(Çok sayıda seyahat anlatı yazısı ve
birikmiş kitap tanıtımları beklerken bu yazıyı konusu çok güncel olduğu için
paylaşmak istedim.
Devlet malının nasıl korunduğu, hiçbir
suistimale meydan verilmediği ve daha doğrusu buna çabalayanın olmadığı bir dünya, çağdaş bir dünya olsa gerek)
1981 yılında yemin ederek ABD Başkanlığına göreve
başlamasından yaklaşık bir ay sonra dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan ve eşi
Nancy Reagan, Beyaz Saray’da akşam yemeğini yedikten sonra hiç beklemedikleri
bir sürprizle karşılaşırlar.Peki, 8 yıl boyunca yıllık ortalama 500 bin dolar maaşı olan ve kira gideri olmayan bir aile niçin Beyaz Saray’dan beş parasız ayrılacaktı? Nancy Reagan’ı çok şaşırtan sebepten dolayı…
Gerald Ford’tan George W. Bush’a kadar 6 başkan döneminde bu evin ‘baş kahyası
(chief usher)’ olmuş Gary Walters’ın deyişi ile, başkan ve ailesi bu evin 4
veya 8 yıllık kira sözleşmesine sahip kiracılarıdır. İstedikleri yemekler
pişirilir, malzemeler ve ürünler istedikleri markalardan seçilir ama parasını
Amerikan halkı değil, Başkan ve ailesi maaşlarından öder. Ve doğal olarak
fiyatın yüksekliğine alışmaları zaman alır. Çünkü başkanlar ve ailelerine
verilen hizmet 5 yıldızlı otel kalitesinde olduğu gibi başkanın bunlar için
ödeyeceği para da 5 yıldızlı otel fiyatları düzeyindedir. Devlet konutu diye
cüzi ücretlendirme yapılmaz. Walters, ‘yemek, hizmet ve malzemelerin pahalı
olduğundan yakınmayan tek bir first aile hatırlamıyorum’ diyor. Hatırladığı en
büyük tepki ise Jimmy Carter’ın eşi Rosalynn Carter’a ait. Memleketleri
Atlanta’da yemeğin de malzemelerin de çok daha ucuz olduğunu söyleyip durmuş
aylarca. Ama ‘first lady’nin şikayetleri, fiyatları aşağı çekmeye yetmemiş.
George W. Bush’un eşi Laura Bush da, “Spoken from the Heart” adlı anı kitabında
Beyaz Saray’da yaşamanın ne kadar pahalı olduğundan yakınıyor. Onu en çok
zorlayan konulardan biri de, hergün saçlarını yapan kuaföre, devleti temsil
edeceği törenlere giderken bile olsa, ücretini kendisinin ödemesi olmuş. Bayan
Bush kitabında, faturanın aylık geldiğini ve Başkan ve eşi ile iki kızının
bütün yemeklerinin, kullandıkları bütün kişisel malzemelerin, kuru temizleme
dahil tüm hizmetlerin, garsonların ve temizlik görevlilerinin saat başı
ücretinin, özel misafirlerinin tüm masraflarının bu faturada yer aldığını
yazıyor. "Faturada ağzımı açık bırakan kalemler de vardı’’ diye
aktaran Bayan Bush şu örneği veriyor: ‘’Ülkenin First Lady’si olarak giyeceğim
kıyafetlerin de özel tasarım olması gerektiği şartı vardı ama elbisenin
ücretinin yanı sıra bu tasarımların ücreti de yine benden tahsil ediliyordu.’’
ABD Başkanlarının maaşına en son 1999 yılında
zam yapıldı. Buna göre ABD Başkanın çıplak maaşı yıllık 400 bin dolar
civarında. 50 bin dolar da görev tazminatı ödenir. Bu her iki ödeme de vergiye
dahildir. Başkan bunların gelir vergisini ödemek zorunda. Bunların yanı sıra başkanın
gezileri için, vergiden muaf yıllık 100 bin dolar harcırah ödenir. Ancak, Beyaz
Saray faturasının yüksekliği göz önüne alındığında bir ABD Başkanı, maaşının
neredeyse tamamını aylık giderlerine harcar. Yani ayrıca bir serveti yoksa,
Beyaz Saray’da ‘ucu ucuna’ yaşamak durumunda… Belki de bu yüzden Başkan Gerald
Ford, Beyaz Evi, ‘Bugüne kadar gördüğüm en lüks sosyal yardım konutu’ diye
tanımlamıştı.
Beyaz Ev, kompleks bir yapıdır. Aynı anda hem bir
konut, hem bir müze ve hem de bir devlet dairesidir. ABD dünyanın süper gücü
olmasına rağmen, Beyaz Ev, dünyadaki en büyük devlet başkanı sarayı değil,
aksine büyük devletler içindeki en küçük devlet başkanlığı konutlarından
biridir. Sadece bir katından, dünyanın en büyük devletinin yürütme organı
yönetilir. ”1700’lerin dünyasında 13 kolonili devlet için inşa edilmiş, bugün
dünya lideriyiz. Bu ihtiyaca uygun çok daha büyük bir saray yapalım” diyen tek
bir başkan bile olmamıştır. Kimsenin aklına böyle bir şey gelmez. Çünkü, Beyaz
Ev, ABD demokrasisinde ‘devamlılığın’ da sembolüdür.Ve yine Beyaz Ev, kendi
toplumundan izole bir yer de değil. Dünyada, içinde başkan yaşadığı halde
halkının ziyaretine açık tek devlet başkanlığı konutudur. Çünkü Amerikan
tarihinin en önemli kültür müzesidir. Haftalık ortalama ziyaretçi sayısı 30
bindir. Başkanın penceresinin bir kaç on metre uzağındaki bahçe
demirliğinin önü ise ABD’nin en ünlü gösteri ve protesto yeridir.
Beyaz Ev, başkanlar için kalıcı bir ihtişam ve keyif sarayı değil, geçici bir barınma ve hizmet yeridir. Başkan Truman’a göre, ‘dışı çok gösterişli bir hapishane‘den başka bir şey değildi. Ronald Reagan ise, buradaki yılları boyunca kendisini sürekli bir akvaryum balığı gibi hissettiğini anlatır. Michelle Obama da geçtiğimiz yıl, "çok iyi dekore edilmiş bir hapishane’’ olarak niteleyecekti. Bu eve kiracı başkanlar aileleriyle gelir geçer. Mülk sahibi Amerikan halkı ve demokrasisidir. Bu gerçeği, bir hizmetçisi, Baba George Bush’un eşi Barbara Bush’a şöyle söyler bir gün:
‘’Buraya her dört yılda bir başkanlar gelir gider… Biz kalıcıyız’’.
Bu yazı http://www.amerikabulteni.com/<http://amerikabulteni.com/2014/10/20/bir-demokraside-devlet-baskanligi-sarayinda-oturmanin-faturasi/>’da yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder