25 Kasım 2014 Salı

AUSCHWİTZ-BİRKENAU TOPLAMA KAMPLARI – 1. BÖLÜM Auschwitz-Birkenau (Konzentrationslager Auschwitz Panstwowe Muzeum Auschwitz-Birkenau Oswiecim, Polska.)

Bu bir gezi yazısının ötesinde çok resimli ve çok açıklamalı özel bir yazı olacak. Krakov şehrine gelenler için belki de mutlaka görülmesi gereken bu noktalar yaklaşık 70-75 sene kadar önce yaşanan büyük insanlık dramını görme anma ve insanlığınızı sorgulama mekanları.
Almanya-Polonya ve Çek Cumhuriyeti topraklarında da çok sayıda toplama kampı var. (Almanya : Bergen-Belsen Toplama Kampı Buchenwald Toplama Kampı Dachau Toplama Kampı Dora-Mittelbau (Nordhausen) Ebensee Toplama Kampı Flossenbürg Toplama Kampı Natzweiler-Struthof Toplama Kampı Neuengamme Toplama Kampı Ravensbrück Toplama Kampı Sachsenhausen Toplama Kampı Avusturya: Mauthausen-Gusen toplama kampı Çek Cumhuriyeti: Theresienstadt Toplama Kampı Letonya: Kaiserwald Toplama Kampı Polonya Auschwitz-Birkenau Belcez İmha Kampı Chelmno Toplama Kampı Gross-Rosen Toplama Kampı Jawitz Toplama Kampı Płaszów Toplama Kampı Martunore Sobibor İmha Kampı Stutthof Toplama Kampı Trablinka İmha Kampı)
Bunlar arasında Auschwitz bir sembol isim olarak ortaya çıkıyor. Kamplardaki vahşetin varlığı ve dünya kamuoyu önüne çıkması 27 Ocak 1945’te Sovyet Birliklerinin kampa ulaşmasıyla oldu. Baltık Denizi ve Karpatlar arasındaki doğu cephesinde 13 Ocak sabahı Sovyetler büyük bir operasyon başlattı.
Kızıl Ordu karadan ilerledikçe, Auschwitz toplama kampındakilere özgürlük biraz daha yakınlaşıyordu. Ancak özgürlük için daha iki hafta beklemeleri gerekliydi. Sovyet birlikleri 27 Ocak 1945’te nihayet kampa ulaştı. Fanatik Alman birliklerinin direnişi ile karşılaşan Kızıl Ordu’nun 231 askeri, kampı özgürlüğe kavuştururken hayatını kaybetti.
Kamuoyunun Auschwitz’te yaşananları öğrenmesi hemen mümkün olmadı. Kamptan kurtarılanlarla ilgili ilk haber İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin Almanca servisi tarafından 1945 Nisanı’nın ortalarında aktarıldı. Kurtarılanlardan biri de Anita Lasker’di. Lasker yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
Kampa yenileri getirildiğinde bir doktor ve komutan bulunuyordu ve hepimizin gözleri önünde tasnif ediliyorlardı. Yaşları ve sağlık durumları soruluyordu. Yeni gelenler ise ne olduğundan habersizdi ve sağlık sorunlarını söyleyerek aslında kendi ölüm fermanlarını imzalıyorlardı. Özellikle yaşlılar ve çocuklar ne olduğunu anlamıyordu. Sağ taraftakiler hayatta kalıyor, sol taraftakiler ise gaz odasına gönderiliyordu…“
Kamp, Krakov şehrine yaklaşık 60 kilometre mesafede Oswiecim kasabasının hemen güneybatısına kurulmuş. Zaman içinde Naziler için kamp kapasitesi yeterli olmayınca önce hemen 3 kilometre kadar batıda Brzezinka köyünde “Birkenau” kampı ve daha sonra özellikle Krupp ve Siemens fabrikaları için Monowice köyünde Monowitz kampı açılmış. Her üçü de sırasıyla Auschwitz I, II ve III olarak anılıyor.
Krakov’dan buraya günlük turlarla gelmeniz mümkün. Biz zamansızlık nedeniyle yarım güne sığdırmak için araba kiralayarak ulaştık. Mesafenin yaklaşık 45 kilometresini otoyoldan gelebiliyorsunuz. Kamplar saat 10.00’da ziyarete açılıyor ve 19.00’da kapanıyor. Saat 16.00’dan sonra ücretsiz girebiliyorsunuz. Dilerseniz rehber alma şansınız var. Müzenin hemen önünden Birkenau’ya her yarım saatte bir ücretsiz otobüs seferi var.

