Bu bir gezi yazısının ötesinde çok resimli ve çok açıklamalı özel bir yazı olacak. Krakov şehrine gelenler için belki de mutlaka görülmesi gereken bu noktalar yaklaşık 70-75 sene kadar önce yaşanan büyük insanlık dramını görme anma ve insanlığınızı sorgulama mekanları.
Almanya-Polonya
ve Çek Cumhuriyeti topraklarında da çok sayıda toplama kampı var. (Almanya : Bergen-Belsen Toplama Kampı Buchenwald Toplama
Kampı Dachau Toplama Kampı
Dora-Mittelbau (Nordhausen) Ebensee Toplama Kampı
Flossenbürg
Toplama Kampı Natzweiler-Struthof Toplama Kampı Neuengamme
Toplama Kampı Ravensbrück
Toplama Kampı Sachsenhausen
Toplama Kampı Avusturya: Mauthausen-Gusen
toplama kampı Çek Cumhuriyeti: Theresienstadt
Toplama Kampı Letonya: Kaiserwald
Toplama Kampı Polonya Auschwitz-Birkenau
Belcez
İmha Kampı Chelmno
Toplama Kampı Gross-Rosen
Toplama Kampı Jawitz
Toplama Kampı Płaszów
Toplama Kampı Martunore
Sobibor İmha Kampı Stutthof
Toplama Kampı Trablinka
İmha Kampı)
Bunlar arasında Auschwitz bir sembol isim olarak ortaya çıkıyor. Kamplardaki vahşetin varlığı ve dünya kamuoyu önüne çıkması 27 Ocak 1945’te Sovyet Birliklerinin kampa ulaşmasıyla oldu. Baltık Denizi ve Karpatlar arasındaki doğu cephesinde 13 Ocak sabahı Sovyetler büyük bir operasyon başlattı.
Kızıl Ordu karadan ilerledikçe,
Auschwitz toplama kampındakilere özgürlük biraz daha yakınlaşıyordu. Ancak
özgürlük için daha iki hafta beklemeleri gerekliydi. Sovyet birlikleri 27 Ocak
1945’te nihayet kampa ulaştı. Fanatik Alman birliklerinin direnişi ile
karşılaşan Kızıl Ordu’nun 231 askeri, kampı özgürlüğe kavuştururken hayatını
kaybetti.
Kamuoyunun Auschwitz’te yaşananları
öğrenmesi hemen mümkün olmadı. Kamptan kurtarılanlarla ilgili ilk haber İngiliz
yayın kuruluşu BBC’nin Almanca servisi tarafından 1945 Nisanı’nın ortalarında
aktarıldı. Kurtarılanlardan biri de Anita Lasker’di. Lasker yaşadıklarını şöyle
anlatıyor:
Krakov’dan buraya
günlük turlarla gelmeniz mümkün. Biz zamansızlık nedeniyle yarım güne sığdırmak
için araba kiralayarak ulaştık. Mesafenin yaklaşık 45 kilometresini otoyoldan
gelebiliyorsunuz. Kamplar saat 10.00’da ziyarete açılıyor ve 19.00’da
kapanıyor. Saat 16.00’dan sonra ücretsiz girebiliyorsunuz. Dilerseniz rehber
alma şansınız var. Müzenin hemen önünden Birkenau’ya her yarım saatte bir ücretsiz
otobüs seferi var.
Müze girişinden hemen sonra Auschwitz’in neredeyse tüm filmlerinde gördüğünüz üzerinden “Arbeit Macht Frei” (Çalışmak –insanı- özgürleştirir) yazısı bulunan kapısından giriyorsunuz. Her iki kampa 1,3 milyon insanın yerleştirildiği, 1 milyonu Yahudi olmak üzere 1,1 milyon insanın öldürüldüğü tahmin ediliyor. (Gerçek sayı hiçbir zaman bilinemeyecek)
Kampa gelenlerin yaklaşık 900.000 ‘i doğrudan gaz odasında ya da vurularak yok edilmiş. Kalan 200.000 kişi, hastalık, eksik beslenme, kötü muamele, tıbbi deneyler nedeniyle ve daha sonra gönderildikleri gaz odalarında ölmüştür. Ortalama 6 ay içinde ölen tutsaklar, en ağır şartlarda günde en az 10 saat çalıştırılmışlar. Gaz odalarına gönderilirken, saç kesme, ceset toplama, yakma gibi işlemleri de yine kendi içlerinden seçilen tutuklular yapıyorlarmış.
