Her geçen gün Türkçe'nin biraz daha yozlaştırıldığını
görüyoruz. Dilimizdeki yabancı kökenli sözcüklerin istilası artarak sürüyor.
Peki buna kim dur diyecek ? Ne yazık ki Türkçe'mizi özensiz kullanıyoruz. (Bu
konuda yazılarımda elden geldiğince cümle yapılarına ve kelimelere dikkat
etmekte isem de zaman zaman hatalar yapıyorum) Bunun başta cumhuriyet
sevdalıları ve Atatürk’ün dil devrimine sahip çıkması gereken bizler olduğuna
inanıyorum.
Yapılan hataların başında "W,X,Q gibi Türkçe'mize
ait olmayan harflerin kullanımı, "I,ı,ü,u" gibi
harflerimizin uygun kullanılmaması, noktasız kullanımı,
kelimeleri kısaltarak kullanmak, özensiz cümle kurulması, “de,da,ki,mi” gibi
bağlaçların yanlış kullanımı, yabancı kelime kullanımı, cümle ortasında büyük harfle başlamak gibi temel hatalar geliyor.
Örnek verecek olursak;
·
Eywallah,
eywah, taxim, yqk gibi... – ("W,X,Q" harfinin ne işi var burada ?
Doğrusu: Eyvallah, eyvah, taksim, yok)
·
Turkce,Istanbul,
duzgun gibi... – (Dilimizde noktalı harfler yok mu ? Doğrusu: Türkçe, İstanbul,
düzgün)
·
Hdi snemaya
gdlm, gldm, tşk, öd gibi... – (2 kelime uzun yazsan ölür müsün ? Doğrusu: Hadi
sinemaya gidelim, geldim, teşekkürler, önemli değil.)
·
yada,
herkez gibi... – (Kelimelerimizin düzgün yazılışlarını öğrenelim Doğrusu: Ya
da, herkes)
·
Öyleki,
gidelimmi,yada gibi.... – (Bağlaçların kullanımına dikkat edelim Doğrusu: Öyle
ki, gidelim mi ,ya da)
·
Yes, ok, brother,
selfi gibi.... – (Bu kelimelerin Türkçe karşılığı yok mu? Doğrusu: Tamam, Kardeşim
gibi...)
Bir ulusu ayakta tutan milli değerleridir. Bunların başında da dil
gelir. Dil yaşayan bir olgudur. Tıpkı insan gibi…. İnsanoğlu yaşamsal
faaliyetini devam ettirebilmek için nasıl her şeyden önce beslenmeye ihtiyaç
duyuyorsa. Dilde böyledir. Devamını sağlayabilmek için beslenmesi gerekir.Dil, sahip olduğu kültürle, bilimle, sanatla, dünya üzerine yerleşmiş bütün ilimlerle beslenir. Neticede tüm bu ögeler zaman içinde her daim kendini yenileyen, gücünü ve desteğini birbirinden alan ve birbirine bağımlı kavramlardır.
Zincirin halkaları gibi düşünün. Halkalardan biri koptuğunda zincir özelliğini kaybetmez, fakat anlamını yitirir. Eskisi gibi işinize yaramayacaktır. Demek ki bütünlüğünün sağlanması için korunmaya ihtiyacı vardır. Korumak, etrafını zırhla örmek değildir. Korumak beslenmesine engel olmak, gelişmesini duraklatmak değildir. Korumak sahip çıkmaktır. Kabullenmektir.
Yıl: 1965
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."
Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim.."
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."
Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim.."
Yıl: 1985
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.."
Yıl: 1995
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.."
Yıl: 1995
"Karşıma
birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fenâ hâlde kal geldi yâni.. Ama bu iş bizi
bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim.. Manitayı tavlamak
için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim.."
Yıl: 2006
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav aryu yavrum?'"
Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. Off, ay dont nov âbi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita.. 'Hay beybi..
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. Ama concon muyum ki ben, baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav aryu yavrum?'"
Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. Off, ay dont nov âbi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita.. 'Hay beybi..
Çok haklısınız Mehmet Bey, çocuklarımız garip bir dille yetişiyor. Kendi çapımda yazım kurallarına dikkat etmeye çalışıyorum ama özellikle internet/akıllı telefon vasıtasıyla kullandığımız programlar ve uluslararası siteler bizi Türkçe harfleri kullanmamaya zorluyor.
YanıtlaSilAma çocuklarımız bir yandan da bizi örnek almaya devam ediyor, mesela beş yaşındaki kızımın yerli yerinde kullandığı bazı kelimeler (muhtemelen, müdahil..gibi) beni mutlu ediyor...
Hoşçakalın...
Amacım, aynen yazı sahibinin de istediği gibi, bu konuda duyarlılık yaratabilmek. Sizler gibi sorumluluk duyan, hisseden insanların yorum yazma ihtiyacı duyması bence çok önemli. Bu konuda rahatsız olmasaydınız, yazıyı okuyup çekip gidecektiniz.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.
Ne güzel bir sıralama yapılmış. Yılların götürüsü belki daha da kötü olacak. Türk Dil Kurumu'nun "müsait" açıklamasından sonra daha farklı açıklamalar da gelebilir.
YanıtlaSilOktay Sinanoğlu "Bye bye Türkçe" adlı kitabında düşüncelerini aktarmıştı. Jülide Gülizar Türkçeyi ne güzel kullanan bir sunucuydu.
Keşke okullarımızda önce dilini doğru kullanan çocuklar yetiştirebilsek...
Sizler gibi, Türkçe'nin bu yanlış kullanımından rahatsız olanların daha da artmasını diliyorum.
SilSevgi ve saygılarımla.
O kadar haklısınız ki! Türkçe'nin saçma sapan hallere sokulmasından hiç hoşlanmıyorum:(
YanıtlaSilMücadele etmekte önemli. Önümüzdeki hafta yine güzel Türkçe'miz üzerine güzel bir yazıyı paylaşacağım. Sevgi ve saygılarımla.
SilMehmet Bey gecikmeli okudum yazınızı.. Bu konuda bırakın eğitimciliğimi, vatandaşlık duyarlılığımla verdiğim kişisel mücadelemin sayısı belli değil.. Ancak gördüm ki, her itirazım cevabını buldu.. Örnek mi? Mesela bundan 5-6 yıl önce "dia-SA" levhalarında yazılan "İspanyolca" cümleyi Türkiye sathında kaldırttım! Bunun haklı gururunu bu vesileyle paylaşmak istedim.. Saygılarımla.
YanıtlaSilMücadeleniz her türlü övgünün üzerinde. Türk Dili konusunda bloğunuzdaki çabalarınızı alkışlıyorum. İnsanlarımızda dilimizin genel bozulmasına tepki oluşturmamız önemli.
SilSevgi ve en derin saygılarımla.