Müze girişinden hemen sonra Auschwitz’in neredeyse tüm filmlerinde gördüğünüz üzerinden “Arbeit Macht Frei” (Çalışmak –insanı- özgürleştirir) yazısı bulunan kapısından giriyorsunuz. Her iki kampa 1,3 milyon insanın yerleştirildiği, 1 milyonu Yahudi olmak üzere 1,1 milyon insanın öldürüldüğü tahmin ediliyor. (Gerçek sayı hiçbir zaman bilinemeyecek)


Kampa gelenlerin yaklaşık 900.000 ‘i doğrudan gaz odasında ya da vurularak yok edilmiş. Kalan 200.000 kişi, hastalık, eksik beslenme, kötü muamele, tıbbi deneyler nedeniyle ve daha sonra gönderildikleri gaz odalarında ölmüştür. Ortalama 6 ay içinde ölen tutsaklar, en ağır şartlarda günde en az 10 saat çalıştırılmışlar. Gaz odalarına gönderilirken, saç kesme, ceset toplama, yakma gibi işlemleri de yine kendi içlerinden seçilen tutuklular yapıyorlarmış.


1979 yılında UNESCO'nun İnsanlığın Kültür Mirası listesine eklenen bu iki kampın kalıntıları (I ve II numaralaı kamplar) ve Yahudi mezarlığı, Auschwitz-Birkenau Devlet Müzesi ve Holokost anma mekânı olarak kamuya açılmış durumda.
1940 yılında kurulan ilk kamp Auschwitz I'de tüm toplama kamplarının yönetim merkezi de bulunuyormuş. Burada yaklaşık 70.000 Polonyalı entelektüel ve Sovyet savaş esiri hayatını kaybetmiştir.
26 Eylül 1941'de Rudolf Höß, 100.000 Rus savaş esiri için bir çalışma kampı kurulması yönünde emir alır. Bu kamp Brzezinka 'da (Birkenau) KZ Auschwitz I 'in yaklaşık 3 km. uzağında kurulur. Naziler yöre halkını evlerini terk etmeye zorlar, inşaat malzemesi elde etmek üzere evleri yıkarlar.

Kamp yaklaşık 5 km² alana kurulmuştur. Bu geniş alan içinde farklı bölümleri olan kampın tamamı kuvvetli elektrik akımı verilmiş dikenli tellerle çevrilmiştir.

Başlangıçta bu kampın, savaş esirlerinin ve tutukluların zorunlu olarak SS için çalışması amacıyla kurulduğu sanılıyordu. Kampın asıl işlevi birkaç ay sonra ortaya çıkıyor. 1941 sonlarında KZ Auschwitz I 'de denemeleri yapılan Zyklon B adı verilen zehirli gazla 1942 yazında gaz odasında ölümler başlatıldı. (Aslında bir dezenfeksiyon maddesi olan Zyklon B, kapalı alanda yaydığı buharla dakikalar içinde ölüme sebebiyet veriyor.) Önce Rus komiserler ve çalışamayan tutuklular öldürüldüler. Kısa süre sonra da anne ve çocuklar ve diğer çalışamayacak kişiler kampa getirildiklerinde hemen ayıklanarak gaz odalarına gönderilmeye başlandı.
(Zyklon B gazının verildiği salon)
 
Auschwitz, Nazi döneminin en büyük toplama ve imha kampıydı. Burada mükemmel şekilde işleyen korkunç bir Nazi sistemi geliştirilmişti. Kitlesel ölümlerin organizatörü ise Adolf Eichmann’dı. Eichmann, Reich Ana Güvenlik Baş Dairesi (RSHA) olarak adlandırılan kuruluşun Yahudi işlerinden sorumlu yöneticisiydi. Bu daire aslında SS yapılanmasının bir nevi terör aracıydı. Eichmann 2. Dünya Savaşı’nın sonunda Vatikan’ın desteğiyle Arjantin’e kaçtı. Ancak İsrail gizli servisi, 1960 yılının mayıs ayında peşini bırakmadığı Eichmann’ın izini buldu ve onu İsrail’e kaçırdı. İsrail’de hâkim karşısına çıkarılan Eichmann, Yahudilerin soykırıma uğratılmasında büyük rol oynamadığını iddia etti, ancak mahkemeyi ikna etme konusunda başarılı olmadı. Eichmann yargılama sonunda suçlu bulundu ve 1962’de idam edildi.
 (CESET YAKMA FIRINLARI)





 
(İDAM SEHPASI)


DEVAM EDECEĞİZ

2 yorum:

  1. Bu insanlık ayıbı "kara yıllar" insanı derinden etkiliyor.. Tarihin bu utanç sayfası insanlığa ders olur inşallah Mehmet Bey.. Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ders oluyor mu derseniz çok umutlu değilim. şimdi de din adına kafa kesen cinayet işleyenler var! İnsan hırsları ne yazık ki düzelmiyor.
      Sevgi ve saygılarımla.

      Sil