1979 yılında UNESCO'nun İnsanlığın Kültür Mirası listesine eklenen bu iki kampın kalıntıları (I ve II numaralaı kamplar) ve Yahudi mezarlığı, Auschwitz-Birkenau Devlet Müzesi ve Holokost anma mekânı olarak kamuya açılmış durumda.
1940 yılında kurulan ilk kamp Auschwitz I'de tüm toplama kamplarının yönetim merkezi de bulunuyormuş. Burada yaklaşık 70.000 Polonyalı entelektüel ve Sovyet savaş esiri hayatını kaybetmiştir.
26 Eylül 1941'de Rudolf Höß, 100.000 Rus savaş esiri için bir çalışma kampı kurulması yönünde emir alır. Bu kamp Brzezinka 'da (Birkenau) KZ Auschwitz I 'in yaklaşık 3 km. uzağında kurulur. Naziler yöre halkını evlerini terk etmeye zorlar, inşaat malzemesi elde etmek üzere evleri yıkarlar.
Kamp yaklaşık 5 km² alana kurulmuştur. Bu geniş alan içinde farklı bölümleri olan kampın tamamı kuvvetli elektrik akımı verilmiş dikenli tellerle çevrilmiştir.
Başlangıçta bu kampın, savaş esirlerinin ve tutukluların zorunlu olarak SS için çalışması amacıyla kurulduğu sanılıyordu. Kampın asıl işlevi birkaç ay sonra ortaya çıkıyor. 1941 sonlarında KZ Auschwitz I 'de denemeleri yapılan Zyklon B adı verilen zehirli gazla 1942 yazında gaz odasında ölümler başlatıldı. (Aslında bir dezenfeksiyon maddesi olan Zyklon B, kapalı alanda yaydığı buharla dakikalar içinde ölüme sebebiyet veriyor.) Önce Rus komiserler ve çalışamayan tutuklular öldürüldüler. Kısa süre sonra da anne ve çocuklar ve diğer çalışamayacak kişiler kampa getirildiklerinde hemen ayıklanarak gaz odalarına gönderilmeye başlandı.
(İDAM SEHPASI)
DEVAM EDECEĞİZ
Bunlar arasında Auschwitz bir sembol isim olarak ortaya çıkıyor. Kamplardaki vahşetin varlığı ve dünya kamuoyu önüne çıkması 27 Ocak 1945’te Sovyet Birliklerinin kampa ulaşmasıyla oldu. Baltık Denizi ve Karpatlar arasındaki doğu cephesinde 13 Ocak sabahı Sovyetler büyük bir operasyon başlattı.
“Kampa
yenileri getirildiğinde bir doktor ve komutan bulunuyordu ve hepimizin gözleri
önünde tasnif ediliyorlardı. Yaşları ve sağlık durumları soruluyordu. Yeni
gelenler ise ne olduğundan habersizdi ve sağlık sorunlarını söyleyerek aslında
kendi ölüm fermanlarını imzalıyorlardı. Özellikle yaşlılar ve çocuklar ne
olduğunu anlamıyordu. Sağ taraftakiler hayatta kalıyor, sol taraftakiler ise
gaz odasına gönderiliyordu…“
Kamp,
Krakov şehrine yaklaşık 60 kilometre mesafede Oswiecim kasabasının hemen güneybatısına kurulmuş. Zaman içinde Naziler için
kamp kapasitesi yeterli olmayınca önce hemen 3 kilometre kadar batıda Brzezinka
köyünde “Birkenau” kampı ve daha sonra özellikle Krupp ve Siemens fabrikaları
için Monowice köyünde Monowitz kampı açılmış. Her üçü de sırasıyla Auschwitz I,
II ve III olarak anılıyor.Müze girişinden hemen sonra Auschwitz’in neredeyse tüm filmlerinde gördüğünüz üzerinden “Arbeit Macht Frei” (Çalışmak –insanı- özgürleştirir) yazısı bulunan kapısından giriyorsunuz. Her iki kampa 1,3 milyon insanın yerleştirildiği, 1 milyonu Yahudi olmak üzere 1,1 milyon insanın öldürüldüğü tahmin ediliyor. (Gerçek sayı hiçbir zaman bilinemeyecek)
Kampa gelenlerin yaklaşık 900.000 ‘i doğrudan gaz odasında ya da vurularak yok edilmiş. Kalan 200.000 kişi, hastalık, eksik beslenme, kötü muamele, tıbbi deneyler nedeniyle ve daha sonra gönderildikleri gaz odalarında ölmüştür. Ortalama 6 ay içinde ölen tutsaklar, en ağır şartlarda günde en az 10 saat çalıştırılmışlar. Gaz odalarına gönderilirken, saç kesme, ceset toplama, yakma gibi işlemleri de yine kendi içlerinden seçilen tutuklular yapıyorlarmış.
