversitesi Kliniği’nde pankreas kanserine yenik düşerek ölmüştür. 
Romanları 
·        
  Yılanların Öcü (1954) 
·        
  Irazcanın Dirliği (1961) 
·        
  Onuncu Köy (1961) 
·        
  Amerikan
  Sargısı (1967) 
·        
  Tırpan (1970) 
·        
  Köygöçüren (1973) 
·        
  Keklik (1975) 
·        
  Kara
  Ahmet Destanı (1977] 
·        
  Yayla (1977) 
·        
  Yüksek
  Fırınlar (1983) 
·        
  Koca Ren (1986) 
·        
  Yarım
  Ekmek (1997) 
·        
  Kaplumbağalar (1980) 
Öyküleri 
·        
  Çilli (1955) 
·        
  Efendilik
  Savaşı (1959) 
·        
  Karın
  Ağrısı (1961) 
·        
  Cüce
  Muhammet (1964) 
·        
  Anadolu
  Garajı (1970) 
·        
  On
  Binlerce Kağnı (1971) 
·        
  Can
  Parası (1973) 
·        
  İçerdeki
  Oğul (1974) 
·        
  Sınırdaki
  Ölü (1975) 
·        
  Gece
  Vardiyası (1982) 
·        
  Barış
  Çöreği (1982) 
·        
  Duirsbug
  Treni (1986) 
·        
  Bizim
  İnce Kızlar (1992) 
·        
  Dikenli
  Tel (1998) 
Toplum
  ve Eğitim Yazıları 
·        
  Efkar Tepesi (1960) 
·        
  Şamaroğlanları (1976) 
·        
  Kerem ile Aslı (1974) 
·        
  Kale Kale (1978) 
·        
  Kaplumbağalar (1980) 
Çocuk
  kitapları 
·        
  Topal
  Arkadaş 
·        
  Yandım Ali 
·        
  Sakarca 
·        
  Sarı
  Köpek 
·        
  Dünya
  Güzeli (1985) 
·        
  Saka
  Kuşları (1985) 
Şiir 
·        
  Bir
  Uzun Yol 
·        
  Dostluğa
  Akan Şiirler 
Aldığı
  ödüller 
·        
  1958 Yunus Nadi Roman
  Ödülü (Yılanların Öcü) 
·        
  1970 TRT Sanat
  Ödülleri (Tırpan) 
·        
  1970 TRT Sanat
  Ödülleri (Sınırdaki
  Ölü) 
·        
  1971 Türk Dil Kurumu Roman
  Ödülü (Tırpan) 
·        
  1974 Sait Faik
  Hikâye Armağanı (Can
  Parası) 
·        
  1978 Orhan Kemal
  Roman Armağanı (Kara
  Ahmet Destanı) 
·        
  1979 Tiyatro
  79 Dergisi
  tarafından Yılın Oyunu Ödülü (Sakarca) 
·        
  1980 Avni Dilligil Tiyatro
  Ödülü (Tırpan) 
·        
  1984 Berlin
  Senatosu Çocuk
  Yazını Ödülü (Barış
  Çöreği) 
·        
  1985 Alman
  Endüstri Birliği (BDI)
  Yazın Ödülü (Gece
  Vardiyası) 
·        
  1997 Sedat Simavi
  Edebiyat Ödülü (Yarım
  Ekmek) 
·        
  1998 Yaşam Radyo Ustalara Saygı Onur
  Ödülü 
·        
  1999 Pir Sultan Abdal Derneği
  Ödülü | ||||||||||||||||||


 
 
Yıllar evvel Tırpan kitabını okumuştum Fakir Baykurt'un.. hemde ortaokulda falandım sanırım. Sevmiştim..
YanıtlaSilDiğer romanlarını da okuma fırsatı bulmanızı dilerim. Sevgiler, saygılar.
SilSevgili Bilgehan Bey, Rahmetli Fakir Baykurt'un okuduğunuz KEKLİK kitabı nedeniyle belleğimi taaaaa 46 yıl öncesine gittim geldim. Önce bu hatırlatmayı yaptığınız ve Fakir Baykurt hakkında uzun araştırmaniz için teşekkür ediyorum. Fakir Baykurt'la çok önceden tanışmış olmamıza rağmen, samimiyetimiz TÖS kuruluşunda ve sonrasında arttı. 1968 TÖS kongresini Kayseri'de başlatmış, Ankara'da bitirmiştik. O kongrede TÖS Genel Merkez yönetim kuruluna seçilmi,ştim. Fakir 'de genel başkan olmuştu. 1972 müdahalesi bizi ayırdı. Fakir Baykurt Ankarada ben de İstanbul'da Maltepede yattım.
YanıtlaSilFakir le en son Almanya'dan dönünce görüştük. Sonra izmir'e gitti.Görüştüğümüzde çok saplıklı idi. Dudaklarından asla gülümseme eksik olmazdı. Son olarak Almanya'dan vefatı haberi geldi. Ne yazık ki cenazesine katılamadım.
Günün bu geç saatinde Sevgili Baykurt'u yaşamaktan memnun oldum. Allah yattığı yeri cennet etsin.
İyi geceler dileği ile BERKİ Ailesine sevgilerimi gönderiyorum.
Değerli hocam, yorumunuza candan teşekkürler. Babam ve bizler 1969'da Kayseri'de idik. Babam da TÖS üyesi idi Ama sendikal görevi var mı idi çok hatırlamıyorum. Önemli ve ülke tarihine not düşülen günlerdi. emekleriniz için sizlere binlerce teşekkür.
SilSevgi ve saygıyla kalın.