Ya
önceden okuduklarınız sebebiyle çevresindeki son derece önemli gezi noktaları
için Krakov’a gelirsiniz ya da Krakov’a geldiyseniz mutlaka çevresindeki çok
önemli birkaç noktaya gidersiniz. Şehir içinde görülecek noktaları bitirdikten
sonra Krakov çevresinde çok önemli ve görülmesi gereken iki nokta var. Birincisi
bugün anlatacağım Tuz Madeni ve ikincisi gelecek haftaki yazı konumuz olan
Auschwitz.
Şehirde
gezdiğinizde bu iki noktaya da günlük turlar yapan şirketler var. Ancak turun
başlangıç ve dönüş saatleri her ikisini aynı gün görmenizi engelliyor. Hem
gidiş noktalarının farklı olmasından hem de turların gezdirme sürelerini uzun
tutmalarından. Bu nedenle biz her ikisini de aynı güne sıkıştırmak zorunda
olduğumuz için araba kiralamayı tercih ettik. Gerçi şehir haritalarında
gideceğiniz yönü görebiliyorsanız da araç kirala şirketlerinde navigasyon
cihazı bulunmama ihtimali yüksek. Bu nedenle bu cihazı bulamadığımızdan cep
telefonundaki navigasyondan faydalandık.
Wieliczka,
Krakov yakınlarında küçük bir belde. Yaklaşık yarım saatlik bir araba
yolculundan sonra madene ulaşıyorsunuz. Tuz madeni Unesco Dünya Kültür mirası
listesine alınmış durumda. Tarih öncesi çağlarda bile varlığı keşfedilmiş olan
maden 13. Yüzyıldan itibaren işletmeye açılmış. 1996’dan bu yana müze olarak faaliyette.
Madenin derinliği 327 metre imiş ama açılmış tüm tünellerin uzunluğu 300
kilometreyi buluyor. Madeni kendi başınıza gezme şansınız yok. Kapıda hangi
dillerdeki rehberlerin hangi saatte tura başlayacağı yazılmış. Türkçe olmadığından bildiğiniz bir dildeki
bir rehberi izlemek zorundasınız. Yaklaşık 15 dakika kadar süreyle ahşap bir
merdivenden sayısız merdiven basamağıyla mağaraya iniliyor. Turun yaklaşık 3,5
kilometre olduğu ifade ediliyor. Yaklaşık birkaç yüz metrede bir dehliz
kapıları var. Rehberler uygun ısı ve nemin kaybolmaması için bir kapıyı açmadan
diğerinin (arkada kalan kapının) kapatılmasını sağlıyorlar.
Aşağıda gördüğünüz her şeyin (ahşap kolonlar dışında) tuz olduğu ifade ediliyor.
Tüm madende 200 koridor ve 2040 odacık olduğu söyleniyor. Galerilerde tuzdan
yapılmış avizeler, heykeller (aslen Polonya’lı olan Papa 2. John Paul,
Goethe,Mikolaj Kopernik vs…), heykelcikler muhteşem görünüyor. Ayrıca gezerken
madenci cüceleri gösteren figürlerle karşılaşıyorsunuz ki bunun bir sebebi var.
Eski dönemlerde dar koridorda rahat çalışabilsinler diye cüceler çalıştırılmış.
Küçük bir yer altı gölünde ışık gösterisi eşliğinde Chopin noktürnleri
dinleyeceksiniz.
Ne yazık
ki madende kaliteli resim alabilmek için iyi makinelere sahip olmak gerekiyor.
Benim çektiğim resimler bu muhteşemliği göstermekten uzak kalıyor. Yaklaşık 2
saat süren tur, dev bir salonda sona eriyor. Ancak çıkış o kadar kolay değil.
Yine rehber eşliğindeki çıkış yaklaşık bir saat sürüyor ve kasabanın farklı bir
noktasında yüzeye çıkıyorsunuz. Rehber sizi güzel bir parktan geçirip madenin
kapısına bırakıyor. Hem madende ve hem de sokak satıcılarında tuzdan yapılmış
çok çeşitli hediyelik eşyalar var.
Sadece bu
maden için bile Krakov’a gelmelisiniz
Hiç ölümlü maden kazası olmuş mu? merak ettim.. ayrıca gelecek haftaki yazı konunuzu okuyunca bile tüylerim diken diken oldu merakla bekliyorum...
YanıtlaSilMadenin ilk açılış yıllarında ölümler olmuş olması muhtemel. Herhangi bir yazıda rastlamadım. Ancak bazı galeriler var ki oralarda yapılacak kazılar bir yana yürüme platformlarının yapılması bile o denli tehlike dolu ki görmeyenin düşünmesi imkansız gibi.
SilNe yazık ki bu hafta gezi notlarım son derece etkileyici toplama kampları ile bitecek. dolaşması bile insanı ürperten yerler.
Sevgiler.
Harika!
YanıtlaSilNe yazık ki o muhteşemliğin onda birini bile yansıtamıyorum. İnsan görünce anlıyor.
SilSevgiler.