1979 yılında UNESCO'nun İnsanlığın Kültür Mirası listesine eklenen bu iki kampın kalıntıları (I ve II numaralaı kamplar) ve Yahudi mezarlığı, Auschwitz-Birkenau Devlet Müzesi ve Holokost anma mekânı olarak kamuya açılmış durumda.
Kamp yaklaşık 5 km² alana kurulmuştur. Bu geniş alan içinde farklı bölümleri olan kampın tamamı kuvvetli elektrik akımı verilmiş dikenli tellerle çevrilmiştir.
Başlangıçta bu kampın, savaş esirlerinin ve tutukluların zorunlu olarak SS için çalışması amacıyla kurulduğu sanılıyordu. Kampın asıl işlevi birkaç ay sonra ortaya çıkıyor. 1941 sonlarında KZ Auschwitz I 'de denemeleri yapılan Zyklon B adı verilen zehirli gazla 1942 yazında gaz odasında ölümler başlatıldı. (Aslında bir dezenfeksiyon maddesi olan Zyklon B, kapalı alanda yaydığı buharla dakikalar içinde ölüme sebebiyet veriyor.) Önce Rus komiserler ve çalışamayan tutuklular öldürüldüler. Kısa süre sonra da anne ve çocuklar ve diğer çalışamayacak kişiler kampa getirildiklerinde hemen ayıklanarak gaz odalarına gönderilmeye başlandı.
(Zyklon B gazının verildiği salon)
Auschwitz, Nazi döneminin en büyük
toplama ve imha kampıydı. Burada mükemmel şekilde işleyen korkunç bir Nazi
sistemi geliştirilmişti. Kitlesel ölümlerin organizatörü ise Adolf Eichmann’dı.
Eichmann, Reich Ana Güvenlik Baş Dairesi (RSHA) olarak adlandırılan kuruluşun
Yahudi işlerinden sorumlu yöneticisiydi. Bu daire aslında SS yapılanmasının bir
nevi terör aracıydı. Eichmann 2. Dünya Savaşı’nın sonunda Vatikan’ın desteğiyle
Arjantin’e kaçtı. Ancak İsrail gizli servisi, 1960 yılının mayıs ayında peşini
bırakmadığı Eichmann’ın izini buldu ve onu İsrail’e kaçırdı. İsrail’de hâkim
karşısına çıkarılan Eichmann, Yahudilerin soykırıma uğratılmasında büyük rol
oynamadığını iddia etti, ancak mahkemeyi ikna etme konusunda başarılı olmadı.
Eichmann yargılama sonunda suçlu bulundu ve 1962’de idam edildi.
(CESET YAKMA FIRINLARI)(İDAM SEHPASI)
DEVAM EDECEĞİZ
Bu insanlık ayıbı "kara yıllar" insanı derinden etkiliyor.. Tarihin bu utanç sayfası insanlığa ders olur inşallah Mehmet Bey.. Saygılarımla,
YanıtlaSilDers oluyor mu derseniz çok umutlu değilim. şimdi de din adına kafa kesen cinayet işleyenler var! İnsan hırsları ne yazık ki düzelmiyor.
SilSevgi ve saygılarımla.